Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Bugünkü çıkmazlardan nasıl kurtulabilir. Elbet milliyetçi - ulusalcı çizgide birleşerek... Ama bir çizgide buluşabilmek için önce o çizginin netleştirilmesi gerekir.Prof. Çetin Yetkin'in "Milliyetçilik Neden Şimdi?" adlı kitabı, sağ ve soldaki düşünce sahiplerinin ağzından Türkiye'ye ve çağa uygun bir milliyetçilik - ulusçuluk tanımını netleştirmeye çalışıyor. Örneğin Prof. Sina Akşin bakınız neler söylüyor:"...Bence milliyetçilik yurtseverlik demektir. Yurtseverlik yurttaşlığın onsuz olmaz niteliklerinden biridir. Bilindiği gibi yurttaşlık da demokratik bir düzende olabilir. Demokratik olmayan bir düzende insanlar yurttaş değil uyruktur......Atatürk devrimlerinin benimsediği ulusçuluk, ırkçı değildir... Saldırgan ve savaş yanlısı değildir. Ulusal kültürün korunmasına önem verir......Bugün Türk ulusçuluğu, Türkiye'nin tam bağımsızlığını, borç kamburundan kurtulmasını, AB kapısında sürünmeye son verilmesini, Türkiye'nin yeniden Atatürk Devrimi sürecine sokulmasını istiyor..."Erol Bilbilik ekliyor: "Türkiye'de hemen tüm parti programlarında milliyetçilik yer alır. Ama hiçbiri Atatürk'ün tam bağımsızlıkçı, devrimci ve anti emperyalist milliyetçilik tanımına uygun değildir. Devrimci olmayan bir milliyetçilik faşizme saplanmak zorunda kalır."Prof. Çetin Yetkin anımsatıyor: "Anti emperyalist milliyetçilik, sömürünün önündeki en büyük engeldir. O yüzden emperyalistler ve işbirlikçileri Atatürk devrimlerini ve milliyetçiliği modası geçmiş gibi göstermeye çalışmaktadır...Milliyetçilik yurdu ve ulusu sevmek: ekonomik, siyasi, kültürel her türlü dış sömürüye karşı durmaktır... Atatürk ilkelerine uygun, ırkçılığı ve şovenizmi reddeden demokratik bir milliyetçiliği benimsemek, Türkiye'nin saplandığı çıkmazdan kurtulması için tek çaredir." Ulusumuz kendisini sarsan sömürgeleştirme, kimliksizleştirme saldırılarına nasıl karşı koyabilir? AKP ampulünün rengi koyulaşmış... Sami Ofer'in gözlük rengine yaklaşıyor anlaşılan... Müzelerde üniversite öğrencisine indirim kalktı... Düzenlemenin AB'ye uyum için yapıldığı da söyleniyor. Acaba AB'de durum nedir? Engin Arıkan yazıyor: "Londra'da her gün yüz binlerce kişinin ziyaret ettiği British Museum, Victoria and Albert Museum, Natural History Museum, Tate Britain, National Gallery, Science Museum gibi müzeler herkese ücretsizdir. Ücretsiz müzelerin girişinde büyük bir kumbara vardır ve arzu edenin oraya 2-3 pound atması rica edilir. Üniversiteliye ücret koymak, gençliğin eğitilmesini istememek demektir." İngiliz müzeleri Atatürk, insanlar arasında hiçbir renk, din, ırk ayrımı gözetmeyen bir uyum ve işbirliği çağının öncüsüdür. Bizim evde kedilerimiz var... Biri sakat.. Ön ayakları yürümüyor. Arka ayakları ile vücudunu itiyor, evin içinde kayarak ilerliyor. Eşim eskiden de kedi severdi. Ama son yıllarda Bekir Coşkun'u okuya okuya iyice kedi (ve her türlü hayvan) himayecisi oldu. O yüzden bu son konuğa Bekir adını verdim. (Sevgili Bekir dostuma sağlıklı uzun ömür diliyorum bu arada.)Eşim, Bekir'in romatizma olduğunu düşünüyor. Onun taş koridora çıkmasına izin vermiyor. Bekir sürekli odada hapis. Sürekli kapının dibinde oturuyor, alttaki birkaç milimlik aralıktan dışarıyı gözetliyor. Adeta bir yerlere gitmek istiyor da gidemiyor gibi... Aslında gibisi var mı? Yeşil kırlarda hoplamak zıplamak istiyor elbet... Mahalle aralarında, otomobil altlarında, damlarda, avlularda koşuşturmak, çatıdan çatıya atlamak, dişi kedileri kovalamak, çöp kovalarındaki mevsim balıklarının tadına bakmak, sabahın erken saatlerinde boş sokaklarda keyifli turlar atmayı düşlüyor.Eşim onun özellikle yaşama azmine ve direncine hayran... Bekir ne zaman bir yerden bir yere gitmeye niyetlense eşim:- Ne azim ya Rabbi, diye söyleniyor kendi kendine...Ve hemen yerinden kalkıp Bekir'in önüne çıkan engelleri aşmasına yardımcı oluyor...Benim aklımdan Bekir'i alıp onu özlemiş olabileceği yerlere götürmek geçmiyor değil. Ama eşim yaşayamaz ki onsuz... Bekir kapı önlerinde ömür geçirmeye mahkûm gibi. Albert Camus'nün Yabancı'sındaki idam mahkûmunun beyan ettiği kadar çaresiz:- Gecenin sona ereceği bir saatte vapur düdükleri öttü, bunlar benim hiçbir zaman göremeyeceğim yerlere giden vapurlardı... Neyse ki Bekir idam mahkûmu değil... Müebbet hapis... Ve hayatını ders vererek sürdürüyor... Ne dersi mi? Yukarda sözünü etmiştik; Yaşam direnci dersi... Bekir'i sevmek... Başbakan Erdoğan, "İktidara geldiğimizden bu yana icraatlarda hedefin yüzde 75'ini gerçekleştirdik" demiş. * * * Sonuç: Kapanan kadınlar ve fabrikalar... Beyoğlu İstiklal Caddesi sil baştan yenilenecekmiş. Bu iş 1919'daki İstiklal Savaşı'ndan daha uzun sürecek gibi görünüyor... m.asik@milliyet.com.tr