Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

İrticayla Mücadele Planı diye adlandırılan, Taraf gazetesince “AKP ve Gülen’i bitirme planı” diye manşetten aktarılan plan fos çıktı...
Ancak gündem boş kalacak sanmayınız...
Askeri darbe oldu, oluyor, olacak, olabilir havasını gündemde tutacak malzeme çok...
Dün de e. Org. Çevik Bir’in ifadeye alınması dikkatlerin bu noktada tutulmasını sağlayacaktır.
Birkaç gün de bu mevzuyla vakit harcarız.
Ülke sürekli darbe tehlikesi altında göründükçe AKP ve müttefikleri de ülkede demokrasinin yıldızı olarak parlar...
Ne 70 milyonun telefonlarının dinleniyor oluşu, ne yargının tek taraflı çalışır hale getirilmesi, ne basın üzerindeki baskılar, ne seçimlerdeki  adaletsizlikler, ne insanların suçlarını bilmeden aylarca hapis yatırılması... Bunlar sürekli gündem dışı kalır.
Türkiye’de son günlerin en önemli olayı nedir?
Ergenekon yargıçlarından Necat Ede’nin “Üzerimde kurumsal baskı var” diyerek istifa etmesidir.
Bir yargıcın üzerindeki baskı diğer yargıçların da baskı altında olduğunu gösterir.
Kurum denilen de herhalde Et ve Balık Kurum değil, Adalet Bakanlığı’dır.
Hükümettir...
Ama Adalet Bakanlığı’ndan ne bir ses var, ne bir nefes...
Ülkenin demokrat geçinenleri de üç maymun halinde... Bütün dikkatler darbe tehlikesi ve askeri baskı üzerine çevrili durumda. Meşhur Abant toplantısının sonunda da “demokrasinin gelişmeme nedeni vesayet rejimi” olarak gösterildi.
Prof İbrahim Kaboğlu soruyor:
- AKP, örneğin siyasi partiler ve seçim yasalarını düzeltmek istedi de asker mi engel oldu?
Toplum afallatılmış durumda....

Haberin Devamı

Soru: AKP ve Gülen’i bitirme planı” diye manşete çekilen belge sahte çıkarsa ne olur?
Yanıt: Taraf’ın “utanç belgesi” olur...
Haldun Ertem

Gökçek kuralı
Ankara Belediye Başkanı Melih Gökçek’in Kızılırmak suyuyla ilgili olumsuz raporlar hazırlayan Tıp Kurumu Başkanı Mehmet Altınok ve Ali Rıza Üçer’i mahkemeye verdiğini, haklarında 6.5 yıl hapis istendiğini yazmıştık.
Meğer Melih Gökçek’in adetiymiş bu...
Tüketici Dernekleri Federasyonu (TÜDEF)’e de 12 dava açmış... Ayrıca ASKİ 3 dava,  Başkent Doğalgaz 5 dava açarak kervana katılmış...
Sivil toplum kuruluşlarının belediyeleri denetlemesi demokrasinin gereğidir... Ancak Gökçek demokrasisi başka türlü işliyor gördüğünüz gibi...

Haberin Devamı

İftarı seviyor...
İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü’ne Doç. Dr. Ali İhsan Dokucu atandı... Cerrahi doçenti olan Dr. Ali İhsan Dokucu, Amerika’da Boston Çocuk Hastanesi’nde eğitim gördü, ihtisasını Fransa’da Paris Çocuk Hastanesi’nde yaptı. 2004 yılında Şişli Etfal Çocuk Cerrahisi Kliniği Şefi olan Dokucu, 2005 yılında hastanenin başhekimliğine atandı. Dr. Dokucu çok iyi bir referansa sahip... Ancak hakkında şu kayıt da var:
“11 Ekim 2006’da, 3.5 yaşındaki Aslı Yeter’i ameliyat masasında, anestezi altında karnı açık bırakıp hastanede düzenlenen iftar yemeğine katılan Dokucu, 20 dakika sonra yemeği bitirip geri dönmüştü.”

Ormana villa...
Ağaçlandırma yönetmeliği 30 Nisan 2009 tarihinde değiştirildi...
İlk bakışta basit bir yönetmelik değişikliği gibi duruyor...
Ancak satırların arkasındaki niyetler vahim...
İstanbul Orman Mühendisleri Odası halkın dikkatini bu noktalara çekiyor:
“... Yönetmelikte göze çarpan en önemli değişikliklerden birisi , ‘devlet ormanlarında yapılaşmaya izin verilemez’ ifadesinin kaldırılmış olmasıdır.
Orman alanlarında özel ağaçlandırma adı altında havuzlu villaların yapımını düzenleyen bu yönetmelik ile; özel kişilere orman içinde havuzlu villalar ve meyve bahçeleri yaptırılacaktır. Bunun ardından bu alanlar ‘orman niteliğini’ kaybetmiştir gerekçesi ile  alınıp satılan alanlara dönüştürülmesi hedeflenmektedir.”
Sınırlı AKP kültürünün tek değer yargısı var, para... Nereye baksalar onu “para” olarak görüyorlar... Ormanları onlardan kurtaralım...

Haberin Devamı

Otobüste ecel!
Ankara’da 11 kız öğrencinin midibüs kazasında ölmesinin hemen peşinden İzmir - Aydın arasındaki otobüs kazasında şoför dahil 5 kişi hayatını kaybetti. Artık bu tür 5 ölümlü 15 yaralanmalı otobüs kazaları gazetelerin birinci sayfalarına bile girmiyor... Adi vaka sayılıyor.
Merak ediyoruz... Yaşanan bu acılar Emniyet yetkililerini daha fazla ve daha sıkı önlem almaya zorluyor mu?
Böyle bir şey duymuyoruz...
Oysa istenirse bu kazalar minimuma indirilebilir...
Kamil Koç firmasını izleriz zaman zaman... Bilir misiniz bu firma en az ölümlü kaza yapan şirkettir. Çünkü şoförleri testlerden geçirerek alırlar. Belli bir sürenin üzerinde çalıştırmazlar. Şoförlerin yemek yedikleri lokantalar tembihlidir. Bırakın alkolü, şoförün yolda uyumaması için normalden fazla yoğurt ve ayran almasına dahi izin vermezler. İçişleri Bakanlığı istese tüm şirketlere, hem otobüs hem kamyon şoförlerine bu tür koşullar koyabilir. Ne var ki bir genel umursamazlık var bu konuda... Böyle geldi böyle gidiyor, kazalarda ölümler adeta ecel gelmişçesine olağan sayılıyor. Bu acizlikle AB'ye mi gireceğiz?