Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez İzmir’de din tüccarlarının klasik söylemine sarıldı:
“Kentin manevi hayatını din görevlileriyle yeniden ayağa kaldıracak, işe ehil bir kişiyi şehre müftü olarak atadıklarını” söyledi, “İzmir dindarlığının farklı olduğunu”, “irfan geleneğine ihtiyacı olduğunu” ekledi... Peşinden yaptığı açıklama pek inandırıcı olamadı...
Diyoruz ki... Sayın Diyanet Başkanı İzmir’den önce “Ankara dindarlığı”nı ayağa kaldırsa da şu yolsuzlukların, hırsızlıkların, adam kayırmaların önüne bir geçse hele... İrfan dersini önce emperyalistlerin güdümünde Müslüman ülkelere saldıran Ankaralı Müslümanlara verse... Yalan, talan, rant, dolandırıcılık gibi kavramların İslamiyetle bağdaşıp bağdaşmadığını bir anlatsa onlara... Sahte kanıtlar imal ederek subayları, aydınları, rektörleri, gazetecileri yıllarca hapis yatıranlar sevaba mı giriyor günaha mı? Şunu bir açıklayıverse... İçkiyi yasaklayarak Müslümanlık şovları yapanların öte yanda kul hakkı yiyerek kafayı bulmasını bir yorumlayıverse...
Ona buna gâvur damgası yapıştırarak Müslüman olunamayacağını, dindar adamın her şeyden önce dürüst, insana saygılı, haksızlığa ve soyguna karşı bir karakterde olması gerektiğini anlatsa topluma da... Görsek, Görmez’in şahsında gerçek bir din adamını...
Kütüphaneler...
Kütüphane haftasındayız... Şimdilerde güzel kütüphaneler açılıyor. Örneğin Garanti Bankası’nın Bankalar Caddesi’ndeki SALT adlı merkezinde enfes bir kütüphane mevcut. Bunun gibi Beyoğlu civarında pek çok modern kütüphane var. Ne var ki, hemen tüm kütüphaneler akşam saat 18:00 gibi kapanıyor. Oysa gündüz çalışan veya okuyan insanların kütüphaneye uğrayabileceği saat de budur. Kütüphaneler eleman takviyesi ve fazla mesai ödemesiyle kapanış saatini 21 - 22’ye uzatmalı. Aksi takdirde yapılan yatırım karşılığını bulmuyor. Pek işe yaramıyorlar.
Kenya izlenimi
CHP’den bir heyet geçtiğimiz hafta Kenya’daydı. Heyette yer alan isimlerden Gaziantep Milletvekili Mehmet Şeker’e izlenimlerini sorduk.
- Kenya’ya gitmeden önce bu ülkeyi tanıyan dostlarımızdan Kenyalıların biz Türkleri pek sevmediğini duymuş, buna bir anlam verememiştim. Görüştüğüm çeşitli meslekten ve sınıftan Kenyalılara bunun nedenini sordum. Sizin hükümetiniz dediler, sırf Müslüman diye komşumuz Sudan ve Somali’de terörist ayrılıkçıları destekledi, o ayrılıkçılar sadece ülkelerine değil daha sonra bize de terör ihraç ederek zarar verdiler. O yüzden hem devletleri hem halkı Türklere sempatiyle bakmazmış. Nitekim bu duygularını Abdullah Gül’ün Kenya’yı ziyaretinde de açıkça göstermişler.
- Nasıl göstermişler?
- Abdullah Gül’ü havalimanında Cumhurbaşkanı bir yana yardımcısı hatta Başbakan bile karşılamamış. Bu yüzden ziyaret çok kısa sürmüş. Abdullah Gül’den bir hafta sonra gelen İran Cumhurbaşkanı Ahmedinecat’ı ise olması gereken şekilde karşılamışlar. Sevilmediğimizin kanıtlarından biri de ticarette bize reva gördükleri muamele. Örneğin gümrüklerinde Japon mallarına ortalama yüzde 5 vergi uygulanırken bizim mallara uyguladıkları oran yüzde 40. AKP’nin Batı güdümlü, din ve mezhep temelli dış politikası ta Afrika’da bile düşman kazandırıyor bize.
İmza
Emekli Savcı Baki Tuğ ile 12 Mart döneminde Baki Tuğ’un idamını istediği Prof. Mümtaz Soysal, Prof. Anıl Çeçen, em. Tümg. Alaattin Parmaksız, gazeteci Arslan Bulut, Müzik Eğitimcisi Ahmet Say, Prof. Sina Akşin, Prof. Cevat Geray, em. Savcı Nuh Mete Yüksel, em. General Nejat Eslen, Özcan Yeniçeri, Sadi Somuncuoğlu, Şahin Mengü, Vural Savaş, Yaşar Okuyan...
Normal şartlarda kolayca bir araya gelmeyecek bu isimler dün Ankara Sürmeli Oteli’nde toplandılar. Anayasa’dan “Türk”adının çıkarılmasına karşı hazırlanan çağrı metnine birlikte imza attılar.
Sağcısı, solcusu, ortacısı... Bir terör örgütü istedi diye ulusal kimliğini değiştirmeyi onursuzluk sayan herkes bu çatının altında toplanıyor. Halkımız da katılmalı... Tabii milletin bin yıllık adının silinmesinden rahatsız oluyorsa...
Gana
Şırnak’ın Uludere ilçesinde, 34 köylünün yaşamını yitirmesinin birinci yıldönümü afişlerinde sarı kırmızı yeşil renklere yer veren BDP il yöneticileri hakkında soruşturma açıldı.
Ancak Diyarbakır Başsavcılığı soruşturmayı takipsizlikle sonuçlandırdı. Kararda “Sarı, kırmızı, yeşil renkleri barındıran bez parçalarının ‘PKK sembolü’ olarak algılanması doğru değildir. Senegal, Kamerun, Bolivya, Gana, Benin, Gine gibi ülkelerin bayrakları da sarı kırmızı yeşildir” denildi.
“Düşünen
robotlar” geliyormuş.
Bunun hemen arkasından neyin geleceğini de biz söyleyelim: Düşünen robot hapishaneleri!
* * *
“Gizli tanıklar”ın maaşları
“Örtülü Ödenek”ten ödeniyormuş.
Anlaşıldı. Adamların hem kendileri gizli hem de maaşları!
Fahrettin Fidan
