Amerikan Time dergisi 11 Şubat sayısında Suriye’de terör eylemleri düzenleyen muhaliflerin Hatay’ın bir köyünde yaptıkları toplantının ayrıntılarını yayımladı. Toplantıya derginin Rania Abouzeid isimli muhabiri de katılmıştı. Suriye ordusundan atılmış iki subayın da toplantıda bulunduğu belirtildi... Türkiye dünya sahnesinde bir yandan Suriyeli kardeşlerimizi kurtarmak rolünde... Bir yandan da Suriyeli teröristlere yardım ve yataklık suçlaması altında. Bu arada gündeme bir de ‘insani koridor’ projesi girdi. Koridordan gelecek Suriyeliler için kamplar bile hazır. Peki nasıl açılacak bu koridor? Asker gücüyle... Siz buna askeri müdahale için yeni bahane de diyebilirsiniz...
Onur Öymen son gelişmeleri değerlendiriyor:
“Vaşington’da Dışişleri Bakanı Davutoğlu ile Bayan Clinton arasındaki görüşmelerden sonra yapılan açıklamalar bu aşamada ciddi bir diplomatik çözüme ulaşma olasılığının yüksek olmadığını göstermiştir.
Davutoğlu’nun ‘Bütün seçeneklerin düşünülmesi gerektiğini’ söylemesi askeri bir müdahalenin ihtimal dışı tutulmadığı izlenimini vermektedir.
Tam bu sırada Amerikan Merkezi Kuvvetler Komutanı’nın Ankara’ya gelmesi de askeri seçeneklerin değerlendirildiği izlenimi vermektedir.
Her iki Bakanın beyanlarında, Mısır, Libya ve Tunus’taki köktendinci siyasi gelişmeleri başarılı bir demokratik süreç gibi değerlendirmeleri ayrıca kaygı vericidir...”
Türkiye Suriye’ye saldırmamak için kendini zor tutuyor adeta...
İran ve Rusya’nın doğalgaz vanalarını birkaç gün kapatmasıyla felç olacak bir ülkenin bu kadar şahinleşmesi izanla bağdaşıyor mu?
* “Başbakan’ın özel görev verdikleri yargılanmayacak”
deniyor. “Özel görev” nedir?
Yasada tanımı olmayan, yani yasal olmayan her türlü eylem.
Gülhan Elmas
Danıştay’daki “böcek” aktif çıkmış.
Toplum işte böyle “aktif böceklerle” pasif hale getirilmeye çalışılıyor!
* * *
Kemal Kılıçdaroğlu, MİT yasasıyla ilgili
Tayyip Erdoğan’a, “Hayatının en büyük hatasını yapıyorsun” diye seslenmiş.
Bundan sonra daha büyük hata yapmayacağını
nereden biliyor?
Fahrettin Fidan
Güle güle Göle...
Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde dekanlık devir teslimi yapıldı, tam 18 yıl 5 ay dekanlık koltuğunda oturan Prof. Celal Göle görevini önceki gün törenle Prof. Yalçın Karatepe’ye devretti. Turgut Özal’ın aşındırmaya çalıştığı Mülkiye imajını yeniden parlatan isimdir Celal Göle... Mülkiye’yi yarıştan kopartmamak için büyük çaba sarf etti... Kendisine bundan sonrası için de başarılar diliyoruz...
Törende söz alan Prof. Dr. Yalçın Karatepe de ileriye dönük olumlu mesajlar verdi... Atatürk’ün Gençliğe Hitabesi’nin tartışıldığı bir dönemde Hitabe’yi hatırlatarak dedi ki:
- Biz bunu Mülkiye Marşı’nda kendimize şiar edinmiş kişileriz. ‘Ey vatan gözyaşların dinsin yetiştik çünkü biz’ ifadesi aslında Gençliğe Hitabe’de vurgulanan umutların yitirilmemesini, aydınlık geleceğin her zaman ulaşılabilir olduğunu gösteriyor.
CHP’ye haksızlık!
Kanal A televizyonunda Görüş Farkı adlı programa çıkan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Demokrat Parti döneminde ticanilerin Atatürk heykellerine saldırıları üzerine çıkarılan Atatürk’ü koruma yasasının kaldırılabileceğini söyledi. Yasanın kaldırılmasını savunanlardan biri de AKP’li Hüseyin Çelik...
Atatürk’e saldırıların en çok yoğunlaştığı şu dönemde yasanın kaldırılmasını bazılarının sabırsızlıkla beklediği muhakkak.. İyi de Kemal Kılıçdaroğlu acaba bundan ne gibi faydalar umuyor? Doğrusu merak ettik...
* * *
Kemal Kılıçdaroğlu’nun aynı programdaki ilginç tespiti ise “Sabahattin Ali’yi CHP öldürttü” ifadesidir.
Nasıl oldu bu? Sabahattin Ali’nin öldürülmesi için CHP Merkez Yönetim Kurulu ya da Bakanlar Kurulu’ndan karar mı çıktı? Bizim bildiğimiz Sabahattin Ali Bulgaristan sınırında MİT mensubu olduğu öne sürülen bir kaçakçı tarafından öldürülmüştü. Cinayet hâlâ karanlıktadır. Arkasında CHP’nin bulunduğuna ilişkin bir kanıt var mı Kılıçdaroğlu’nun elinde... CHP lideri elinde kanıt varsa onu açıklamalı yoksa partisinden özür dilemelidir.
Not: Odatv, Kılıçdaroğlu’na Karl Marx’ın bir sözünü yollamış:
“Bugünün rezilliğini dünün rezilliği ile meşrulaştırmayınız!”
* * *
CHP’nin oyu son anketlerde yüzde 19 - 21 bandında görülüyor. Acaba iktidarın onca hatasına rağmen CHP oyları neden geriliyor. Bu gerilemede partinin tarihten gelen çizgisini terk etmesinin, sağdan oy alacağız diye oradan oraya savrulurken kendi öz seçmenini kaybetmesinin payı var mı?
İleri demokrasilerde genelkurmay başkanlarının ismi bile bilinmez... Peki o tür demokrasilerde
bizdeki kadar hakim ve savcı ismi bilinir mi?
* * *
Soru: Türkiye’deki savcılarla Batı ülkelerindeki savcılar arasında nasıl bir fark var?
Yanıt: Bizdeki savcılar dava açar, açtıkları dava iktidarı rahatsız ediyorsa haklarında
derhal dava açılır...
Haldun Ertem