Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Anayasa Mahkemesi artık son merci olarak bireysel başvurulara da bakacak. AYM bu başvuruları incelemek için 45 raportör yardımcısı kadrosu açtı ve bunun için ÖSYM aracılığı ile bir sınav yaptı. Daha sonra sınavdan 84 puan ve üstü alan 183 kişiyi mülakata çağırdı...
Buraya kadar bir usulsüzlük görülmüyor.
Derken... Geçen cuma günü sonuçlar açıklanıyor...
Açılan 45 kadrodan sadece 26 tanesine atama yapılmış...
19 kadro boş bırakılmış...
Tabloya bakıyorsunuz...
Yazılıda başarılı olanlar garip şekilde mülakatta dökülmüşler!
Örneğin...
Sınav birincisi yazılıda 96 puan almış ama mülakatı geçememiş...
Yazılıda en yüksek puan alan 6 kişi mülakatta elenmiş...
91 puan ve üstü alan 22 kişiden sadece 1’i mülakatı geçmiş.
90 puan üstü alan 38 kişiden ancak 4 kişi mülakatı geçerken, 84 - 85 taban puan alanlardan 10 kişi mülakatta başarılı sayılmış...
Şimdi boş kadrolar için tekrar sınav yapılacağı söyleniyor...
İkinci sınava bu sınava girenlerden daha donanımlı kişilerin girmeyeceği muhakkak.. Neden bu sınavdan 45 kişi seçmiyorsunuz da ikinci sınav yapıyorsunuz?
Yoksa amaç yazılıda puan tutturamayan tanıdıklara ikinci bir şans vermek mi? Akla her şey geliyor...
Ama sınavın sonuçları inandırıcı gelmiyor...

Haberin Devamı

Sucuk ve çocuk
Ordulu Şair Ali, ekranlardaki gıda reklamlarını taşlıyor:
Reklamını gördüğü o nar gibi sucuğu
Rüyasında yer ancak fukaranın çocuğu
Babası nasıl alsın kimse de etmez ikram
Yazıktır beyler yazık, yapmayın böyle reklam
Ordulu Şair Ali

Başbakan, ‘seçilmişleri atanmışlara kul etmeyiz’ dedi.
İyi de Silivri’deki seçilmişler ne olacak? Sürekli baskına uğrayan muhalefet belediyeleri ne olacak?
Engin Balım

Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu,
“Türkiye’nin ilk faşist partisi CHP’dir” demiş.
Son faşist partisi hangisi peki?
Fahrettin Fidan

Chester’de tartışma...
Tartışma ABD’nin Chester kasabasında yoğunlaşıyor... Şehirde bir koalisyon oluşturan İslamcı liderler, Müslüman işadamlarına birer mektup göndererek gençlere alkol, tütün ve domuz eti satmamalarını istiyorlar. İşadamları mektuplara yanıt vermeyince bu defa bir heyet oluşturup Müslüman işadamlarını bizzat ziyaret ederek taleplerini tekrarlıyorlar. Bu hareketlenmeye basından eleştiriler geliyor. Diyor ki gazeteler:
“Müslüman gençliğe kendilerine hâkim olmasını ve içki - sigara kullanmamanın erdemini öğretecek yerde bu maddelere ulaşmayı yasaklamaya çalışıyorlar. Aynen kadın meselesinde olduğu gibi... O meselede de erkeğe kendine hâkim olması ve kadına saygı göstermesini öğretecek yerde kadınları örtünmeye zorluyorlar...”
Bu tür tartışmalar Afganistan’dan ABD’ye, dünyanın her yanında devam ediyor...

Haberin Devamı

Yeni bir gürültay!
İlki 26 Şubat’ta, 15 bin kişilik Arena Spor Salonu’nda... Basına ve dinleyicilere açık.. Ekstradan davul - zurna da olacağı için şölen havasında.
İkincisi 27 Şubat’ta, 2 bin kişilik Ahmet Taner Kışlalı Spor Salonu’nda... Dinleyicilere kapalı, basının durumu henüz belli değil. Davul - zurna yok.
CHP’nin birkaç gün sonra yapacağı peşpeşe iki olağanüstü tüzük kurultayı özetle böyle olacak. Peki, iki kurultay arasındaki bu mekân, dolayısıyla içerik farkı neden? Genel Merkez’den bir yöneticinin yanıtı:
- 26 Şubat’ta yapacağımız kurultayda, sadece genel Merkez’in değil, olağanüstü kurultay talep eden arkadaşlarımızın da istediği tüzük değişikliklerinin çoğu kabul edilecek. Dolayısıyla ikinci kurultayın tüzük değişiklikleri anlamında fazlaca bir esprisi kalmayacak. Kalmayacağı için de seyirci açısından fazla bir cazibesi olmayacak.
- Ya ikincisi?
- Olağanüstü kurultay talep edenlerin başı konumundaki eski Genel Sekreterimiz Önder Sav, Genel Merkez’in seyircili ve “şölen havasında kurultay”lara karşı olduğunu açıkladı. Genel Merkez, onların istedikleri kurultayı, onların istedikleri şekilde yapma kararı aldı.
Eğer Önder Sav grubu bu gerekçelere inanıyorsa mesele yok... Ama pek öyle görünmüyorlar...

Haberin Devamı

Devlet, hukuka ancak istediği için, istediği zaman ve istediği ölçüde boyun eğiyorsa,
aslında hiç boyun eğmiyor demektir.
Duguit

Alternatif hitabe
Başbakan Tayyip Erdoğan, AKP İstanbul İl Gençlik Kolları kongresine canlı yayınla katılırken Necip Fazıl Kısakürek’in “Gençliğe Hitabe”sini okuyor:
“Dininin, dilinin, ilminin, ırzının, kininin, kalbinin davacısı bir gençlikten bahsediyorum...”
Atatürk’ün “Gençliğe Hitabe”sinin okullardan çıkarılması istenirken yerine Necip Fazıl’ın o uzun hitabesi mi konuyor? Öyle görünüyor...
Necip Fazıl’ın “kin”li hitabesi şu dizelerle son bulur ki... AKP’nin vermek istediği mesaja da uygundur:
“Surda bir gedik açtık; mukaddes mi mukaddes!
Ey kahbe rüzgâr, artık ne yandan esersen es!”