Huzur ve sükun ülkesi Makedonya’da birkaç gün geçirdikten sonra “Elveda Rumeli” dedik, kürkçü dükkânımıza, yani “cinnet vatanımız”a döndük. Gezip gördüğümüz Üsküp ve Ohrid’de dört bir milletten insan; Türkü, Arnavutu, Makedonu, Sırpı, Romanıyla sakin şekilde yaşıyor... Herkes uygar ve nazik... Gazetelerde cinayet, hırsızlık, trafik kazası, mayın patlaması, hayat pahalılığı haberlerini arayın ki bulasınız... Döner dönmez bizim basına gömüldük. Gömülür gömülmez ne gibi haberlerle mi karşılaştık? Mesela:
* Recep Tayyip Erdoğan, Kemal Kılıçdaroğlu’na, “İmanımızı ölçecek kalibrede değilsin” dedi.
Kılıçdaroğlu’nun Erdoğan’a yanıtı, “Recep Bey aynaya baksın” oldu.
* Gaziantep’te kalaşnikoflu kutlama yapan damat babasını ve iki halasını öldürdü.
* Erdoğan, Kılıçdaroğlu’na “Memur Kemal” dedi. Kılıçdaroğlu, “Memurum ama kalpazan değilim” diye cevap verdi.
* Devlet Bahçeli, “Tayyip Erdoğan’ı Yüce Divan’a göndermeyen namerttir” şeklinde konuştu.
* Nusaybin’de mayın tuzağı: 3 şehit.
* Babasının direksiyona geçirdiği 15 yaşındaki ehliyetsiz sürücü kaza yaptı: 5 ölü.
* Hakkâri’de 4 PKK’lının cenazesine binlerce kişi katıldı.
* Eşcinsel ilişki cinayetle bitti.
* Tost yerken tel yuttu...
* Samsun Müftü Vekili Alaattin Tosun, “Denize oruçlu girilmez” dedi.
* * *
Bizi Üsküp Havaalanı’na getiren Türk asıllı şoför Kenan Bey:
- Buraları iyidir de dinamizm yok, demişti..
Türkiye’de dinamizm var...
Var ama bedeli, yukarıda görüldüğü gibi, biraz kanlı ve zahmetli...
Çocuk (h)aklı!
Önceki akşam televizyonda haberleri izliyoruz. Başbakan Erdoğan, mutadı olduğu üzere Afyon gezisinde otobüsten çocuklara çeşitli oyuncaklar dağıttı. 10 - 12 yaşlarında cin gibi bir erkek çocuğu kaptığı oyuncağı kameraya göstererek aynen şöyle dedi.
“Hayatımda ilk defa bir Başbakan’dan oyuncak alıyorum. Ama dağıttığı oyuncaklar Çin malı. Bana göre Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Çin malı değil, Türk malı oyuncak dağıtmalıydı.”
Küçücük çocuktaki şu duyarlığın birazı büyüklerde olsa... Bu halde olur muyduk!
Buğday telaşı...
Rusya buğday ihracatını durdurunca bizim gibi tarımda dışa bağımlı ülkelerde telaş başladı. Tabloya baktık... Geçen yıl Rusya’dan 521 milyon dolarlık buğday satın almışız. Ayrıca sanayi ülkesi Almanya’dan 102 milyon dolarlık ithalat yapmışız. Daha da ilginci... İthalat listesinin beşinci sırasında Yunanistan yer alıyor. İthalat bedeli tam 32 milyon dolar... Sözde tarım ülkesiyiz. Toprağımız geniş. Köylerde işsiz kaynıyor. Ama kendimize yetecek buğdayı üretecek organizasyonu bile yapamıyoruz. Bu kadar beceriksizliği herhalde ancak bu ülkenin hükümetleri başarabilirdi.
Akepe yargıcı!
Referandum kampanyası Tayyip Erdoğan ile Kemal Kılıçdaroğlu arasında düşük düzeyli bir atışma halinde sürüyor. Nedense referandumun özü olan Anayasa değişiklikleri üzerinde pek durulmuyor. Oysa CHP’nin referandum konusunda hazırladığı bir broşür ve o broşürde etkili anlatımlar var. İşte oradan bir sayfa:
“AKP üye sayısını artırarak Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nu da ele geçirmek istemektedir. Bu Kurul, Türkiye’deki tüm hâkim ve savcıların atamalarını yapmaktadır.
Yani AKP, HSYK ’yı ele geçirerek tüm yargı sistemini kontrolü altına alacaktır.
Böylelikle Türkiye’nin bütün il ve ilçelerindeki hâkim ve savcıların atanması üzerinde siyasi etki sağlamış olacaktır.
Yargıyı, yasama ve yürütmenin emrine verecek olan bu değişiklikler, demokrasinin özüne aykırıdır.
Bu değişiklikler, haklının değil güçlünün hukukunu koruyacaktır.
Bir arsa ya da alacak davası mı var, vatandaş hakkını bağımsız mahkemelerde değil parti teşkilatlarında arar hale gelecektir.
Yandaşın arkası vatandaşın hakkına baskın çıkacaktır...”
* * *
Diyor ki CHP... Bir normal vatandaş AKP yandaşıyla mahkemeye düşerse, AKP yandaşı haksız da olsa haklı çıkacaktır. Yargıçlar aynen Nazi Almanyası’ndaki gibi... Birer AKP memuru gibi çalışacaktır... Adil davranan yargıca hayat hakkı tanınmayacaktır.
Kılıçdaroğlu’nun meydanlarda halka öncelikle bunları anlatması gerekir...
Ermenilerin gözü Çankaya Köşkü’ndeymiş.
Sadece Ermenilerin mi!
Fahrettin Fidan
Soru: 12 Eylül’den sonra 27 Mayıs’ı da referandum kampanyasına taşıyan Erdoğan, aradaki 12 Mart müdahalesini neden atlıyor?
Yanıt: 12 Mart solcu yurtseverlere karşı yapıldığı için onu haklı buluyordur.
Haldun Ertem
Orgeneral Hasan Iğsız, Kara Kuvvetleri Komutanlığı’na neden atanmadı?
Bu atamada ne gibi bir sakınca öngörüldü?
Hasan Iğsız 2006 ve 2009’da İkinci ve Birinci Ordu komutanlıklarına bu iktidar tarafından atanmıştı.
O atamalar sırasında güvenilir bir kişiydi de aniden güvenilmez mi oldu? Ne oldu? En azından CHP’nin bu soruları sorması gerekmez miydi?