Açık Pencere Washington gezisinin görünürde tek bir amacı kalıyor: torun sevmek...Peki, bu 'torun sevme' amaçlı gezide ailenin otel masraflarını kim ödüyor?'23 Eylül günü "Torun sevmek" başlıklı yazımızda Başbakan'a yukarıdaki soruyu sormuş ancak yanıt alamamıştık. Bu yazıdan birkaç gün sonra CHP Milletvekili Ahmet Ersin, aynı soruyu bir önergeyle Tayyip Erdoğan'a yöneltti. Gelen yanıtın ne olduğunu Ersin'den dinliyoruz:- Önergemde 4 günlük konaklamanın masraflarının nereden karşılandığını sormuştum. Sorumu Başbakan adına Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek yanıtladı. Yanıt aynen şu idi: "Başbakan'ın ABD ziyareti sırasında çoluk çocuğuyla karşılaşıp görüşmüş olması insani bir durumdur."Demokrasi açıklık ve şeffaflık rejimidir. Halkın parasını harcayan Başbakan'ın sorulduğunda harcadığının hesabını vermesi gerekir. Ama, Başbakan cevap vermiyor. Veremiyor. Neden? Herhalde olup bitenleri halkın duymasından çekiniyor. Ve bu rejimin adı hâlâ demokrasi... 'Başbakan Erdoğan, devlete ait ANA uçağıyla önce New York Kennedy Havalimanı'na iniyor. Beraberindekileri burada bırakıyor. Eşi Emine, kızları Sümeyye ve Esra ile damadı Berat Albayrak ve torunu Mehmet Akif'le birlikte Washington'a devam ediyor. Burada Williard International oteline yerleşiyor. Oğlu Bilal, gelini Reyyan, annesi, torunu Ömer Tayyip de burada aileye katılıyor. 10 kişilik aile perşembe gecesini otelde geçiriyor. Başbakan cuma günü hiç dışarı çıkmıyor. Başkan Bush'tan randevu istenmiş, alınamamış. Otele gelen giden de olmuyor. Türkiye koyun kopyalamış. Duyan da ülkede koyun kıtlığı var sanır... ODTÜ'de, öğrenci olaylarının yoğun olduğu yıllarda Satılmış adlı bir müstahdem vardı... Yalçın Küçük anlatır... Öğrenciler üniversite bahçesinde eylem yaparken bir yandan da:- Satılmış rektör, satılmış rektör, diye slogan atarlar...Satılmış o sırada içerde yemekhanede hocalara yemek servisi yaparken bir yandan da samimi olduğu hocaların kulağına eğilir görevden affını istermiş:- Yapamam ki beyim, rektörlük kim biz kim...Kıssa'dan hisse: İnsanın her şeyden önce "kendini bilir" olması lazım... Rektörün durumu Ulusal Futbol Takımımız Avrupa Şampiyonası finallerine gitme hakkı kazandı... Kutluyoruz...Çocuklar zeki bir oyun daha oynadılar! Malta ve Moldova gibi iki dandik takıma puan kaptırıp finalleri önce tehlikeye soktular... Son anda iki maçı kurtarıp normalin üç katı prim aldılar...Peki o ilkellikler neydi? Maç öncesi ulusal marş okunurken futbolcuların ağzına mikrofon uzatmak hangi sivri akıllının fikriydi? Ya adamın birinin son yirmi dakikada hoparlörden sürekli tezahürat çağrısı yapması? Heyecan iyi de fazlası denge bozukluğuna yol açıyor görüldüğü gibi... Ulusal heyecan! Gaziantep'te Sanko Sanat Galerisi'nde düzenlenen sergide ressam Ayşegül Yarar'a ait 38 tablodan 10 tanesi müstehcen bulunmuş ve bu tablolarda kadınların kalçaları tülbentle örtülmüş... Ressam Yarar daha sonra bu tabloları sergiden kaldırmış...Gaziantep Taliban yönetiminde mi? Yok canım.. Ama Taliban'a özenenler var... Nümahrem... Özel eğitim gerektiren zihinsel özürlü çocukların okuduğu özel ilköğretim okullarından birinde öğretmenlik yapan okurumuz dün telefonda Milli Eğitim Bakanlığı'nın akıllara ziyan bir genelgesini yana yakıla anlatıyor:"Özürlü çocukların bir bölümü down sendromlu, öğrenme güçlüğü, vb. olan... Bundan dolayı normal eğitimlerine ek olarak ayrıca daha farklı özel eğitim görmeleri... Yani bir öğretmenin bire bir ilgilenmesi gereken çocuklardır. Bu çocuklarımız şimdiye kadar devlet okullarında kendileri için açılan 10,15, 20 kişilik özel sınıflarda eğitim görür... Ailelerinin doktor raporu getirmeleri halinde ise günde bir ya da iki saat olmak üzere özel özürlü okullarına giderlerdi. Özel okullar bu çocukları servis araçlarıyla evlerinden alır, özelliğine göre her birine o alanda uzmanlaşmış bir özel öğretmen tahsis eder, eğitimini yaptırır, daha sonra da evlerine bırakır...Devlet bu hizmetleri karşılığında özel okullara öğrenci başına her ay 388 lira öderdi. Hem çocuğun özelliğine göre eğitim sağladığı hem de ailelerine ekonomik yük getirmediği için bu sistemden herkes çok memnundu. Ama artık bu uygulama ortadan kaldırılıyor. Milli Eğitim Bakanlığı 20 Kasım günü yayımladığı genelge ile 1 Aralık 2007'den itibaren bu tür çocukların eğitiminin artık devlet okullarında yapılacağını, özel okullara gönderilen çocuklar için hiçbir ödemede bulunmayacağını duyurdu. Bu tam bir eğitim cinayetidir. Çünkü bu çocukların eğitimi için özel eğitim görmüş yüzlerce öğretmene, yüzlerce sınıfa ihtiyaç var. Normal çocuklar için bile yeterli öğretmen ve sınıf tahsis edemeyen bir bakanlık, özelin de özeli eğitim görmeleri gereken binlerce çocuğumuz için bir hafta içinde yüzlerce özel öğretmen bulacak, özel sınıflar açacak ve bunları eğitmeye başlayacak! Böyle bir şey mümkün mü?" m.asik@milliyet.com.tr Özürlü genelge!
Özay Şendir
Ayıplı bir tartışma, 'işine yarayacak'
14 Mayıs 2025
Didem Özel Tümer
Türk şirketlere BAE’de finansa erişim kolaylığı
14 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
En son imparator!
14 Mayıs 2025
Ali Eyüboğlu
EOKA’nın köyünde ölümle burun buruna! Neşe Karaböcek’ten Kıbrıs anıları…
14 Mayıs 2025
Dilara Koçak
Yaz gelmeden detoks değil, denge zamanı
14 Mayıs 2025