Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Kitabın 144. sayfasında Doç. Cüneyt Akalın'ın "Amerikan Belgeleriyle 27 Mayıs Olayı" adlı kitabına bir atıf var...ABD'nin Ankara Büyükelçisi Fletcher Warren, 13 Kasım 1957'de ABD Dışişleri Bakanlığı'na çektiği telgrafta, Adnan Menderes'le yaptığı görüşmeyi anlatıyor:"... Zorlu'nun Dışişleri Bakanlığı'na atanması hakkında ne düşündüğümü sordu... Amerikan hükümetinin ve halkının görüşlerini bildiğimi söyleyerek konuşmamı sürdürdüm ve şunları söyledim:- Zorlu'yu son aylarda ABD'ye karşı muktedir, akıllı, işbirliğine yatkın ve dostça bir yaklaşım içinde gördüm...Menderes, kabineyi açıklamak için daha birkaç güne ihtiyaç duyduğunu söyledi. Bu mesajı Dışişleri Bakanlığı'na iletmemi önerdi. Dışişleri'nin tepkisini mümkünse 24 saat içinde öğrenmek, Menderes'i çok memnun edecek..."***Görüldüğü gibi... Atatürk'ün ölümünden 19 yıl sonra, artık Cumhuriyet asaletinden geriye bir şey kalmamış, Ankara çoktan teslim alınmıştır. Eski Yargıtay eski Başsavcısı Vural Savaş'ın "Emperyalizmin Uşakları" adlı kitabı, Bilgi Yayınevi'nden piyasaya çıktı. Vural Savaş, güncel kaynaklardan yararlanarak, belgelerle, millet olarak nasıl soyulduğumuzu, ne biçim ihanete uğradığımızı anlatıyor. Başbakan Erdoğan, "Org. Özkök'ün konuşmasında paylaştığımız yerler var" demiş. "Dini motifli siyasal gruplar, demokrasinin hoşgörülerini kullanarak bir aldatma içerisindedir" görüşünü paylaşıyor mu? Haberi dün ajanslar Zonguldak'tan geçti:"23 Nisan törenlerine katılan Ukrayna ekibinden genç kızın dansöz giysisiyle gösteri yapmasına izin verilmedi."Kendi vatandaşının ahlakını korumak için panolardan mayolu fotoğrafları kaldıran... Parklarda çiftlerin peşine ahlak bekçileri takan... Kamu lokallerinde içkiyi yasaklayan iktidar anlaşılan şimdi de dışarının ahlakını düzeltmeye soyundu. Yabancılar herhalde bu ahlak derslerinden yararlanacaktır! Ancak bu ahlakçıların aynı zamanda yolsuzlukta, yalancılıkta, talancılıkta dünyada ön sıralarda olduğunu görünce biraz şaşırmazlar mı? Büyük ahlaksızlıkları küçük ahlakçı davranışlarla örtmenin ucuz bir taktik olduğunu yabancılar bilmez mi? Sıra dışarıda! Bir kısım basında habercilik ölçüleri son iktidarla birlikte çok değişti... Haber değerlendirmesi yalakalık kriterlerine göre şekillendi... Artık: Bin defa söylenmiş de olsa, "Yolsuzlukların üzerine gitmekte kararlıyız" lafı haberdir. Ama bir defacık dahi üzerine gidilmemiş olması haber değildir.Belediye başkanlarının, "kaçak yapılara acımayın, derhal yıkın" demesi haberdir, ama kaçak yapıların tüm hızıyla sürmesi haber değildir.Başbakan'ın bir çocuğun yanağını okşaması haberdir, ama aynı Başbakan'ın milyonlarca çocuğa yapılmakta olan süt yardımını kesmesi haber değildir.Maliye Bakanı'nın bir belediye başkanının kafasına para yapıştırması haberdir, ama ana muhalefet partisi liderinin, haftada bir grup toplantısındaki eleştirileri haber değildir. Bayındırlık Bakanı'nın, "Bir yılda 15 bin kilometre bölünmüş yol yapacağız" demesi haberdir, ama yaptığı yolların daha ilk karda delik deşik olması haber değildir.Emine Erdoğan'ın gariban bir aileye ev hediye etmesi haberdir, ama o evin belediyeye ait olduğunun ortaya çıkması haber değildir. Aynı hanımefendinin, en küçük bir "sosyal faaliyeti" dahi haberdir, ama Cumhurbaşkanı'nın eşi Semra Sezer'in binlerce çocuğa okul, on binlerce kadına iş sağlayan çalışmaları haber değildir.DİE'nin yüzde 9'luk büyüme rakamları haberdir, ama ciddi iktisatçıların "Böyle bir büyüme asla söz konusu değil" şeklindeki bilimsel açıklamaları haber değildir.Her gün bir yenisi bulunan "Zayıflama formülleri" haberdir, ama yüzde 50'si yoksulluk sınırında yaşayan halkın rejim yapmadan zayıflaması haber değildir.Kaynana Semra'ların, manken ya da sanatçı geçinen bazı tiplerin her türlü kavgaları, ilişkileri, ayrılmaları, barışmaları, tekleşmeleri, çiftleşmeleri haberdir, ama onuruyla, namusuyla yaşayan insanların başarıları, dürüstlükleri veya feryat ve sıkıntıları katiyen haber değildir. m.asik@milliyet.com.tr Habercilik kriterleri çok değişti!..