Sevgi Öğretmen bir not göndermiş... Diyor ki: “Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği yaptırdığı yurtları ve okulları Milli Eğitim Bakanlığı’na bağışladı. Başbakan ve bakanlar bu okulları ve yurtları kendileri yaptırmış gibi meydanlarda övünüyorlar. Dün bütün gün Milli Eğitim Bakanlığı’ndan ÇYDD’ye bir teşekkür ve başsağlığı mesajı bekledim. Göremedim. 20 yıldır mensubu olduğum bakanlığın bu duyarsız tavrından mahcup oldum, utanç duydum...”
Son vasiyetinde bile “36 bin bursu 100 bine çıkarın, her köye okul, her kasabaya kız yurdu yapın” çağrısında bulunan o muhterem insana AKP hükümeti can düşmanı gibi davrandı. Diyelim ki Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu da öyle düşyündü. Ancak bakanlık adına bir teşekkür yayımlanamaz mıydı?
Türkan Saylan’ın sizi din sömürücüsü olarak görmesine kızabilirsiniz. İnsan olarak duygularınıza hakim olamayabilirsiniz. Ama... Bunlar devlet adına bir kuru teşekkür etmenize neden mani?
İstanbul Valisi ile Belediye Başkanı bile gitmemişler cenazeye... Meğer kan davası güderlermiş o aziz insana da haberimiz yokmuş...
Hepsi bir yana... İktidar partisi toplumun önemli bir kesimiyle kendi seçmeni arasına aşılmaz duvarlar örüyor. Çok tehlikeli bir kutuplaşmayı ısrarla tırmandırıyor.
Hasan Pulur üstadın sözüdür: “Biz demokrasiyi severiz, ama bizim parti kazanırsa.”
Buna yenisi eklendi:
“Biz yargıya güveniriz ama rakipleri yargılar, bizi yargılamazsa”...
Haldun Ertem
* Yand A.Ş. Medya “Kayıp trilyonlar Gül’e sorulamaz” diyor.
Güle sorma o bilmez aşkı, sevdayı, kayıp trilyonları...
Erbakan’a sor, Menderes’e sor, Abdülkadir Aksu’ya sor..
Gülhan Elmas
Ferhan Şensoy
Kocaeli Üniversitesi Sahne Sanatları Bölümü öğrencileriyle sohbet ediyoruz... Söz tiyatroların pahalılığından açılınca bir teşekkürü araya sıkıştırıyorlar:
- Ferhan Şensoy’un tiyatrosuna öğrenci kartımızı gösterip girebiliyoruz. Bizden bilet ücreti almıyor... Başka hiçbir tiyatro bu kolaylığı sağlamıyor.
Öğreniyoruz ki... Şensoy’un tiyatrosuna Edirne’den Kars’a tüm yurttaki tiyatro okullarının öğrencileri ücretsiz girebiliyor... Kapıda kimliklerini göstermeleri yeterli. Ne asil bir davranış...
Salih Er bilir...
AKP Genel Başkan Yardımcısı Şükrü Ayalan, 5. Daire Başkanı Salih Er’in, Danıştay’daki törende Başbakan Tayyip Erdoğan’a yönelik suçlayıcı ifadeler kullandığını, Ergenekon’a üstü kapalı destek verdiğini, hukuk dışına çıktığını söylemiş...
Başbakan Tayyip Erdoğan’ı eleştirmek artık “Ergenekon’a destek” sayılıyor malumunuz.
Salih Er’in hukuk dışına çıktığı iddiasına gelince..
Şükrü Ayalan hukukla ilgili ne biliyor, bilemeyiz.
Ama Salih Er’i 40 yıldır tanırız...
Biz Ankara’da TRT çalışırken Salih Er Danıştay’da raportördü. Yıl 1969...
Diyeceğimiz (40 yıldır görmediğimiz) Salih arkadaşımız hukuku bilir...
AKP’lilerden çok daha iyi bilir...
Başköy’de durum
Ankara’da bu defa değişik bir otelde kalalım dedik... Cumartesi gecesi Tunalı Hilmi Caddesi’nde Ramada Oteli’ne yerleştik. Gece saat 22.00’de internete girmeniz gerekti. Resepsiyona indik. Business Center ( iş merkezi) kapalıymış. Görevli:
- 200 metre ötede bir internet kafe var, diye yol gösterdi.
Kafe 500 metre ötedeydi. İşimizi tamamlayıp otele döndük.
Odada buzdolabı çalışmıyordu, telefonla bildirdik:
- Şimdi teknisyen yok, yarın bakarız, dedi.
Oda servisine bir soğuk içecek ile meyve getirttik:
- Faturası yok mu?
- Efendim bilgisayar bozuk, çıktı alamadık, dedi garson.
O arada lavabo tıkandı. Ertesi güne dek diş yıkama, tıraş gibi işlemleri banyo küvetinde hallettik.
Ertesi gün sabah 10.00 sularında yine internete girmemiz gerekti. Resepsiyondaki kişi bu defa:
- Bugün pazar, business center kapalı, demesin mi?
Tebrik ettik bütün oteli. Bu arada dostlarımız akşam bizi Çukurambar’da BigChief diye bir yere yemeğe götürdü. 4 ayrı şubesi varmış. Çankaya’dakine gitmiş, beğenmişler. Burası da iyi olmalı, dediler. Yemekte şarap içelim dedik. Efendim lokantamız içkisiz demesinler mi? Çankaya’daki şubede içki varmış, orada yokmuş. Neden? AKP il merkezine yakın diye mi? Söylemediler. Tepemizdeki müziği de bütün gece kısmadılar. Ankara’nın öteki yerleri daha mı uygardı? Ne gezer? Cadde ve sokaklar kum gibi insan kaynıyor. Vasıtalar birbirinin üstüne çıkıyor. Çukura basmadan 10 metre yürüyebileceğiniz kaldırım yok. Her taraf delik deşik. Binalar beş benzemez... Her biri estetiksiz. Şehir plansız...
Başkent Ankara artık tam bir Başköy’dür...
ABD’ye Ford gidiyor...
50 yıl önce kurulan Ford Otosan fabrikalarının ilk Genel Müdürü Ahmet Binbir dostumuz telefonda:
- Hayatımın en mutlu gününü yaşıyorum, diyor...
Yarın Gölcük’te Ford Otosan fabrikasında duygulu bir tören var. ABD’ye törenle ilk kez
Ford marka otomobil ihraç ediliyor. Fabrikanın
50 yıllık tarihinde bir ilk.. Bir büyük başarı... Kutluyoruz...