Bir grup kız arkadaş, kendilerine erkek seçmek icin mağazaya girer.1. KAT'ın kapısında şunlar yazılıdır: "Bu kattaki erkeklerin çalıştıkları bir işleri var ve çocukları da severler." Kızlar yazıyı okur ve mırıldanır: "Eh, hiç yoktan iyidir ama bir de üst kata bakalım."2. KAT'ın kapısındaki yazı: "Buradaki erkeklerin iyi bir işleri var, çocukları severler ve yakışıklıdırlar." Kızlar: "Hmmm, hiç fena değil ama acaba bir üst katta ne var?" diye meraklanır.3. KAT: "Buradaki erkeklerin çok iyi birer işleri var, çocukları severler, yakışıklıdırlar ve ev işlerine de yardım ederler." Kızlar: "Aman Tanrım, çok etkileyici ama bakalım bir üst katta ne var?"4. KAT: "Buradaki erkeklerin işleri çok iyi, çocukları çok severler, gayet yakışıklı olup ev işlerine yardım ederler ve ayrıca son derece romantiktirler." Kızlar çığlık çığlığa bir üst kattakini merak ederek yukarı fırlarlar:5. KAT'ın kapısında şunlar yazmaktadır: "Bu kat boştur ve sadece kadınları memnun etmenin mümkün olmadığını kanıtlamak icin düzenlenmiştir. Çıkış soldadır." Kadınların gidip kendilerine koca seçebilecekleri bir erkek mağazası açılmış. 5 katlı mağazada şu kural geçerliymiş; Bir kattan yukarı çıkmak serbest ama aşağı inmek yasaktır... Başka seçenek var mı? Ya Kuvayı Milliye olacağız ya da enayi milliye olarak kalacağız! Muzip dostumuz toplu sohbette soruyor:İstanbul'da en iyi kaburga dolması nerede yenir?Cevaplar:- Kaburgacı Selim Amca'da.. Hayır, Kaburgacı Recep Usta'da... Kaburga Sofrası'nda...Doğru cevabı bilen kimse çıkmıyor. Muzip dostumuz "En iyi kaburga nerede yenir?" sorusuna muzip bir yanıt hazırlamış meğer. Patlatıyor:- Baltalimanı Kemik Hastanesi'nin yanındaki kaburgacıda... Kaburga Liseli gençler "Şu Çılgın Türkler"i okumakta olduklarını yazmışlardı dün. Peki bundan sonra? Sırada Çetin Yetkin'in "Karşı Devrim" adlı kitabı olmalı. Vural Savaş'ın Cumhuriyet Çökerken, Emperyalizmin Uşakları, Metin Aydoğan'ın Bitmeyen Oyun, Türkiye Üzerine Notlar, Mustafa Yıldırım'ın Sivil Örümceğin Ağında, Cengiz Özakıncı'nın "Yeni Osmanlı Tuzağı" gibi kitapları okuma sırasına konmalı... Attilâ İlhan, Erol Manisalı, Oktay Sinanoğlu, Erbil Tuşalp'in kitapları da ıskalanmamalı. Liste İrticaya ve tarikatçılara teslim olmayan üniversitelere peş peşe usulsüzlük ve yolsuzluk soruşturmaları açılıyor. Bunlardan biri olan İnönü Üniversitesi rektörü Prof. Fatih Hilmioğlu önceki gece Ceviz Kabuğu'nda Başbakan ve diğer siyasetçilere bir çağrıda bulundu:- Gelip hep birlikte kamuoyuna dünkü ve bugünkü mal varlığımızı karşılaştırmalı olarak açıklayalım...Hodri meydan... Hodri Mutluluk nedir? Magazin sayfalarında vücutları sergilenen manken tipli yavrularla birlikte vakit geçirmek mi? Boğaz'da bir villanın havuz başında serilip kebap yapmak mı?Schopenhauer gibi düşünürlere göre mutluluk, "mutsuz olmamak"tır. Mutlu kişi, en canlı zevkleri veya en büyük hazları tatmış kişi değildir. Mutlu kişi hayatını hem bedensel hem zihinsel çok büyük acılar yaşamadan geçiren kimsedir.Daha mutlu olma amacıyla boş hayallerin ve renkli heveslerin peşinde koşmak haz getirmez. Aksine onun yarattığı hayal kırıklığı acı ve mutsuzluk getirir."Budala kişi yaşamın hazlarının peşinden gider ve aldandığını görür; bilge kişi ise belalardan kaçınır. Tüm hazlar hayalidir ve bunlara sahip olunmadığı için üzülmek dar kafalılıktır..."Schopenhauer'in mutluluk reçetelerinden biri şudur:...Sahip olmadığımız bir şeye bakarken bizde hemen "Bu benim olsaydı nasıl olurdu" düşüncesi doğar ve bu şeyin eksikliğini duyumsatır. Bunun yerine daha sık. "Bu bende olmasaydı nasıl olurdu?" diye sormalıyız. Sahip olduğumuz şeylere ara sıra onu yitirdikten sonra gözümüze nasıl görüneceğini düşünerek bakmaya çalışmalıyız; üstelik bu her ne olursa olsun, mülkiyet, sağlık, dostlar, sevgililer, kadın, çocuk, at veya köpek... Çünkü şeylerin değerini ancak onları yitirdiğimizde anlarız. Buna karşılık o şeye önerilen biçimde bakmamızın sonucunda onun varlığı bizi eskisinden daha çok mutlu eder ve onu yitirmemek için her türlü önlemi alırız..."Kalıcı bir hazzın her şeye yeterli oluşunun yol açtığı durgunluk insan için katlanılmazdır, diyor Schopenhauer... Ve ekliyor:"Engelleri aşmak, varoluşun en büyük hazzıdır, bunlar ticarette ve iş yaşamında olduğu gibi maddi türden de olabilir, öğrenmede ve bilimsel araştırmada olduğu gibi düşünsel türden de olabilir; bu engellerle savaşmak ve onlan yenmek mutluluk verir." m.asik@milliyet.com.tr Mutluluk üzerine sohbet...