Fransız Halk Hareketi Birliği (UMP) Marsilya Milletvekili Valerie Boyer tarafından hazırlanan yasa teklifi önümüzdeki hafta görüşülecek... Büyük ihtimalle onaylanacağı bildirilen yasada:
“Fransız yasaları tarafından tanınan soykırımların inkârının, bir yıl ve 45 bin euro para cezasıyla cezalandırılacağı” ifadesi yer alıyor.
Eğer bu tasarı yasalaşırsa Fransa’da bir Türk vatandaşı atalarının Ermenilere soykırım yapmadığını söyleyemeyecek, söylerse hapis ve para cezasına çarptırılacak.
Bu konuda daha önce senato gündemine getirilen tasarı, Türk heyetlerinin çalışması ve Sarkozy’nin desteklememesi sonucu çıkmamıştı.
Bu defa Sarkozy var gücüyle yasanın arkasında...
Sırada daha vahim bir gelişme var...
AB’de 2010 yılında yürürlüğe giren “Irkçılık ve yabancı düşmanlığı ile mücadele” kararına göre, AB üyesi bir ülkenin herhangi bir milli mahkemesi 1915 olayının soykırım olduğu kararını verirse, o ülkede soykırımı inkâr edene hapis ve para cezası verilecek.
Ermeni lobileri boş durmaz. Diğer birçok AB ülkesinin bu konuda Fransa’yı izleyeceğinden kimsenin kuşkusu olmasın...
CHP eski Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen:
- Biz 2006 yılında bu yasa Senato’ya geldiğinde bir heyet halinde Fransa’ya çıkartma yapmış, basın toplantıları, televizyon röportajları yaparak, Senato’daki yasanın yanlışlığını anlatmış başarılı da olmuştuk. Bu defa heyet göndermekte geç kalındı...
Ancak herkes şundan emin olabilir... Yasa çıksın özellikle iktidardan büyük tepkiler yükselir, bu şekilde iç kamuoyu uyutulur, karar sineye çekiliir.
Askerlik şubeleri kapanıyormuş.
Bedelliden sonra oralar banka şubelerine dönüştürülebilir...
* * *
Yeni YÖK Başkanı öğrencilere “Yumurta değil tweet atın” tavsiyesinde bulunmuş.
Bizden de Başkan’a bir tavsiye: Öğrencileri okuldan atmayın, onlara tweet atın...
Haldun Ertem
İntibak...
Emekli okurumuz diyor ki:
- Sayın Başbakan hasta olmadan önce “intibak” yasasının çıkarılması için emir vermişti, sevinmiştik. Bu kanundan yararlanacak olanlar artık ömürlerinin uzatma bölümünü yaşıyorlar. İntibak kanunu ne oldu?
Bir başka emekli okurumuz ekliyor:
- CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun seçim meydanlarında en çok dile getirdiği konu “emekliler” idi... Ama şimdi CHP’nin emeklilerle ilgili gıkı çıkmıyor.
İktidar, emekli maaşlarında topu topu 10 ila 250 TL arasında komik bir artış yapılması ve bunun da 4 yıla yayılarak, ödemelerin ta 2013’ün ortalarında başlamasını konuşuyor. CHP’den ses yok. Evet Kemal Bey... Sizce bu uygun mu?
Terörist fırçası...
Meclis’te Milli Savunma Bakanlığı bütçesi görüşülürken BDP Muş Milletvekili Sırrı Sakık, Milli Savunma Bakanlığı Müsteşarı Korgeneral Ümit Dündar ve müsteşar yardımcısı 3 tuğgenerale dönerek fırça atıyor:
“Bize bu sıralardan ters bakılmış. Haddinizi bileceksiniz, bize ters bakmayacaksınız. Halkın emrinde olacaksınız” diyor...
Sonra milletvekillerine dönüyor:
“Anadolu’da ‘kızı başı boş bırakırsan ya davulcuya ya zurnacıya gider’ diye bir söz vardır. Siz de generalleri başıboş bıraktınız ya Balyoz’da ya da Ergenekon’da halkın iradesiyle seçilmişleri devirmeye kalktılar” diyor.
Özetle... PKK teröristlerinin Meclis’teki temsilcileri, oraya bilgi vermeye gelen generallere karşı zafer kazanmış terörist edasıyla dalga geçiyor. Onları aşağılıyor. Generallerini kuşkulu kanıtlarla hapse tıkıp terör örgütünün lideri Öcalan’la görüşme masasına oturan iktidarın yarattığı iklimi terör örgütü temsilcileri böyle kullanıyor.
Asker vesayetine son verme adı altında TSK’yı işte bu düzeye çektiler...
Meleyen devlet!
Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ’ın açıklamasına göre, Doğu ve Güneydoğu’da, “toplumda sözü geçen”, “saygınlığı olan” ve “mele” olarak adlandırılan mollalar sınavda başarılı olmaları halinde Diyanet İşleri kadrosuna alınacaklarmış. Bunun için de 1000 kişilik kadro öngörülmüş.
Diyanet Denetim Elemanları Derneği Genel Başkanı Abdülkadir Sezgin ses verdi. Dedi ki:
“Binlerce İlahiyat Fakültesi ve İmam-Hatip Lisesi mezunu ‘Hafız’ ‘atama’ ve bir o kadarı da ‘İmamlık Yeterlik Sınavı’ açılmasını beklerken ‘1000 mele’ açıklamasını hayret ve endişeyle okuduk.
Halkın ‘Molla’ olarak ifade ettiği insanlar, ‘zekât karşılığı köylerde ücretli imamlık yapan’, ‘Kuran okumayı’ beceremeyen, üfürükçülük dahil her türlü işle meşgul, cahil; halkın bîzar olduğu insanlardır...”
Mele denince kuzu gibi uysal kişiler sanmıştık meğer neymiş...