Özeti... Artık gözetleme kulesi görevi yapacağız. Topraklarımıza radarlar yerleştirilecek... Bu radarlar 24 saat kediyi pardon İran’ı kollayacak, hareketlerini izleyecek, Tahran füzelerini ateşlediğinde onları havada imha için NATO füzelerini harekete geçirecek...
İran düne kadar Türkiye’nin sıkı dostuydu...
Yarınki düşmanımız oldu.
Doğal olarak onlar da yarın Batı ile kapıştığında ilk olarak bizim topraklardaki füze radarlarını vuracak.
ABD’nin çıkarlarını öncelikle koruyan bir bağımlı ülkenin hüzünlü manzarasını izliyoruz aynadaki resmimizde.
İran’a karşı İsrail’i korumaya alıyoruz.
Çok bilir gazeteci arkadaşlar ekranlarda konuşuyor:
- Türkiye, NATO’nun talebine hayır diyemezdi...
Yok canım? Polonya ve Çek Cumhuriyeti gibi biz de mazeret öne sürebilir:
- İran füzelerinin menzili içinde kalan tek ülkeyiz o yüzden bu radarları bir başka ülkenin topraklarına kurun, diyebilirdik...
Ama nerede o irade.. Hele de karşınızdaki “bizi kullanın” diye haber gönderdiğiniz Washington ise...
Bu arada Kemal Kılıçdaroğlu da dün nihayet “füzel kalkanı”na tepki gösterdi! Ama işten geçtikten, imzalar atıldıktan sonra...
Şimdi gündemde 12 mil konusu var. Hükümet Yunanistan’la konuyu görüştüğünü açıkladı. Ege’deki stratejik çıkarlarımızın Türk halkından habersiz aniden masaya yatırılmasını muhalefet garipsemiyor mu? Sebebini sormayacak mı?
Ege’nin de teslimini mi bekleyecekler?
Cevabın cevabı
Telekomünikasyon İletişim Başkanı (TİB) Sayın Fethi Şimşek, dün bu sütunda yayımladığımız açıklamasında diyordu ki:
“Yargıtay ve Danıştay santrallarını dinlediğimiz iddiasıyla açılan soruşturmalar takipsizlik kararıyla sonuçlanmıştır. İzmir Milletvekili Ahmet Ersin’in, 2 yıla yakın süredir TİB Başkanlığı’nı Anayasa’ya aykırı biçimde işgal ettiğim iddiası doğru değildir. Çünkü, Anayasa Mahkemesi kararları hukuken geriye yürümez. Dinlemelerle ilgili Başbakan’a sık sık bilgi verdiğim iddiası da gerçeği yansıtmamaktadır...”
Hemen belirtelim ki biz yazımızda TİB’in Yargıtay ve Danıştay’ı dinlediğini iddia etmedik. Bizim söylediğimiz Sayın Fethi Şimşek’in, kamuoyuna ve savcılara önce, TİB’in santral dinleme imkânı olmadığını açıkladığı... Savcıların TİB’in teknik altyapısını kuran NETAŞ’tan, “TİB santral dinleyebilir” yanıtını alınca tekrar Fethi Şimşek’e dönüp bu çelişkinin nedenini sordukları idi... Sonuçta TİB’in doğru bilgi vermediğinin resmen ortaya çıktığını yazmıştık. Sayın Şimşek gönderdiği açıklamada her nedense yazdıklarımıza değil yazmadığımız konulara düzeltme göndermiş.
Ahmet Ersin’in iddialarıyla ilgili söylediklerine gelince... Dün Ahmet Ersin’i tekrar aradık. Onun dedikleri mi?
“Anayasa Mahkemesi kararlarının geriye yürümeyeceğini ben de biliyorum. Benim söylediğim, AKP’nin bunca zaman neden bir uyum yasası çıkarmayıp TİB Başkanı’nın durumunu hukuka uygun hale getirmediği... Fethi Şimşek’i adeta özel korumaya aldığıdır. Birtakım menfaatleri olmasa Başbakan bu riski neden göze alsın ki?”
Zorlu
İşadamı Ahmet Nazif Zorlu Milliyet’te Songül Hatısaru’ya önceki gün verdiği demeçte dedi ki:
“Manisa’da 10 milyar dolarlık nikel bulduk rafineri yapıp ihraç edeceğiz...”
Turgutlu’da İngiliz Sardes şirketi nikel madeni işleteceğim diye 300 bin ağaç kesmeye hazırlanır... Sülfürik asitle yapılan ayrıştırma işlemlerinin Gediz Ovası’nı kurutacağı söylenirken... Bir de Nazif Zorlu’nun madeni geldi gündeme... Yeni bir felaket habercisi...
Bir anı... Yıllar önce Lüleburgaz’da Ahmet Nazif Zorlu’nun tekstil fabrikasını gezmiştik. Kendisi yoktu o gün. Fabrika müdürü bilgi verirken demişti ki:
- İsveçliler şart koştu.. Çevreyi temiz tutmazsak bizden mal almayacaklar. O yüzden arıtma tesisi yaptırdık. Kullandığımız suyu tamamen arıtarak veriyoruz dışarıya...
Sayın Zorlu bu olaydan mutlaka haberdardır. İsveçlilerin Türk toprağına gösterdiği saygıyı o da kendi ülkesine göstermeyi düşünmez mi?
Osman Baydemir’in “Silahlı mücadele miadını doldurdu” sözü Öcalan’ı kızdırmış.
Kızdırır tabii... Birisi çıkıp sizin kariyerinizle oynasa kızmaz mısınız?
* * *
Vatandaş da devlet gibi “telefon dinlemeye” merak sarmış.
Memleketteki gelişmeye bakın; eskiden kulağını duvara dayayıp komşusunu dinleyen vatandaş ne duruma geldi...
Haldun Ertem
Zaman
Zaman gazetesi yazarı İhsan Dağı dünkü köşesinde ‘Kılıçdaroğlu’nun iki şansı: Aleviler ve Ergenekon davası’ başlıklı yazıda diyor ki:
“...Bu davanın iki önemli sanığı Tuncay Özkan ve Doğu Perinçek’in tutuklu yargılanıyor olması Kılıçdaroğlu için büyük şans. Yeni yönetimin CHP’yi laiklik ekseninde siyaset yapan ulusalcı bir parti olmaktan çıkarma girişimlerine tepki gösterenlerin ulusalcı - laikçi kanatta peşine düşecekleri ne siyasi bir figür ne de oy verecekleri bir başka parti var...”
Demek ki İhsan Bey CHP’de, partiyi “laiklik ekseninde siyaset yapan ulusalcı bir parti olmaktan çıkarma girişimleri” seziyor... Demek oradan bakınca da aynı şey görünüyor...
Polis devleti değil de sosyal devlet olsaydık bugün İçişleri yerine Milli Eğitim Bakanı “Öğretmen açığı bulunan ülkemizde öğretmenler artık askerlik görevlerini okullarda yapacak” diye demeç veriyor olacaktı...
Gülhan Elmas
Pijamalı hırsızlar hastane soymuş.
Fraklı olanları da devleti soyuyor!
* * *
Tayyip Erdoğan, “Biz de kediye kedi deriz” demiş.
Önemli olan kedinin karikatürüne de kedi diyebilmek...
Fahrettin Fidan