Açık Pencere Bir süredir İstanbul'da İDO'ya bağlı iskelelerde bu mısır satış stantlarını görüyoruz. İDO iskelelerinde ancak Ülker ürünleri gibi torpilli firmaların ürünleri satılabilir. Bu mısır stantlarının da torpilli olduğunu anlamıştık. Ama arkasında kim var bilmiyorduk... Yavaş yavaş ortaya çıkıyor...Üst düzey yöneticilerin çocukları ticarete girince para adeta yağmaya başlar. Çünkü beklentiler büyüktür. Tabii o çocukları bekleyen tuzaklar da aynı ölçüde büyüktür.Üstelik burada 16 yaşında bir çocuk söz konusu. Ve Cumhurbaşkanlığı'nın itibarı... Mısırdan gelecek üç kuruşa değer mi? Turgut Özal'ın oğlu Ahmet, babası cumhurbaşkanı olduktan epey süre sonra iş yaşamına girmiş, önce işleri iyi gitmiş, sonra paraları batırmıştı. Abdullah Gül'ün küçük oğlu Mehmet Emre ise fazla beklemeden, babasının cumhurbaşkanlığıyla birlikte ticarete girdi... Üstelik henüz 16 yaşında... Arkadaşımız Serhat Oğuz'un dün manşetimizde okuduğunuz haberine göre Mehmet Emre Gül, Ankara'da iki alışveriş merkezinde, bardakta mısır satmak için arkadaşlarıyla stant kurmuş. Taze Mısır Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Daniş, Emre Gül'ün kendilerinden bayilik talep ettiğini, görüşmeleri bizzat yaptığını ve ekimden bu yana Armada ve Cepa alışveriş merkezlerinde stant işlettiğini açıklıyor. Emre Gül, "Şirketle organik bağım yok, sadece amcama yardım ediyorum" diyor. Ama inandırıcı olamıyor. Emre Gül 18 yaşından küçük olduğu için sözleşme Abdullah Gül'ün kardeşi Mehmet Macit Gül'ün Mevk Gıda şirketi üzerinde görünüyor... Başta İstanbul Valisi olmak üzere bazı valiler hacı adaylarını törenlerle uğurluyorlarmış. "Bir emriniz var mı?" diye sormayı da unutmuyorlardır inşallah... Adamın biri kendini mısır tanesi sanıyormuş... Akıl hastanesinde uzun süre tedavi ettikten sonra taburcu etmişler... Adam hastanenin kapısından çıkmış birkaç adım adım atmış, derken aniden dönmüş, koşa koşa yeniden hastaneye girmiş...- Ne oldu?- Hastanenin dışında tavuklar gördüm...- İyi de sen artık mısır tanesi değilsin ki... Bilmiyor musun?- Ben biliyorum ama, demiş adam, bakalım tavuklar da biliyor mu? Mısırlı fıkra... 'Üç bin yıl ya da bunun on katı bile yaşasan, hiç kimsenin yaşamakta olduğu yaşamdan başka bir yaşamı yitirmediğini, yitirmekte olduğu yaşamdan başka bir yaşam yaşamadığını aklından çıkarma; bu nedenle en uzun yaşamın da, en kısa yaşamın da sonu aynı yere varır. Çünkü şimdiki zaman herkes için aynıdır, bu nedenle geçmekte olan da aynıdır; yitirilen, bir andan başka bir şey değildir....İnsan yaşlı da ölse genç de ölse ölünce aynı şeyi yitirir; şimdiki zaman insanın yoksun kalabileceği yegâne şeydir. Çünkü sahip olduğu biricik şeydir...Marcus Aurelius (121 - 180) Hayat dersleri Yurtdışında okumaya giden gençlere olsun... İş ilişkileri için seyahat eden işadamlarına olsun, en sık sorulan soru nedir? Ermeni soykırımı iddialarına karşı ne diyeceği.Beyinleri Ermeni diyasporasının tek taraflı propagandasıyla yıkanmış olan yabancılar haklı olarak bu meseleyi bir de tanıdıkları Türklerden dinlemek istiyor.. Peki bizim öğrenciler, işadamları hatta gazeteciler bu konuyu biliyor mu? Gerçekleri tarafsız kaynaklardan okuyup özümsemiş durumda mıyız? Neyin doğru, neyin yanlış olduğundan insanımız haberdar mıdır? Maalesef hayır...İşte size bu konuda aydınlatıcı bir kitap... İstanbul Üniversitesi'nde 2005 yılında düzenlenen konferansta yer alan konuşmalar, görüşler, tartışmalar "Türk - Ermeni İlişkilerinde Tarihi Gerçekler" adı altında kitaplaştırılmış. Prof. Aysel Ekşi'nin editörlüğünü yaptığı Alfa Yayınları'ndan çıkan kitapta Onur Öymen, Abdullah Kehale, Gündüz Aktan, Yusuf Halaçoğlu, Hikmet Özdemir, Norman Stone, Bilal Şimşir, Türkkaya Ataöv gibi uzman isimlerin görüşleri yer alıyor. Kitap, bu çok tartışılan konuda net fikirler veriyor.* * * Bu sütunda yıllardır zaman zaman Mustafa Taş imzalı espriler yayımlanır. Bu esprilerin yazarı Kemal Kara arkadaşımızın yeni bir kitabı yayımlandı: "Çılgın Günler Türkiye"... Tunç Yayıncılık'tan çıkan bu mütevazı kitap bize mizah öykücülüğünün güzel örneklerini sunuyor... Her öykü bir başka lezzet veriyor...* * *Sevgili Aydın Boysan'ın yeni bir kitabı daha duruyor masamızda: "Ne Hoş Zamanlardı"...Türkiye'nin hoş zamanlarında yaşayan, yaşadığı zamanları da hoş hale getirmesini bilen Aydın Ağabey malumunuz yazmaya 60 yaşından sonra başlamıştır... 27 yılda 27'nin üzerinde kitap yazdı. Amacı damaklarda hoş tatlar bırakmak, uygar bir yaşamın koordinatlarından toplumu haberdar etmektir. Son kitabı da bu amaca yönelik... Bize hoş zaman geçirtirken hoş yaşamayı öğretiyor... Kitaplar, kitaplar Siyasetçi çocuklarının ticarete girmesi neye yarar? İleride, kaynağı meçhul paraları "çocuk ticaretten kazandı" diye izah etmeye... m.asik@milliyet.com.tr