Almanya Başbakanı Merkel Türkiye’ye neden geldi neden gitti?
Biz pek anlayamadık...
Bizimkiler Almanya’da lise açmak istiyoruz diye tutturdu. Acaba en büyük sorunumuz ya da Almanya’daki gençlerin en büyük sorunu bu muydu?
Almanya Türk Toplumu Genel Başkanı Kenan Kolat dün Merkel’le yapılan görüşmelerin bir sonuç vermediğini anlatırken:
“Görüşmelerde Türk toplumunun temel eğitim sorunlarının ele alınacağı yerde, yalnızca lise konusunun gündeme getirilmesi, sonuç itibarıyla tartışmaları çok gereksiz bir yöne çekmiştir” dedi.
Talep edilmesi gereken neydi? Kenan Kolat özetledi:
“Türkçenin Alman eğitim sistemi içinde yer alması... Türkçe eğitimin 2. ya da 3. yabancı dil ve sınav dili olması, Türkçenin teneffüslerde yasaklanmasının kabul edilemez olduğunun dillendirilmesi gerekirdi. Ne ne yazık ki dar bir alanda tartışmalar yapılarak boşa vakit harcanmıştır... Vize konusunda da ilerleme sağlanamamıştır.”
Anlaşılıyor ki Ankara’dakiler Merkel’le görüşmeden önce Almanya’daki Türklerin görüşlerini almamıştır.
* * *
Bu arada Merkel’in “İmtiyazlı Ortaklık” ısrarına ne demeli? Türkiye’de bütün partilerin imtiyazlı ortaklığı reddettiğini göre göre yıllardır bu ısrarı sürdürmenin anlamı nedir? Kaldı ki, iki ay önce Türkiye’ye gelen Alman Dışişleri Bakanı Westerwelle (Liberal Parti’den) Türkiye’nin AB üyeliğini desteklediklerini söylemişti. Madam Merkel koalisyon ortağını da yok sayarak bu abes ısrarı neden sürdürür acaba?
Diyalog başarısı!
Cemil Çiçek, Sadullah Ergin ve Bekir Bozdağ’dan oluşan AKP heyeti, anayasa değişikliği için sivil toplum örgütlerini dolaşmış, görüş ve öneriler istemişti... Peki o önerilerden ne kadar yararlandı. DİSK Genel Başkan Süleyman Çelebi’nin yanıtı:
- Biz geçen haziranda çoğu üniversite hocası olan bir heyete yeni bir anayasa taslağı hazırlatmıştık. AKP heyeti bize o taslaktan büyük ölçüde yararlandığını söyledi. Ancak taslakta bir - iki göz boyama maddesi dışında yararlandıklarını gösteren hiçbir şey bulamadık.
- Nedir o göz boyama maddeleri?
- Kamu çalışanları toplu sözleşme hakkı getirilmiş mesela. Ama herkes bilir ki grev hakkı içermeyen toplu sözleşmenin hiçbir anlamı yoktur.
- O zaman bu ziyaretlerin amacı göz boyamak mıydı?
- Aynen öyle. Bu iktidarın en iyi bildiği ve en başarılı olduğu şey diyaloğa açıkmış görüntüsü verip kendi bildiğini okumaktır.
Tekelci çocuklar...
Çekmeköy Mehmetçik Lisesi’nde “TEKEL’e destek eylemi yaptıkları” gerekçesiyle Okul Disiplin Kurulu tarafından tasdikname verilerek uzaklaştırılan öğrencilerin durumu bugün İstanbul Milli Eğitim İl Disiplin Kurulu’nda ele alınacak. Öğrencilerden 2’si okul değiştirdi. Geri kalan 22 öğrenci karara itiraz ettiği için İl Disiplin Kurulu onların durumunu görüşecek.
İstanbul Milli Eğitim Müdürü Muammer Yıldız, tasdikname verilen öğrencilere uzun süredir olumlu yaklaşıyor; “Çocuklarımızın örgün öğretim içerisinde kalmaları için lehlerine yapılabilecek ne varsa yapacağız” diyordu. Umarız bu niyet bugünkü karara yansır. Çocukları bu yüzden ezmek bir eğitim cinayeti olur.
Gül
Alpaslan Altan Anayasa Mahkemesi’nde raportör... Bir ay önce oradan Denizcilik Bakanlığı Müsteşarlığı’na atanıyor... Bir ay sonra da Cumhurbaşkanı Gül tarafından Anayasa Mahkemesi yedek üyeliğine getiriliyor. Eskilerin hülle dediği bu yöntemle Alpaslan Altan’a asil üyelik yolu açılıyor. Gazeteler haberi büyütmüştü dün. Bir Cumhurbaşkanı’nın bu kadar küçük oyunlara alet olması tabii şaşkınlık verici... Üstelik de bu Cumhurbaşkanı Anayasa değişirse 17 Anayasa Mahkemesi üyesinden 14’ünü neredeyse tek başına atayacak... Düşünün devletin dengesini...
Abdullah Gül rektör atamalarında da aynı yolu izliyor. Genellikle partiye yakın kişileri rektör atıyor... Hasan Celal Güzel’in oğlu Mustafa Güzel’le ilgili işlemi de ilginçti. Gül, memur olma yaşını çoktan aşmış bu zatı babasının hatırına Devlet Denetleme Kurulu’na 2008’de uzman olarak atadı. Böylesi kucaklayıcı ve eşitlikçi bir zat kendileri..
Soru: İktidarın anayasa hapı nasıl bir hap?
Yanıt: Milleti sivilleşme ve demokratikleşme masallarıyla kandırıp ülkeyi sivil diktanın göbeğine oturtacak güçte bir uyku hapı...
Haldun Ertem
Şehit
PKK Hakkâri’de arama yapan askerlere uzaktan kumandalı bomba tuzağı kurdu. Üç uzman çavuş şehit oldu. Şehit Aydın Sağır’ın bir günlük çocuğunun resmi vardı dün gazetelerde. Timuçin babasız büyüyecek artık.
Açılım diye bir şey yapılıyor. Neyi açıyor bu?
Cumhurbaşkanı Gül 28 Ağustos 2009 tarihinde Çankaya’da verdiği iftarda bakınız ne demiş:
“Şimdiye kadar şehit verdik. İnşallah bundan sonra şehit vermeyeceğiz. Kürt - Türk hepimiz kardeşiz. Bundan sonra inşallah böyle şeyler olmayacak. Aynı bu sofradaki gibi aynı sofrada oturacağız.”
Yola o hayallerle çıktınız. Bu noktaya vardınız. Yanlış bir iş yaptığınızı ya da bir projeyi yanlış yönettiğinizi farkettiniz mi?
Alman Bild gazetesi, “Merkel, Boğaz’ın hırçın adamını sakinleştirdi” demiş.
Canım o adamın hırçınlığı yabancılara değil ki, sadece kendi halkına.
Fahrettin Fidan
Ders
Yunanistan Başbakanı Yorgo Papandreu ve bakanları, Papandreu’nun Harvard Üniversitesi’nden hocası olan Ronald Heifetz’i Atina’ya davet etmiş, ondan ekonomik ve sosyal kriz sırasında yapılması gerekenler konusunda ders almışlar.
Bizden ders isteseler daha yararlı olurdu... Bu işin reçetesi bizde...
- Sürekli gündemi değiştir... Darbe ortaya çıkar, dalga dalga tutuklama yap, anayasayı değiştirmeye kalkış, dikkatleri dağıt. Halk açlığının ve işsizliğinin farkına varmasın. Yürüüü...