Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

- Zamanında açılmadığı için, davanın düşürülmesine...Erdoğanın avukatları davayı 6 aylık süre içinde açmadıkları için zamanaşımı gerçekleşti. Avukatlar nasıl olur da ceza davasının 6 ay içinde açılması gerektiğini bilmezler? Anlaşılamadı.Başbakan bu davayı geri çekebilirdi. Kendi imajı için iyi olurdu. Ancak belli ki Erdoğan gazetecilerle ilişkiyi kan davasına dönüştürmekta kararlı... Yeni ceza yasası da yürürlüğe giriyor. Değmeyin keyfine! Musa Kart arkadaşımızın geçen yıl 9 Mayısta Cumhuriyette yayımlanan meşhur "kedili karikatür"ü dün Eskişehirde yargılandı. Musa Kart, bu karikatürden dolayı Ankara 8. Asliye Ceza Mahkemesinde 5 milyar lira tazminat ödemeye mahkûm edilmişti. Aynı karikatürü yayımlayan Sakarya gazetesinin Yazı İşleri Müdürü Hakkı Sağlam için açılan tazminat davası ise reddedilmişti. Bunun üzerine Başbakanın avukatı Eskişehirde Sakarya gazetesine "ceza davası" açtı... Dava, dün Eskişehirde ele alındı. Savcı, davanın düşürülmesini istedi... Yargıç Fahrettin Gültekin 2 dakikada kararını açıkladı: Adalet Bakanı Çiçek, "1 Nisan kara gün değil" demiş. Evet, 1 Nisan, gazetecilerin "Neyi, nasıl yazayım?" diye kara kara düşüneceği gün... Üst kademede görevli asker okurumuz soruyor:- ABD, İncirliki istediği gibi kullanmak için Ermeni soykırımı tasarısını kongreden geçirme tehdidini kullanıyor. Görünen o ki, biz de bu tehdide teslim olma eğilimindeyiz. Kimi medya mensupları, içeriyi teslime doğru teşvik ediyor. Sorum şu... Peki, 24 Nisan 2006da, 24 Nisan 2007de ve daha sonraki 24 Nisanlarda tekrarlanacak tehditlerde bizden neler istenecek? Biz neler vereceğiz? 1 - 2 yıl içinde Kürt devletini tanıma tehdidi gelince ne yapacağız? Tavrımızı bu gerçeklere göre belirlemek zorundayız. 24 Nisan oyunu Gürcistan, Ukrayna, Kırgızistan... Güller devrimi, Turuncu devrim, Lale devrimi... Peş peşe Amerika destekli demokrasi(!) devrimleri yapılıyor... Ve ne tesadüf... Hep Amerikan yanlısı yönetimler iktidara geliyor... Suudi Arabistan ve Pakistanda devrime gerek görülmüyor. Çünkü onlar zaten Amerikan yanlısı. Demokrasi sevdası Kırk yıllık dostumuz, okul arkadaşımız Sedat Bilir dayanamamış, İzmirden arıyor:- Bilimsel hesaplarla sabittir, diyor, Türkiye bugün nüfus planlamasına başlasa ve aileler iki çocuktan fazla yapmasa, nüfus artışı ancak 40 yıl sonra duracak... Ve Türkiye nüfusu o zaman 140 milyon olacak...- Yani?- Yani AB bizi hiçbir zaman tam üyeliğe almaz. Bu yükün altına girmez...Kaldı ki herhangi bir nüfus planlaması niyeti de yok. Yalnız AB için değil... Doğan çocuklarımıza eğitim, aş, iş sağlayabilmemiz için yapılması gereken ilk iş nüfus planlaması... Ne var ki, kimse oralı değil. Frene basma zamanı Bilimsel intihal (aşırma) yaptığı Marmara Üniversitesinin incelemesi sonucu kesinleşen Başbakanlık Müsteşarı Prof. Ömer Dinçer, görevinden istifa edecek mi? Etmeli mi? Dinçerin ne yapması gerektiğini, sorumuz üzerine, Eski Başbakan Yardımcısı, AKP Bursa Milletvekili Ertuğrul Yalçınbayır anımsatıyor:- Hemen istifa etmesi gerekir...- Neden?- Başbakanlık Müsteşarlığı bürokrasideki en tepe kadro. Bu görevdeki kişi birçok yerde yasa gereği, kimi durumlarda da fiilen Başbakanı temsil eder. Bakanların bile bilgisi dışındaki örtülü ödeneğin kayıtlarını o tutar. Böylesine önemli mevkide bulunan kişinin, sabitleşmiş intihal suçuyla o makamda oturmaya devam etmesi mümkün değildir. Zamanaşımı cezayı ortadan kaldırır, suçu değil..Peki ya Dinçer istifa etmemekte direnirse? Söz tekrar Yalçınbayırda;- Yeni kurulan ve başkanlığını Prof. Mehmet Sağlamın yaptığı Kamu Görevlileri Etik Kurulu, resen harekete geçmelidir. Bu kurul, Başbakan, bakanlar, milletvekilleriyle Başbakanlık Müsteşarının da aralarında bulunduğu bütün kamu görevlilerinin etik kurallara aykırı hareketlerinin tespiti halinde harekete geçmekle yükümlüdür... Bakalım Başbakan intihal vakasının gereğini yerine getirmediği takdirde Etik Kurul kendisine düşen etik görevi yerine getirecek mi? İntihal vakası Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönüle göre... Avrupalıların yaklaşık 100 milyonu gayri meşruymuş... Vay ahlaksızlar diyeceğiz ama... Onlar en azından "Tüyü bitmedik piçlerinin" parasını kimseye hortumlatmıyorlar. m.asik@milliyet.com.tr