AKP ve Tayyip Erdoğan'ı yakından izleyen gazeteci arkadaşımız Ruşen Çakır dün bir tespitini yazıyordu Vatan'da:
- Çok değil bir yıl önce Tayyip Erdoğan " Medya zorluk çıkarmaya devam ediyor" diye yazıyordu. Artık ne bir şikayet ne gazetecilere düşman gibi bakış var...
Erdoğan artık "Bir kısım basın" dan yakınmıyor. O "bir kısım basın" dan artık CHP yakınıyor. Kimi gazetelerde tek bir muhalif yazar kalmadığı gibi tek bir muhalif habere rastlanmıyor. AKP'nin aleyhine olabilecek haberler ayıklanarak (ya da iç sayfaların diplerine sokuşturularak) pembe gazete yapılıyor. Cumhuriyet son aylarda cesur gazetecilik yapıyordu... Tirajı 40 binlerden 60 binin üzerine çıktı... Sonra ne mi oldu? Cumhuriyet'in baskı ve dağıtımını yapan, ilanlarını kontrol eden bir başka gazete patronu para göndermemeye başladı. Cumhuriyet çalışanları bu ay maaşlarını ayın 10'unda alabildiler. Bir biçimde Cumhuriyet de kuşatıldı...
Aydınlık grubunun mütevazi bir televizyon kanalı vardı: Ulusal Kanal... Allem kallem kablodan çıkartıldı. Şimdi kablolu yayında Ulusal adı altında müzik yayını yapılıyor. RTÜK kararına rağmen Telekom gerçek "Ulusal Kanal" ı kabloya sokmuyor.
Bir bakan kürsüde haberini beğenmediği gazeteyi yırtıyor...
Kopenhag kriterleri, Avrupalılık, demokratlık, özgürlük... Ne dersiniz? Bu değerler yükseliyor mu, alçalıyor mu?
Eğer düşmanlarınızı gülünç gösterip, mahvetmek isterseniz etrafını dalkavuklarla doldurun.
Başbakan Erdoğan ve hükümet üyeleri, "AKP adaylarını seçerseniz hizmet alırsınız" diyorlarmış. Yani... Hizmet almak istiyorsan oyunu rüşvet olarak kullanacaksın...
Atatürk Cumhuriyeti'ni bugün kim temsil ediyor... Bize sorarsanız Irak, Suriye, Ürdün gibi Arap ülkeleri...
• Düne kadar beğenmediğimiz Araplar artık resmi protokola dinsel simgeleri sokmuyor... Bizden daha Batılı görünüyorlar.
• Irak halkı Atatürk'ün gösterdiği yoldan gidiyor, Amerikan emperyalizmine karşı kurtuluş savaşı veriyor; Ankara ABD'nin yanında...
• AKP iktidarı ABD'nin Büyük Ortadoğu Planı'nı desteklerken Ürdün Kralı Ankara'da bize Amerika'nın mutluluk değil felaket getireceğini anlatıyor.
Acı ama gerçek... Onlar bizden çok Atatürkçü...
Aydın Boysan'ın son kitabı "Neşeye Şarkı" neşe ve hayat dersleriyle dolu... Kitabın bir yerinde basından söz ederken diyor ki Aydın Ağabey:
İnsanlık her gün basın denen sahneye çıkar. İşte bu "İnsanlık Komedyası"nın oynadığı sahnedir... Her sahnenin, her perdenin filozofları bu yaşayışı şiirleştirirler.
Bir erkek tecrübeler geçirdikçe akıllanır. Bir kadın ise yaşlanır. (Montherlant)
Ya bir gazete nasıl genç olur?
"Genç olabilmek için çok uzun zamana ihtiyaç vardır" diyor Picasso...
Yeni Dernekler Yasası, devlet kurumlarını ayakta tutan sivil toplum kuruluşlarını destekleyeceği yerde cezalandırıyor. Yardıma muhtaç kişi ve kurumların beslenme hortumlarını kesiyor... Mantıkla izahı zor bir takım engeller yaratıyor..
Profesör Hasan Pekmezci Ankara'dan iki dramatik örnek veriyor...
"Ankara'da Devlet Resim Heykel Müzesi'ne destek için kurulmuş bir Geliştirme Derneği bulunmaktadır. Dernek bugüne kadar bu derneğin sorumluluğunda pek çok insanın müze mekanlarında nitelikli sanatsal çalışmalara katılmasını, öğrencilere ve çocuklara yönelik resim kursları düzenlemesini sağladı. Yeni Dernekler Yasası, gayretli yöneticilerin elini kolunu bağlıyor, bu etkinliklere son veriyor, "neyinize gerek sanat / sepet, oturun koltuklarınızda" diyor. Ödeneksizlikle zaten pasif duruma getirilen Başkentin tek plastik sanatlar müzesi, inziva yerine dönüştürülüyor.
***
İkinci örnek de dünyanın en önemli sanat tarihi ve arkeoloji müzelerinden biri olan Anadolu Medeniyetleri Müzesi'ne ilişkindir. Bu müzemizi de büyük oranda ayakta tutan bir Müze Derneği var. Müzenin güvenliği de dahil olmak üzere birçok elemanının maaşı, müzenin vasıtalarının tüm giderleri, bu dernek tarafından karşılanmaktadır.
Yayınlar, kataloglar, bu dernek tarafından finanse edilmektedir.
Çok genel hatları ile yılda ikiyüz milyar liradan fazla kaynak bu derneğin özverili çalışmaları ile müzeye harcanmaktadır.
Müzenin Avrupa'nın en seçkin müzesi seçilmesinde, bu derneğin sağladığı olanakların önemli bir payı bulunmaktadır. İlgili bakanlıklar dernekler kanalıyla sağlanan katkıların boyutunu mutlaka çok iyi bilmektedir. Yeni yasa gereği derneğin desteği çekilince müzenin düşebileceği sıkıntıları düşünmek her yurtseveri yüreğinden yaralamaktadır.
Bu yasayı çıkaranlar tüm bunlardan habersiz mi? Galiba öyle...
Başbakan'ın cep telefonu 'Mağrur olma' mesajıyla açılıyormuş! Demek ki mesajın pek faydası olmuyor.