Sümer Holding'e ait Malatya Pamuklu Sanayi İşletmesi 1998 yılında satışa çıkarılmış, Özelleştirme İdaresi önerilen 11 milyon doları az bulduğu için ihaleyi iptal etmişti...
Özelleştirme İdaresi aynı tesisi iki hafta önce 6.4 milyon dolara sattı... Üstelik 4 yıl vadeli olarak... Malatyalılar kentin içinde kalan tesisin Malatya Belediyesi'ne bırakılması ve halkın nefes alacağı bir alan olarak kullanılması için hükümete rica üstüne ricada bulunmuşlardı.
Halkın sağlığı 6.4 milyon dolar değerinde bulunmadı...
Malatya Pamuklu Sanayi İşletmesi'nin yalnızca arsasına 57 milyon dolar değer biçiliyor... Tesisin toplam değeri 77 milyon dolar...
Malatyalı avukat Yusuf Sürücü hayırlı bir hizmette bulundu, 1998 yılında 11 milyon dolar değer biçilen tesisi 5 yıl sonra 6.4 milyon dolara satan Özelleştirme İdaresi hakkında savcılığa suç duyurusu yaptı.
Her ne kadar halk kendine yönelik soyguna tepki vermiyorsa da...
Umarız yargı gereken duyarlılığı gösterir...
***
Bu arada Rekabet Kurumu TÜPRAŞ'ın satışını onayladı. Türkiye'nin bu dev kuruluşu, Almanya'daki adresinde bulunamayan 105 bin euro sermayeli Efremov Kautshcuk GMBH şirketine çatır çatır satılıyor. Bu kuşkulu satış etrafa şimdiden pis kokular yayıyor.
Türkiye'de kredi kartını en az kullananlar, Karadenizlilermiş. Karadenizlilerin saf olmadığı bir kez daha kanıtlandı...
Başkan Bush bacak bacak üstüne atınca Başbakan Erdoğan da aynı hareketi yapmış!
Başbakanımız "Vücut dili" ile konuşmaya alışık olduğundan Başkan Bush bir şey söyledi sanıp cevap vermiştir.
***
Herkes AB'den 2004 sonunda takvim bekliyor!
"Müzakere takvimi" yerine bir adet "2005 Pirelli takvimi" vermesinler...
Doğumdan sonra ilk 6 ay annenin çocuğunu emzirmesi sağlık için hem zorunlu hem yeterli. Ne var bebek maması üreticileri çeşitli promosyonlar ile annelerin aklını çeliyor, 6 aydan küçük bebekleri hazır mamaya alıştırıyorlar. Sağlık Bakanlığı bu yüzden 6 aydan küçük bebeklere verilen mamaların reçete ile satılması için hazırlık yapıyor. Karar yakında açıklanacak...
Son yarım yüzyılda Türk büyükleri Amerika'ya çok gidip geldiler. Geziler hep "çok başarılı" geçti. Kimisi yumruğunu masaya vurdu, kimisi Amerikan Başkanı'nı büyüledi, kimisi Amerika'yı resmen fethetti...
Bu gezilerde çok büyük sözler aldık. Amerika bize hayran kaldı. Türk Amerikan ilişkilerinde yeni sayfalar açıldı... Kredi anlaşmaları yapıldı.
ABD veren ülkeydi, biz alan...
Ne var ki Amerika hep zenginleşti, biz hep fakirleştik.
Çünkü gerçekte veren bizdik, alan onlar...
Dost ve stratejik müttefikimiz son olarak askerimizin başına çuval geçirdi.
Ankara buna karşılık sadece iç geçirdi...
Tayyip Erdoğan tepki olarak işgalci Amerika'ya asker desteği vaat etti, TBMM'den Irak'taki Müslüman kardeşlerinin üzerine asker gönderme kararı çıkarttı.
İlişkilerde denge bu onurlu çizgi üzerine oturdu!
Şimdi Tayyip Erdoğan'ın ABD gezisinden "istediğini aldığı" söyleniyor. Erdoğan - Bush görüşmesine Türk diplomatları sokulmadı, zabıt tutmalarına izin verilmedi, acaba ne aldığımız nereden biliniyor? İyi şeyler aldıysa görüşme neden tarihten gizlendi?
Hiç yarar sağlanmadı mı derseniz?
Evet bir yarar sağlandı... Başkan Bush, Tayip Erdoğan'la birlikte fotoğraf çektirerek ona yerel seçimde destek verdi. Tayyip Erdoğan bir Amerikan Başkanı yanında bacak bacak üstüne atan ilk Türk Başbakanı olarak zevahiri (görünüşü) kurtardı. Hepsi bu kadar...
Laura Bush ile Emine Erdoğan Beyaz Saray'da görüşürken Başkan Bush sürpriz yapıp odaya girmiş. Başkan'ın "harem-selamlık" kavramından haberi olmadığı belli...