Başbakan Erdoğan’ın “Dindar bir nesil yetiştirmek istiyoruz” sözleri gündemi gerdi..
Ancak Başbakan’ın sözleri sanki gelecekle ilgili bir projeymiş gibi ele alınıyor.
Oysa dindar gençlik projesi için düğmeye çoktan basıldı.
Şu anda adım adım uygulanan projeyle...
Cumhuriyetin daha İslami bir yapıya devredilmesi gerektiğini yıllardır savunan Ömer Dinçer Milli Eğitim Bakanı yapıldı...
Dinçer’in bakanlığı Kanun Hükmünde Kararnameyle “Atatürk ilke ve devrimlerine bağlı yurttaş yetiştirme” amacını sildi attı...
19 Mayıs Bayramı kutlamaları kaldırıldı...
Öğrenci andının kaldırılması öneriliyor...
“İnkılap Tarihi” derslerinin kaldırılması gündemde.
“Atatürk’ün Gençliğe Hitabesi”nin okullardan çıkarılması için kampanya başlatıldı.
Cumhuriyet’in ve Atatürk’ün izleri silinirken yerine ne konuluyor peki?
Onu da her gün değişik haberlerde izliyoruz...
- Kuran kurslarına başlama yaşı 3’e çekildi.... Zorunlu eğitim 1+4+4+4 sistemine dönüştürülecek imam hatip liselerine kayıt 15’ten 10 yaşına çekilecek...
- Katsayı kaldırıldı... İmam hatiplere üniversite yolu açıldı...
- İlkokullara Arapça dersi kondu.
- İlk ve ortaokul öğrencileri için Umre turları düzenleniyor...
Türkiye’nin yüzde 99’u Müslümandır diyen kendileri...
Demek ki yetiştirilmek istenen farklı bir Müslüman...
Başbakan’ın kastettiği kurulmakta olan ABD patentli ılımlı İslam devletine uygun vatandaş tipidir.
Hırsızlık ve yolsuzluğu mübah gören, din büyüklerine kul olmuş, yukardan talimatla çekip çevrilen, emperyalizmin hizmetinde tepe tepe kullanılan bir yeni nesil... İstiklal ve cumhuriyeti korumakla görevli Cumhuriyet neslini ABD’nin kuluna dönüştürme projesidir bu...
Bakanım sinemada
Mühendis okurumuz Burak Yersel, eşiyle birlikte geçen cumartesi akşamı Ankara’daki Panora AVM içerisinde yeralan Cinebonus sinemasına gidiyor. Zenne filmini izlemek üzere 21:00 seansı için 2 adet bilet alıyor. Saat 21.00’e doğru salona giriyor. Önündeki iki bayanı yer göstericiyle birlikte yer sorununu çözmeye çalışırken görüyor. Onlar oturtuluyor. Burak Yersel kendi yerinin de işgale uğradığını görüyor. Dikkatle bakınca durumu kavrıyor. Tarım Bakanı Mehdi Eker, danışman ve korumalarıyla birlikte yaklaşık 15 kişilik yeri işgal etmiştir. Muhtemelen bilet alınmamış, heyet başkalarının yerini işgal etmiştir. Korumalardan ikisinin kaldırılmasıyla Burak Yersel ve eşi yerlerine oturuyor. O sırada salona çaylar kahveler geliyor. Mehdi Bey ve yanındakiler çaylarını içiyor. Biraz sonra da Maliye Bakanı Mehmet Şimşek gelip Mehdi Bey’in yanına oturuyor. Saat 21:10 olmuş. Film hâlâ başlamıyor. Derken bir görevli okurumuza ve diğer seyircilere dönerek şöyle diyor:
- Efendim bir yanlışlık olmuş filmi sinema salonundaki salonları gösteren tabloya yanlış yazmışız, sizin filminiz aynı özelliklerdeki 2 numaralı salonumuzda oynayacaktır.
Okurumuz bunun üzerine isyan ediyor. Söylenerek salondan çıkıyor. Sayın Bakanlar ve yanındakiler durumu sessizce izliyor. Okurumuz bilet ücretini istiyor gişeden. Ve sinemayı terk ediyor.
Çağdaş, demokrat bir ülkede mümkün mü böyle bir olay...
Başbakan soruyor:
- Hem dindar hem çağdaş nesil olmaz mı?
Cevap: Olur ama ancak laik eğitimle olur...
Elif Eral
Hitabe
Siyasetteki özlü tartışmalar devam ediyor...
AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik’in “Atatürk’ün Gençliğe Hitabe’si ayet mi?” diyerek “Hitabe”yi okullardan kaldırma kampanyasına katılmasına MHP’li Oktay Vural’dan şu soru geldi:
- Neresi batıyor sana?
Kurtuluş Savaşı’nı zafere ulaştıran ve Cumhuriyeti kuran kadronun önderi Mustafa Kemal, Cumhuriyeti emanet ettiği gençlere de üç satır öğütte bulunmuş... Şimdi sıra bunu ortadan kaldırmaya geldi. Hitabe’nin neresi batar bir siyasetçiye? Doğru şıkkı işaretleyiniz...
a) Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir.
b) Memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler.
c) Bu iktidar sahipleri şahsi menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler.
d) Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır!
e) Hepsi...
Erdoğan “dindar nesil” arzusunu eleştirenlere soruyor: “Siz bu gençliğin tinerci olmasını mı istiyorsunuz?”
Haşa... Ne tinerci olsun, ne de Deniz Fenerci...
Haldun Ertem
HUYBAR Sultan Derneği Başkanı
Ali Kenanoğlu’ndan Başbakan’a:
“Bırakın kendi gençlerimizi kendi inancımıza göre yetiştirmeyi, sizin ‘dindar’lığınızdan gençlerimizi nasıl koruyacağımızın derdine düşmüş durumdayız.”
Makine
Amerikan savaş propaganda makineleri çalışıyor... Tam da BM toplantısı sırasında Humus’tan 350 kişilik katliam haberleri geldi ancak sonradan sessiz sedasız değiştirildi, sayı 55’e kadar çekildi. Bugünlerde dikkat... Medyamız halkı savaşın gerekliliğine inandırmak ve Suriye üzerine kışkırtmak için her türlü provokasyonu haber yapacaktır. Aynen Körfez Savaşı öncesinde olduğu gibi... Kanmayalım bu tür haberlere...
AKP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Gedikli, “Ergenekon’un ilk onbiri”ni yapmış...
Kendisinden
rica etsek...
Deniz Feneri’nin de ilk onbirini yapar mı acaba?
Fahrettin Fidan