Adalet Bakanı Sadullah Ergin, tutuklanan gazeteciler için konuşuyor:
- Şu anda dosyada ne var ne yok bilmiyoruz. Dün davayı yürüten savcı bir açıklama yaptı ve “Bu gözaltılar gazetecilikten değil” dedi. Sadece gazetecilikten alınırlarsa basına darbe olurdu. Sadece gazetecilikten değil de başka şeylerden alınıyorlasa durum farklı. Bunun için biraz sabretmek gerek...
Sayın Bakan acaba gazeteleri yeterince dikkatli okuyor mu? Okusa herhalde aklından şu sorular geçecekti:
- Eğer gözaltılar gazetecilikten değilse neden sorulan bütün sorular gazetecilikle ve kitaplarla ilgili? Üstelik de yazılmış değil daha çok yazılmakta olan ve genellikle cemaatle ilgili kitaplarla...
Nedim ve Ahmet'in avukatları müvekkillerine gazetecilik dışı soru sorulmadığını söylüyorlar.
Adalet Bakanı ‘Basına darbe’den söz ediyor..
Olay basına darbe aşamasını çoktan geçip “demokrasiye darbe” niteliği kazandı oysa...
Gazetecilerin tutuklanması kadar önemli bir başka olaya dikkati cekelim...
CHP sempatizanı bir yazarın sütunu, sırf onun bu özelliğinden dolayı askıya alındı...
Onlarca AKP’li yazar yazarken bir tek CHP yanlısı yazara tahammül edemedi iktidar... Kalemini baskıyla elinden aldı.
Ve muhalefet partileri hâlâ durumun farkında değil.. Hâlâ sorunu basın özgürlüğünden ibaret sanıyorlar. Hâlâ muhalefetin sesinin kamuoyunca duyulmaması için basının bastırılarak demokrasiye darbe vurulduğunun farkında değiller. Ya da rahatlarını bozmamak için öyle görünüyorlar.
Kastabala kurtuldu
Osmaniye ili Kesmeburun Köyü ve Kastabala Antik Kenti bitişiğine yapılması planlanan çimento fabrikası için Çevre ve Orman Bakanlığı’nın verdiği olumlu ÇED raporunun iptali için “Osmaniye-Kastabala Çevre Platformu” olarak İdare Mahkemesi’ne dava açılmıştı...
İdare Mahkemesi ÇED raporunu iptal etti.
Çevre ve Orman Bakanlığı, bu kararı temyiz etti.
Ancak Danıştay ÇED Raporu iptal kararını çevreciler lehine onayladı.
Bu durumda, çimento fabrikası, Kesmeburun Köyü ve Kastabala yakınına yapılamayacak ve çevreyi tahrip etmeyeck.
Karatepe - Aslantaş Arkeoloji Müzesi kurucusu Halet Çambel öncülüğünde üç yıldır mücadele veren çevreciler büyük bir zafer kazandı. Kutluyoruz.
Balbay’ın hücresi
Mustafa Balbay’la iki gün önce görüşen avukat Hüseyin Ersöz, hücre hapsinin devam ettiğini söylüyor... Diyor ki:
- Bir ara yanına Doğu Perinçek’i koymuşlar ancak 1.5 saat sonra “Ankara kızdı” diyerek Perinçek’i başka yere taşımışlar.
Adalet Bakanı Sadullah Ergin tepkilere şu yanıtı veriyor:
- Sayın Balbay, “Tuncay Özkan’ın yanına verilmiyorsam kimseyle kalmak istemiyorum” diyor. Can güvenliğini gerekçe gösteriyor. Sayın Özkan da aynı şekilde bir dilekçe verdi. Bu tutukluların kendi isteği. Türkiye’de tutuklu tutulanlar hangi hak ve şartlara sahipse bu ikili de aynılarına sahiptirler.
Adalet Bakanı böyle diyor ama avukat Hüseyin Ersöz, Balbay’ın başkasıyla kalmam şeklinde direttiğini doğrulamıyor.
Bu arada Balbay’ın kalmakta olduğu hücrenin inşaatı devam ediyor.
Balbay saymış... 4 günde tam 21 tamirci ve tesisatçı gelip gitmiş...
Aylardır Balbay’ın (ve elbet daha birçok kişinin) tutukluluğunun cezaya dönüştüğü bildiriliyor. İnsaf ve vicdan galip gelecek, tahliye kararı çıkacak derken tutukluluk cezası ağır cezaya dönüştürülüyor. Olacak şey değil. Davanın uzamasından sorumlu olan devlet, sanıklardan özür dileyeceği yerde onları daha ağır cezalandırmaya başlıyor. Her türlü insafın tükendiği bir noktada olmalıyız... Ortaçağ engizisyonu geliyor akla... Başka şey gelmiyor...
İleri farkı!
“İleri demokrasiye geçtik. Artık eskiden olduğu gibi evler, kitapçılar basılıp kitap toplanmıyor. Onun yerine şimdi kitap yazanlar toplanıyor. Artık kitaplara da el konulmuyor. Baskıya verilmeyi bekleyen müsvettelerine el konuluyor. Bu yeni rejimin adı; takunyalı faşizmdir.”
CHP Grup Başkan Vekili Kemal Anadol’un dünkü basın toplantısından bir bölüm...
* Soru: Bugünkü iktidarın en çok kimi kızdırıyor olması lazım?
Yanıt: Telefon şirketlerini... Millet telekulak korkusu nedeniyle konuşmaları kısa kesiyor ya da hiç konuşmuyor
Murat Belge, “Ergenekon’dan beni de alabilirler” demiş.
Endişe etme.. Karşı devrim henüz kendi evlatlarını yemeye başlamadı...
F. Fidan
Soru: Askerlerin hazırladığı söylenen darbe planlarından sonra sivillerin hazırladığı
hangi darbe planı ortaya çıktı?
Yanıt: Basın özgürlüğüne darbe planı...
H. Ertem
* Devlet Bahçeli, “Henüz son sözümüzü söylemedik” demiş.
Acele etmeyin beyefendi... Henüz iş işten geçmedi!