Dışişleri Bakanlığı, Ankara’da şimdi bulunduğu yerden yaklaşık 5 kilometre ileriye Karakusunlar semtine taşınacakmış... Karakusunlar adı nereden geliyor?
Kimine göre Karakuzular kimine göre Karaküskünler olan bir köy adı dönüşerek o hale gelmiş. Anlamsız bir sözcük çıkmış ortaya...
Dışişleri Bakanlığı’nın bulunduğu semtin adı önemlidir...
Örneğin Fransa Dışişleri Bakanlığı “Quai d’Orsay” Caddesi’ndedir.
Konuşmalarda kimi zaman “Dışişleri Bakanlığı bu konuda ne düşünüyor?” diye sorulmaz...
Quai d’Orsay ne düşünüyor, diye sorulur.
Bizim Dışişleri Bakanlığı bir ara Ankara’da Hergele Meydanı semtindeymiş.
Bizim diplomatlar da aralarında konuşurken hınzırlığına şöyle sorarmış:
“Bu konuda Hergele Meydanı ne düşünüyor?”
Dışişleri Bakanlığı’nın yeni adı da çok farklı çağrışım yapmıyor:
“Karakusunlar...”
Zarif bir mesleğin üyeleri için pek de zarif durmayan bir semt adı...
Abdülhamit
Osmanlı’yı Bilmek, adı altında Osmanlı döneminin fıkra ve nüktelerini derleyen yazarın adı Mehmet Karaaslan. Kitapta ünlü şair Abdülhak Hamid’in şu sözleri bugünün psikolojine hiç de yabancı değil...
“Abdülhamit o kadar vehhamdı ki (vehimli) korkunç olmuştu. Biz de onun yüzünden vehhim (evhamlı) olmuştuk. Ben Londra’da bazı günler odamda otururken hatırıma gelirdi. Acaba şurada benim nasıl oturduğumu görüyor mu, diye telaş ederdim. Bana bakıyor sanırdım. Ondan adeta korkardım...”
Her telefon konuşmasında birilerinin kendini dinlediğini düşünen bu ülkenin insanı da yakında öyle olmayacak mı?
Avukatın böylesi
Silivri davasını izleyen avukatlardan ikisinin adı özellikle duyuluyor... Celal Ülgen ve Hüseyin Ersöz...
Hüseyin Ersöz’ü üniversite öğrenciliğinden tanıyoruz... Hukuk fakültesini bitirdi. Avukat oldu. Bundan iki yıl önce Ergenekon sanıklarından Birol Başaran’ın savunmanlığını üzerine aldı. Onun titiz ve içten çalışmasını gören bir başka sanık; Adil Serdar Saçan da vekâletini Hüseyin Ersöz’e verdi. Bu sırada Ersöz, Celal Ülgen’in bürosuna geçti. Celal Ülgen deneyimli, usta, idealist bir avukat... Birlikte başarılı çalışmalar yaptılar. Önce Birol Başaran sonra Adil Serdar Saçan tahliye edildi... Bu başarıyı gören Silivri sakinlerinden Tuncay Özkan, Levent Bektaş, Levent Göktaş, Atilla Uğur, Çetin Doğan, Dursun Çiçek ve Emin Şirin de Celal Ülgen’e vekâlet verdiler. Ülgen bürosu kısa sürede en ünlü isimlerin savunmanı oldu. Listeye son olarak iki ünlü isim daha eklendi: Bedrettin Dalan... Ve Cem Uzan...
Geçenlerde bir Ergenekon sanığının yakını ünlü bir avukat bürosunun kendilerini savunmak için 100 bin dolar istediğini söylüyordu. O yüzden Celal Ülgen avukatlık bürosunun ücret tarifesini merak ettik. Aldığımız yanıt:
- Baronun tespit ettiği ücretler üzerinden anlaşma yapıyoruz ancak şu anda ödeme imkânı olmayandan para almıyoruz. Maddi imkânları elverdiğinde ödeyecekler.
* * *
Bu ülkede müvekkilini soyan avukat da var.. Yukarda örneği görülen idealist, vicdan sahibi, soylu avukatlar da...
Soru: 1982 Anayasası referandumuyla bu defaki anayasa reformu arasında ne fark var?
Yanıt: 1982’de askeri darbe anayasası oylandı, bu kez sivil darbe anayasası oylanacak...
Haldun Ertem
Kitap
Gazeteci arkadaşımız İhsan Yılmaz altı yıldır kaleme aldığı öykülerinden bazılarını “Sınanmamış Kadın” adlı bir öykü kitabında topladı. Postiga Yayınevi yayımladı.
Kitabın tanıtımı Sultanahmet’te Senatus Otel’de yapıldı. Dostlarla kitaptan, edebiyattan, sağdan, soldan konuşurken, otelin adını merak edince ortaklarından Mülkiyeli (86) Birol Sezer anlattı:
- Bahçeyi kazarken bir antik duvara rasladık. Arkeologlar gelip baktı. Meğer Doğu Roma Senatosunun duvarıymış, oradan esinlendik.
Ne gizemli bir kentte yaşıyoruz... İhsan Yılmaz’ın öyküleri işte böyle bir kentin seslerini, duygularını, tadını, tatsızlığını, heyecanını ete kemiğe büründürüyor. Yanıbaşımızda yaşanan uzak hayatları hikâyeleştiriyor. Okuyunuz...
YÖK, Gül’e yanıt vermiş; etki altında değiliz.
Doğrudur...
YÖK etki altında değil emir altında...
Fahrettin Fidan
Orta yol
Anayasa Mahkemesi ham hum şaralop bir karar aldı. Başkan Haşim Kılıç kurye ile haber saldı, mahkeme alelacele toplandı, bütün bir ulusun geleceğini ilgilendiren bir kararı yarım günde çıkarıverdi.
Emin Çölaşan’ın yazdığına göre bazı üyeler toplu geziye gidecekmiş yakında. Baştan savar gibi karar alınmasının sebebi oymuş.
Siyaset bilimci Andrew Amato, “Yüksek Mahkeme kendini yok etti” diyor.
Bazıları Anayasa Mahkemesi “orta yol” çabasıyla kısmi iptal kararı verdi, düşüncesinde.
Bunu AYM Başkan Vekili Osman Paksüt’e soruyorlar. Yanıtı güzel:
- Öyle yapılması hukukla bağdaşmaz. Davacı ‘10 bin TL alacağım var’ diyor, davalı ‘Borcum yok’ diyor; ne olacak, 5 bin lira ödemesine mi hükmedilecek?”
E5
Konumuz yine gürültü... İstanbul’da E5’in kenarında Merter, Ataköy, Bahçelievler, Bakırköy, Şirinevler gibi semtlerde yaşayanlar hiç dinmeyen müthiş bir araç gürültüsüyle baş başalar... Bir okurumuz İstanbul İl Çevre Müdürlüğü’ne başvurup otoyol kenarlarına Avrupa’daki gibi neden gürültü perdelerinin çekilmediğini sormuş:
- Avrupa ile uyum yasaları gereği bunları 2013 yılına kadar ihale edip tamamlayacağız, sözünü almış...
Bu sözü zapta geçirelim...