Derken Dışişleri Bakanlığı önceki gün bir açıklama yaparak İran'ın nükleer faaliyetlerinden kaygılandığımızı bildirdi. ABD sözcüsü gibi konuştu. Ve dün, NATO amaçlı da kullanılabilen Muş Havaalanı'nın nisan ayında sivil hava trafiğine kapatılacağını öğrendik...AKP iktidarı, topraklarımızı kullandırmayız gibi demeçlere rağmen, ABD ve İsrail adına İran'a karşı cephe alıyor. Ülkeyi büyük bir belaya bulaştırma sinyali veriyor. Aman dikkat! İran'a gönderilen alüminyum kaplara, nükleer tesislerde kullanılabileceği kuşkusuyla Gürbulak sınır kapısında el konuldu. Kaplara İtalya çıkışında değil de CIA'nın uyarısıyla Türkiye'de el konulması bunun İran'la aramızın açılması için bir tezgâh olduğunu düşündürüyor. Dış ticaret açığımız giderek artıyormuş. Dış ticarette kendi ticaretleri kadar başarılı olamıyorlar anlaşılan... İran'ın Ankara Büyükelçisi Firuz Devletabadi, Başbakan Tayyip Erdoğan'ın İran krizinde izlediği politikadan memnun. ABD'ye destek vereceğine inanmıyor. Vatan'daki röportajda Erdoğan'ı şu sözlerle değerlendiriyor:"Türkiye'nin yakın tarihine yaptığım incelemeye dayanarak Sayın Erdoğan'ın son 80 yılı içerisinde Türk halkına en çok saygıyı gösteren ve bu milletin haklarını korumak isteyen en iyi lider olduğunu söyleyebilirim."Erdoğan'ın Türk halkına Atatürk'ten bile daha saygılı olduğunu söyleyen Büyükelçi'nin, güvendiği dağlara kar yağmamasını temenni ederiz. Erdoğan'a övgüler Filistin'de daha hükümet kurulmamış. Hükümet programı ortaya çıkmamış. Hamas şiddetten vazgeçtiğine ilişkin bir açıklama yapmamış. Türkiye'ye gelmek istiyorlar. Buyur ediyorsunuz. Böylece şiddeti dışlayan kendi dış politikanızı çiğniyorsunuz. Dünyada şiddete karşı olan ülkeleri ve grupları karşınıza alıyorsunuz. Neden bütün bunlar? Çünkü Hamas İslamcı! Başbakan görüşeceğini söylüyor. Sonra baskılar üzerine vazgeçiyor. Kararsız lider durumuna düşüyor. Hamas'ı Ankara'da ağırlamak Türkiye'ye ne kazandırıyor? Hiç... Sadece itibar kaybediyoruz. Hamas skandalı... * * * GEMLİK'te öğretmenlerin maaşı milli eğitim müdürlüğü kanalıyla ödenirken bordroda bil.des.hiz. (bilgisayar destek hizmeti) adında 3 YTL kesinti görülüyor. Sebepsiz, gerekçesiz kesinti olur mu? Bu nedir MEB yetkilileri? Öğretmenler merak ediyor? YENİ Futbol Federasyonu, Fatih Terim ile yola devam kararı aldı. Maaşının da 110.000 YTL olduğu açıklandı. Ne var ki maçların 6'sı dışarıda oynanacak. Bu durumda maaşına deplasman zammı "eklenmesi" gerekir. Terim'in hakkı yenmemeli." Milliyet'te 14 Şubat'ta Mehmet Demirkaya'nın şu haberi yayımlandı:"...Bayındırlık Bakanlığı'nın, Zincirlikuyu'daki Karayolları 17. Bölge Müdürlüğü'nün arazisiyle ilgili hazırladığı planları, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş'ın Belediye Meclisi'ne getirmeden doğrudan onayladığı ortaya çıktı. Bu durumu protesto eden CHP grubu, Meclis'i terk etti..." Şimdi de 11 Şubat'ta yine bu köşede yayımlanmış "Dubai Muamması" başlıklı yazıya göz atalım... Dubai Uluslararası Emlak CEO'su Farhan Faraidooni, İstanbul Anakent Belediyesi Genel Sekreteri Mesut Pektaş'a gönderdiği 4 Nisan 2005 tarihlli mektupta, diyor ki:"Aşağıdaki alanların GMYO kapsamına acilen alınmak üzere işaretlenmesini öneriyoruz:- 4. Levent'teki mevcut otobüs istasyonu.- Zincirlikuyu'daki Devlet Otoyol bölgesi..."Anlaşılan o ki Bayındırlık Bakanlığı Zincirlikuyu'daki bölgeyi Dubaililere hazırlamaktadır.Konuyu Anakent Meclisi CHP Grup Başkanı Kemal Akar'la konuştuk. Dedi ki:- Kadir Topbaş'ın sözü vardı. İstanbul'u bundan sonra İstanbullular yönetecek demişti. Ama sözünde durmadı. Bayındırlık Bakanlığı'nın yaptığı planı onayladı, Meclis'ten kaçırdı. Oysa çoğunluk ellerinde. Bu planı görüşüp kabul edebilirlerdi. Belli ki kamuoyunun duymasından çekiniyorlar. Sormak gerekir... Bu plan İstanbul'a yararlı ise neden gözlerden kaçırıyorlar?..Sözü geçen plan Zincirlikuyu'da 116 dönümlük alandaki mevcut yapılanmayı 6 kat artırıyor. Yapılan kabataslak hesaba göre plan kesinleşirse o alana iki tane 50'şer katlı gökdelen çıkılabilecek. Bölgedeki yoğun trafik biraz daha yoğunlaşacak, yeşil kalmış alanlardan biri daha betonlaşacak... İstanbul Dubai Prensi Maktum'un şirketine böyle ikram ediliyor. Peki bu ikramların karşılığı nedir? Kim ne kazanıyor? Bir de onu bilebilsek... Dubai'ye ikramlar Diyanet İşleri Başkanlığı "Dindarlık için gerçek tehdit ateist değil, popüler kültür" demiş! Neyse... "Gerçek tehdit dini siyasete alet etmek" açıklamasına yaklaştık sayılır... m.asik@milliyet.com.tr
