İklim Bayraktar adlı gazeteci hanımın manevralarının hepsini bir yana bıraksanız dahi... Kemal Kılıçdaroğlu’na “Bana cihaz bulun AKP’li bir üst düzey yetkiliyle ilgili çarpıcı kayıtlar yapıp getireyim” demesi yeterli fauldür... Hanımefendi böylece CHP adına casusluk yapmayı teklif ediyor... Ardından neler geleceği belli değil... Kemal Kılıçdaroğlu yemi yutmamış. Olayın komplo olduğunu fark etmiş. Ancak bu olayın bir başka ve önemli yüzü var ki... Onu da Kemal Bey dün Milliyet’te şöyle anlatıyor:
“... Gözden kaçırılan, basının da üzerinde durmadığı önemli bir nokta var... Bütün bu anlatımlar bayan gazetecinin bir başkasıyla yaptığı telefon görüşmesinin dinlemesinden yansıtılıyor. Bu yasadışı bir iştir. Ama hiçbir savcı işin bu yönüyle ilgilenmedi. Adalet Bakanı da ilgilenmedi, İçişleri Bakanı da ilgilenmedi. Demek ki hükümet, CHP’nin yıpratılması için bu yasadışı işlerden medet umuyor...
* * *
Soner Yalçın, Barış Pehlivan ve Barış Terkoğlu’nun tutuklanmasından sonra siteyi ayakta tutmaya çalışan 6 OdaTV çalışanı daha gözaltına alındı. Bu kişilerin tümü dinlenmişti. Ancak sadece İklim Bayraktar’la ilgili ve CHP’yi karıştıracak dinlemeler basına servis edildi. CHP doğal olarak birtakım kısır tartışmaların içine girdi. Gelişmeler Kılıçdaroğlu ile Baykal’ın hafiften kapışmasına kadar ilerledi. Olaylar sürekli CHP’yi karıştırmaya doğru yönlendiriliyor. Aleyhte malzeme basına servis ediliyor. Lehte malzeme gizleniyor. CHP bu manipülasyona karşı çaresiz. Kemal Bey, Adalet ve İçişleri bakanlarının işin bu yönüyle ilgilenmediklerini söylüyor.
Safça bir laf! Onlardan habersiz yürür mü bu işler?
Davalar hızlansınnn!Geciken adalet adalet değildir, kararlar süratli verilsin, dosyalar süratli incelensin..
Başbakan önceki gün bu güzel temennilerde bulundu...
Ancak Silivri davalarında kararların süratle verilmemesi için daha baştan bütün önlemler alınmıştı!
Binlerce sayfalık iddianameler hazırlandı, ilgili ilgisiz malzeme içine dolduruldu...
Yargıçlar altından kalkamayacakları yük altına sokuldu...
Adeta davaların çabuk bitmesi değil bitmemesi için kurgulandı mahkemeler...
Davalar bitmesin, sanıklar hüküm giymeden cezalandırılsın...
Ana politika adeta buydu.. Nitekim işler o yönde yürüyor...
Davalar hızlansın demekle davalar hızlanır mı?
* * *
Yargının hızlı hareket etmesi herkesin dileği... Bu konuda ilginç bir düşünceyi ilginizesunalım...
İstanbul Barosu’nun en kıdemli üyesi 63 yıllık avukat Salih Nuri Tüzel (şu an 87 yaşındadır), bu konuda Adalet Bakanı Sadullah Ergin’e bir mektup yazarak fikirlerini aktarmış. Sayın Tüzel’e göre yargıyı süratlendirmenin çaresi yargıçları süratlendirmekten geçiyor. Ve bakınız ne öneriyor:
“Nihai karara bağlanan her dosya için hâkimlerin bankalarda açılmış bulunan maaş hesaplarına belirli bir rakam yatırılır. Bu kararın Yargıtayca onanması halinde yine belirlenmiş olan bir rakam daha hesaba ilave edilir. Karar Yargıtayca bozulursa hesabından belirli bir para belirli bir rakam düşülür. ”
Kıscası yargıçları pirimle motive etmeyi öneriyor Nuri Tüzel... Henüz mektubuna cevap almamış. Ama önerisini önemsiyor.
CD
Onur Öymen’in kitaplarından birinde geçiyordu...
Ünlü Fransız Devlet Adamı Kardinal Richelieu, insanları mahkum etmenin ne kadar kolay olduğunu anlatmak için şöyle dermiş:
- Bana bir adamın 6 satır el yazısını getirin onu idama kadar götürürüm...
Bu sözleri 17. yüzyılda söyleyen kardinal şimdi yaşıyor olsa kim bilir ne kadar rahat çalışırdı...
CD’ler, bilgisayarlar, hard diskler, DVD’ler, cep telefonları... Hepsi kanıt kaynıyor...
Hükümet “Aile İmamlığı” projesi başlatmış.
Mutluluğa bakın, vatandaş CHP’nin “Aile Sigortası”yla günlük hayatı,
AKP’nin “Aile İmamlığı”yla da ahretteki hayatı garantiye alıyor...
Haldun Ertem
Libya
Hükümetin olumlu icraatı mı? İşte son Libya politikası...
ABD Libya’daki halk hareketlerini bahane ederek NATO eliyle Libya’yı işgale niyetleniyor.
Ankara buna karşı duruyor...
Başbakan “NATO’nun Libya’da ne işi var?” diyerek bu konuda açık bir tavır aldı...
ABD’nin şimdilerde Türkiye’yi yumuşatmaya çalıştığı bildiriliyor.
Türkiye’nin tavrı doğrudur.
Kaddafi’ye karşı halk hareketini desteklemek başka, ABD’nin müdahalesine yeşil ışık yakmak başka mevzu...
Ankara ABD’nin Libya’yı işgalini durdurmaya çalışmalıdır.
Jet Fadıl havacılık sektörüne el atmış.
Anlaşıldı. Bu Fadıl’dan ne karada ne havada kurtuluş yok!
Fahrettin Fidan
Yalama
Elektrik Mühendisi Hakan Onursal Rusya’dan yazıyor:
“Ankara Belediye Başkanı Melih Gökçek’in kaldırımları apartman sorumlularının temizlemesi gerektiği söyleyen yazınızı okudum. Size Rusya’dan bir örnek vereyim; benim yaşadığım kasaba (Kaluga) yaklaşık 330 bin kişinin yaşadığı küçük bir yerdir. Kar yağdığında, belediye (veya taşeron) ekipleri hemen tuzlama veya kimyasal atmaya başlarlar. Sadece apartman önlerini değil, apartman girişindeki merdivenleri bile belediye ekipleri temizler. Gece kar mı yağdı, sabah 6’da tüm temizlik ekipleri yollarda ve kaldırımlarda iş başında. Kimse de acaba tuz atılmış mı diye yolları yalamıyor.”