El yanıt:- Ulan, Tuğrul musun, Ertuğrul musun, ne çirkin soru bu be? Haddini bil, edepsizliğin lüzumu yok. Beni provokasyona getiremezsin lavuk. Artistlik yapma! Seçimlerde oyunu kullanırken bana mı sordun? Memlekette demokrasi var, ben türbana laf söyletmem. Bir taraftan cumhuriyet diyeceksin, laiklik diyeceksin, demokrasi diyeceksin; bir taraftan da vatandaşın dinini istediği gibi yaşamasına izin vermeyeceksin. Neredeyse evimizin içine bile karışacaksınız yahu, bitsin artık bu zulüm! 85 yıldır siz konuştunuz, biz dinledik; bundan sonra da biz konuşacağız inşallah siz dinleyeceksiniz. İslam dini bizim çimentomuzdur, bu nedenle Iraklı dindaşlarımıza karşı Amerikan keferesinin yanında yer alıyoruz. "Hasan almaz, basan alır" deyip, adeta Türkiye'yi pazarlamanın gayreti içerisindeyiz, gerisi beni ırgalamaz. Haydi bakalım ananı da al, ufak ufak ikile. Anca varırsın... Siirt'ten Tuğrul Ertuğrul soruyor: Muhterem Hocam! Bu Cüneyt gidip Amerika'da Tayyip Bey'i kastederek kefereye demiş ki: "Bu adamı deliğe süpürmeyin, kullanın." Bu iş benim kanıma dokundu hocam. Yani bizim Başbakanımız çöp mü ki deliğe süpürülsün? Medyamız da sanki böyle bir olay hiç yaşanmamış gibi davrandı, hiç tepki mepki göstermedi. Bu işte bir anormallik yok mu hocam, sen bu işe ne diyorsun? Ş Kültür Bakanı Koç, Kaşıkçı Elması'nın sahte olup olmadığını bilmiyor. Böyle bir bakan varken müzelerdeki taklitler de "daha kötü taklitleriyle" değiştirilecektir... İstanbul'daki "Myshowland"in adının "İstanbul Gösteri ve Kongre Merkezi" olarak Türkçeleştirildiğini yazmıştık. Peki ya İstanbul'daki şu siteler: "Almondhill, Mashattan, Avangarden, Londra Tower, Paris Residence, Amsterdam Yalıları, Sealybria Villa Grandi, Incitiy, Trend, Burj el Turco, Helenium Park, My Country, My World, My Town, Nautilus, Selenium, Stargate, Uphill Court..vs...Çanakkale ve Beypazarı belediyeleri işyerlerine yabancı isim konulmasını yasakladılar. İstanbul Büyükşehir Belediyesi böyle bir şeyi neden düşünmez? Amerikan özentisi Erdoğan, AKP il kongrelerinde birden fazla aday çıkmasını istemiyormuş. Demokrasiyi artık araç olarak bile kullanmaktan vazgeçti anlaşılan... Müzelerin soyulduğu peşpeşe ortaya çıkarken en üst düzeyde sorumlu olan kişi yani Kültür Bakanı demeç veriyor:- Müze soygunları devam edebilir, çünkü yeterli eleman yok...Sanki kendisi yeterli eleman bulmaktan ve müzeleri korumaktan sorumlu değilmiş gibi.. Sanki bakanlarını özel uçaklarla dolaştıran, Ali Dibo ihalelerinde AKP yandaşlarına trilyonlar akıtan bu devlet, müzeleri koruyacak para bulamazmış gibi... Başka ülkede böyle bakan 5 dakika görevde tutulmaz. Bizde niye tutulur? Herhalde AKP'de daha iyisi olmadığından... Düşünün halimizi... Hırsıza davet Bir Numaralı Tanık... 27 Mayıs ve 12 Mart ihtilallerine ilerleyen Ankara yıllarının yakın tanığı Kurtul Altuğ, o akıcı üslubuyla yakın tarihimizde iz bırakan birçok konuyu irdeliyor. Bir yerde diyor ki:"Dokuzuncu Cumhurbaşkanı Demirel ile bu kitabı yazarken sık sık konuştum. Bir gün bana:- İktidar olanlar sanırlar ki; her şeyi yapmaya yetkileri vardır. Arkalarındaki irade onları oraya her istediğini yapsın diye değil, memleketi idare etsin diye getiriyor. Demokrasi bir kurumlar devletinin rejimidir. Her şeyi yaparım sanırsın ama, yetkin yoktur. Yapamazsın. Yaparsan onun adı Anayasa ihlali olur, dedi. İşte talihsiz Menderes bu gerçeği kavrayamadı. Tam tersini yaparak hem kendisine hem de rejime zarar verdi."Şemdinli'de Olay Var... Şemdinli olayının çözümü, Savcı Ferhat Sarıkaya'nın olayı bırakıp kendi boyundan büyük komplolara girişmesi sonucu ortada kaldı. Değerli gazeteci Saygı Öztürk, Şemdinli olayını sanık ve tanık ifadeleriyle belgelere dayanarak bir iddianame titizliği içinde irdeliyor. Şemdinli hakkında fikir edinmek isteyenlerin şu anda başvurabilecekleri en sağlıklı belge... (Ümit Yayınları)Atatürk ve Atatürkçülük... Harp Akademileri'nde Atatürkçülük dersleri veren Prof. Selahattin Özel'in dün ile bugünü kıyaslayarak yaptığı değerlendirmeler. Okunması gerekli bir kitap... (Derin Yayınları)Yakınname... İyi bir gezgin ve iyi bir yazar olan Mehmet Yaşin, Türkiye'nin dört bir yanını sizi de beraberinde çekip götürerek renkli satırlarla tanıtıyor... Okurken ülkeyi gezip görme iştahınız artıyor. (Doğan Kitap)...Latife Hanım... Gazeteci İpek Çalışlar'ın birkaç yıllık çalışmasının ürünü... Sürükleyici bir belgesel... Kitaptan küçücük bir olay: Bir gün Alman Büyükelçisi Rudolph Nadolny, Latife Hanım'ı ziyaret etmek istiyor. Mustafa Kemal bu isteğe evet diyor. Ancak Latife Hanım dişinin ağrıdığı gerekçesiyle Büyükelçi'yi kabul etmiyor. Büyükelçi anılarında, Latife Hanım'ın bir tören kıtası talep ettiğini, bu talep reddedilince kabulden vazgeçtiğini yazıyor. Hüsrev Gerede'nin anılarında ise bandonun hazır edildiği ancak Mustafa Kemal'in buna engel olduğu kaydediliyor. (Doğan Kitap) m.asik@milliyet.com.tr Kitap haftası