Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Yolsuzlukla suçlanan Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki, önceki sabah bir televizyon programındaydı. Sunucu güzel güzel sorular sordu, Özhaseki güzel güzel yanıtladı! Biz de söz konusu yolsuzluk iddialarını dile getiren CHP Kayseri Milletvekili Şevki Kulkuloğlu’na güzel güzel sormaya başlıyoruz:
- Mehmet Özhaseki, 10 milyonluk senedin altındaki imzamın sahte olduğu ortaya çıktı, dedi. Ayrıca o senetle ilgili belediyeden tek bir kuruşluk ödeme yapılmadığını söyledi.
- İmzanın sahte olduğuna ilişkin raporu uzman kuruluş mu vermiş? Hayır. Kim vermiş? Kayseri Emniyet Müdürlüğü’nde görevli bir polis memuru. Kriminal inceleme yapılırken araştırılması gereken 23 temel kriter vardır. Sözünü ettiğim polisin raporunda bunlardan bir teki bile araştırılmamış. Senetle ilgili ödemeye gelince... Senet Kayseri Belediyesi’nden çıkmadı ki, ödeme oradan yapılsın. Ödeme, resmi hiçbir kaydı - kuydu olmayan rüşvet çanağındaki paradan yapıldı.
- Özhaseki, “Senedin aslı yok. Ödeme yapılsa aslı altındaki imza sahibi olarak bende olurdu” diyor.
- Senedin aslı yok ise demek ki imza incelemesi senedin fotokopisi üzerinden yapılmış. Fotokopi üzerinden imza incelemesi olur mu? Senedin aslı yoksa bu senetle ilgili sahtecilik davası fotokopiye dayanarak mı açıldı? Hukuken bu mümkün mü? Ben soruşturmayı yürüten savcıya sesleniyorum. Çıksın konuşsun. Bu senet yok ise yok desin, var ise var. Kendisinden sadece bunu istiyorum.

Haberin Devamı

AB sohbeti...
CHP Milletvekili Osman Coşkunoğlu AB konusunda bir şeyler söylemek için telefon açmış... O söze başlamadan kendisini kutluyoruz... Çünkü iki dönemdir üst üste parti meclisine seçiliyor. Coşkunoğlu daha ilginç bir başarıdan söz ediyor:
- Ben bundan tam 40 yıl önce yine parti meclisindeydim. O zaman ODTÜ son sınıfta, 22 yaşında bir öğrenciydim. CHP Gençlik Kolları Genel Sekreteri’ydim. Rahmetli Bülent Ecevit istemiş ben de parti meclisine girmiştim.
Söz AB’ye üyelik yalanlarıyla ilgili dünkü yazımıza geliyor...
Osman Coşkunoğlu AB’ye tam üyelik masalına karşı toplumu her zaman uyardığını anlatıyor. Buna karşılık Başbakan Erdoğan’ın sürekli uyutma çabasında olduğunu, bu işi AB temsilcilerinin bile gözünün içine baka baka yaptığını kaydediyor... Örnek veriyor:
- Geçen yıl 22 Haziran’da Başbakan Erdoğan AB büyükelçilerine bir yemek vermişti. Yemekte Meclis tatile girene kadar 17 - 18 yasayı çıkaracağını vaat etti. Oysa aynı gün Meclis karar almıştı. 30 Haziran’da yani bir hafta içinde tatile girecekti. Nitekim o yasalar hiçbir zaman çıkarılmadı. AB büyükelçileri de bu duruma çok şaşırdı...

Haberin Devamı

Abdullah Gül önümüzdeki hafta Diyarbakır’a gidiyormuş.
Bazıları bu gezinin “resmi bir ziyaret” sayılması için ne düşler kuruyorlardır kim bilir...

* * *
Şener Şen’den itiraf: “Başbakan bize Kürt açılımını anlattı, bir şey anlamadık.”
Doğrudur; o zamanlar hiç kimse bir şey anlamıyordu...
Şimdi her şey gayet iyi anlaşılıyor...
Haldun Ertem

Taliban, Türkiye’de büro açmak istiyormuş.
Biraz beklerlerse yakında büyükelçilik bile açabilirler!
Fahrettin Fidan

Haberin Devamı

İzmir
İzmir için, “Burnu akmış, kir pas içinde çocuk gibi” benzetmesi yapan ve Konya ile Kayseri’yi örnek gösteren AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik’in sözlerini CHP İzmir Milletvekili Ahmet Ersin, bakınız nasıl yorumluyor:
“İzmir Valiliği ile Milli Emlak Müdürlüğü’nün, İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi kararları aleyhine 2005 yılından bu yana açtığı toplam iptal davası sayısı 249’dur.
Bu sayı Ankara Belediyesi için beş, Konya Belediyesi için üç, İstanbul Belediyesi için iki, Kayseri Belediyesi için sıfırdır.
İzmir’de, neredeyse Konya’nın bugünkü nüfusu kadar Konyalı vatandaşımız yaşamaktadır. Çok sayıda da Kayserili... Bu insanlar doğdukları şehirlerde aş ve iş bulamadıkları için İzmir’e göç etmişler... Sonuçta bu iki AKP’li belediyenin çözemedikleri sorunlar İzmir Belediyesi’nin omuzlarına yıkılmıştır.

Atarım
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Celal Bayar Üniversitesi Rektörlüğü´ne atanan Prof. Dr. Mehmet Pakdemirli’ye “Hayırlı olsun’’ ziyaretinde bulunacak.
Ziyaret öncesinde bazı öğrenciler AKP hükümetini protesto etmek isteyince, Rektör Prof. Dr. Pakdemirli ile aralarında sözlü tartışma yaşanıyor. Türkiye Gençlik Birliği İl Başkanı Erdem Özdemir, kendilerine engel olmak isteyen rektöre: “Bu görevi sizden değil, Atatürk´ten aldık’’ diye konuşuyor. Bunun üzerine Rektör Pakdemirli, “Cumhuriyeti savunacaksam ben savunurum. Ben burada rektörüm. Siyasi slogan atarsanız. Kimliklerinizi toplarım. Üniversiteden atarım hepinizi” diye karşılık veriyor.
Buyurun size özgürlükçü rektör modeli.. Beyfendi “barışçı demokratik protesto hakkını’’ kullanmak isteyen üniversite öğrencilerini “okuldan atmak ve polise teslim etmek” ile tehdit ediyor. Üniversite kimlerin eline geçti, görüyorsunuz...

Celal Bayar Üniversitesi Rektörü Mehmet Pakdemirli öğrencilere, “Siyasi slogan atanı üniversiteden atarım” demiş.
“En böyük Tayyyyiiippp, başka böyük yok” sloganı atsalar da mı Hoca efendi?

İsyan
TÜRSAB Başkanı Başaran Ulusoy isyan etmiş:
- Elleriniz kırılsın, demiş
Kime demiş niye demiş?
Kuşadası’nda lüks oteller ile Avrupa’nın en büyük kongre merkezinin olduğu İntepe mevkiinde kızılçam ormanı içinde taş ocağı izni verilmesine isyan etmiş.
Biraz geç olmamış mı?
Maden yasası başta olmak üzere çevreyi imha eden yasalar TBMM’den geçerken turizmciler neredeydiler?