Amerikan Newsweek dergisi, yorumunda bu beklentiyi doğruluyor:- Başbakan Erdoğan yavaşça ancak emin adımlarla askerleri siyasetten uzaklaştırıyor. Şemdinli olayı bu işin kesin biçimde bitirilmesini sağlayabilir...Ne var ki, olayların boyutu Şemdinli'yi çoktan aştı.Başbakan Hakkâri'de çelik yelekle dolaşıyorsa... Kalabalıkları ancak DEHAP'lı belediye başkanları zaptediyorsa... Güneydoğu'da sokağa dökülenler her defasında "Vur Gerilla Vur, Kürdistan'ı kur","Hepimiz Apo'yuz", "TC Kimliği istemiyoruz" pankartı açıyorsa. Güvenlik güçleri yasaları savunmakta acze düşüyorsa... Güneydoğu açıkça altımızdan kayıyorsa... Şemdinli olayının şu veya bu sona ulaşması neyi kurtarır?Ankara'nın ilk yapması gereken Milli Güvenlik Kurulu'nda son duruma ilişkin tedbirleri görüşmek, çözümler araştırmaktır.Ama manzaraya bakın ki hükümet, askerler ile baş başa acilen çözüm araştıracak yerde onlarla itişme içindedir.ABD ve AB bu itişmeyi körüklüyor. Hükümet - Ordu ikiliği Güneydoğu'nun altımızdan kaymasına karşı önlem alınmasını zorlaştırıyor... Batı'nın Türkiye'nin Güneydoğu'sunu da içine alan büyük Kürt devleti projesini kolaylaştırıyor. Başbakan Erdoğan, Hakkâri gezisinde Şemdinli olayını tezgâhladığı var sayılan "Derin Devlet"in peşinde olduğu mesajlarını verdi... Erdoğan'a AB ve ABD'den yönelen teşvik ve tahrik de bu yönde: TSK içindeki Derin Devlet'in ipliğini pazara çıkar... Askeriyeyi mahkûm et. IMF'nin son raporunda, "Türk ekonomisinde ciddi kırılganlıklar bulunuyor" denilmiş. Reçeteyi yazan kendileri... Yanlış ilaç verdiler ki kırılganlık geçmiyor... İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Mesut Parlak, Vatan'da yayımlanan röportajda, İstanbul Üniversitesi'nde türbana izin verilmediğini belirtiyor. Ancak başörtülü öğrenciyi derslere aldıklarını söylüyor.Eski İÜ Rektör Yardımcısı Prof. Nur Serter, küçük bir uyarıda bulunuyor:- Yüksek yargı organlarının tüm yasak kararlarında "türban ve başörtüsü" deyimleri yan yana yer almaktadır. Türban yasak ama başörtüsü olabilir, şeklinde bir yorum mümkün değildir. Böyle bir yorum kafaları karıştırmaktan başka işe yaramaz... Küçük bir uyarı! Halen SSK, Bağ - Kur ve Emekli Sandığı mensupları MR, tomografi, anjiyo, ultrason, talyum gibi pahalı çekimleri özel merkez ve hastanelerde yaptırıyor. Bir talyum testi 1 milyar lira. MR, tomografi çekimleri de aynı düzeyde. Devlet dışarıya trilyonlar ödüyor. Bir hekim dostumuz diyor ki:- Devlet, İstanbul'da iki büyük görüntüleme merkezi açsa SSK, Bağ - Kur ve Emekli Sandığı üyelerinin bütün görüntüleme işlemlerini yapar. Trilyonlarca para tasarruf eder. Eğer bunu yapmazsa yakında bütçe çatırdayacaktır... Görüntü merkezi Başbakan Erdoğan'ın Kopenhag'da Danimarka Başbakanı Rasmussen ile yaptığı görüşmede Danimarka'nın Ankara Büyükelçisi Christian Hoppe da hazır bulunmuştu. Hoppe, AB Haber'e yaptığı açıklamada, ulema tartışmaları konusunda:- Rönesans'tan bu yana dini liderlere danışmıyoruz. Kendi ülkemizde din ile siyasetin birbirine karıştırılmasını istemeyiz, dedi...1600'lerde Galilei, "Güneş dünyanın etrafında dönmüyor, dünya kendi etrafında dönüyor" dediğinde kilise bu keşfin kutsal kitaba ters düştüğünü açıklamış, Galilei tutuklanmıştı. Sonradan Galilei'nin haklı olduğu anlaşıldı. Rönesans ve Aydınlanma dönemlerinden geçen Avrupa, din ile dünya işlerini ayırdı. Bundan 400 yıl sonra Avrupa'ya "Siz falanca konuda din bilginlerine danışın" demek Galilei dönemine dönüşü çağrıştırıyor. Ve biraz tuhaf kaçıyor tabii ki... Galilei'den... UyuyamayacaksınMemleketinin haliSeni seslerle uyandıracakOturup yazacaksınÇünkü sen artık o eski sen değilsinSen şimdi işsiz bir telgrafhane gibisin,Durmadan sesler alacakSesler vereceksinUyuyamayacaksınDüzelmeden memleketinin haliGözüne uyku girmez kiUyumayacaksınBir sis çanı gibi gecenin içindeTa gün ışıyıncaya kadarVakur metin sade Çalacaksın... Telgrafhane m.asik@milliyet.com.tr