Açık Pencere KONDA'nın Eylül 2006'da yaptığı araştırmada da sonuçlar AKP yüzde 45, CHP yüzde 20, MHP yüzde 15 olarak çıkmış... Yani AKP'nin oyu, Genelkurmay bildirisine tepki olarak oluşmuş değil... Seçmen önceden de o eğilimde.AKP'ye oy verenlerin öğrenim ve gelir durumu mu? Ortaokul ve altı eğitimlilerin yüzde 55'i, lise eğitimlilerin yüzde 37'si, üniversite eğitimlilerin yüzde 24'ü, en fakirlerin yüzde 55'i, en zenginlerin yüzde 23'ü AKP'ye oy verdi.Ezcümle tahsil ve gelir durumu düştükçe AKP oyları artıyor...Gelelim CHP'ye... CHP'lilerin yüzde 34'ü yeni parti, yüzde 59'u yeni lider istiyor. Ne var ki şu sırada liderlik koltuğunun etrafında dolaşan kişileri kimsenin gözü tutmuyor. İkincisi... Devlet Bahçeli bir muhalefet lideri gibi görünmüyor. O yüzden... Baykal'ın kalması gitmesinden iyi olabilir. İktidar becerisi olmasa da... Muhalefet liderliğinde iyidir kendileri! Seçimin ertesi günü kimi fırsatçılar AKP'nin kaydettiği oy patlamasını "Muhtıraya tepki" diye yorumladılar. Bunlar genellikle "fırsat bu fırsat TSK'ya vuralım" çabasında olanlardı. Kimi yurttaş hâlâ aynı kanıda. O yüzden Tarhan Erdem idaresindeki KONDA'nın oy tercihlerine ilişkin anketini aktarmakta yarar var. Buna göre, seçmene oy verecekleri partiyi belirlerken, hangi iki faktörü dikkate aldıkları sorulduğunda, 'ekonomik durum ve beklentiler' (yüzde 78.3) ile yolsuzluk meselesi (yüzde 38.9) yanıtları alınıyor... Demokrasi (yüzde 13) ve laiklik (yüzde 10) çok gerilerde yer alıyor... Soru: 22 Temmuz seçimlerinin edebiyatımıza katkısı ne oldu? "Halk edebiyatı"mız acayip güçlendi... İsrailli siyaset uzmanı Barry Rubin, "AKP'yle 20 yıl mümkün" demiş... Başlık geçenlerde izlediğimiz Eskimo filmini çağrıştırdı. Kutuplarda malumunuz 6 ay gündüz, 6 ay gece... 6 aylık gecenin başladığı günlerde hastalanıp yatağa düşen yaşlı Eskimo ziyaretine gelen birine şöyle diyordu:- Ben artık gündüzü görmeden ölürüm...Pakize Suda dün bu konuda daha umut veren bir küçük fıkra yazmıştı:"El Cezire Televizyonu AKP'lileri 'Yeni Osmanlılar' diye nitelemiş. Neyse... Hiç olmazsa duraklayacaklar, gerileyecekler, sonunda gidecekler..." Eskimo gecesi... Türkiye'de insanlara haber verilmeden de alkol içirilebilirmiş... Bir ürünü alıyorsunuz, etiketini okuyorsunuz. Alkol yazmıyor. Doya doya içiyorsunuz. Ama içinde alkol var. Nasıl mı oluyor? Efendim geçen ay çıkarılan Türk Gıda Kodeksi Alkolsüz İçecekler Tebliği'ne göre bir ürünün içinde yüzde 1.2'nin altında alkol varsa bu etikete yazılmayabiliyormuş.Tüketiciler Birliği kodeksin iptali için Danıştay'a dava açmış. Buraya biz de bir küçük bilgi sıkıştıralım. Vücut hiç alkol almasa da alkol üretir. Biliyor muydunuz? Ver biraz alkol... Prof. Zafer Üskül mutlaka AKP'lilerin de akıllarından geçen bir konuyu seslendirdi. Ama erken bir ötüş oldu bu... O yüzden AKP'lilerin bile canı sıkıldı bu işe... Ne dedi Hoca:- 1982 Anayasası Atatürk milliyetçiliğine vurgu yapıyor, milliyetçilik ideolojik niteliklidir, Anayasa'da yer almamalıdır...Avrupa Parlamentosu Türkiye Raportörü Hollandalı Arie Oostlander'ın birkaç yıl önce hazırladığı bir raporda benzer satırlar yer alıyordu. Fuller, Huntington gibi Amerikalı akıl hocaları da sık sık Türkiye'nin Kemalizm'i terk etmesini, ilkelerini bir tarafa bırakmasını öğütlerler. Atatürk ve milliyetçilik, Batı'nın Türkiye'yi sömürme ve parçalama planlarının önündeki en büyük engeldir. O yüzden bu kavramların aşındırılması için çalışırlar. Onların Türkiye'deki maşaları da bu kavramlara türlü biçimlerde saldırırlar. Milliyetçilik ve Atatürk milliyetçiliği bilinçli olarak olumsuz milliyetçilik kavramlarıyla karıştırılır. Acaba öyle midir? Atatürk milliyetçiliği ideolojik bir kavram mıdır? Bilenleri dinleyelim:Prof. Zeki Hafızoğulları diyor ki:"...1982 Anayasası'nın 2. maddesi 1924 Anayasası'nın 88. maddesinden alınmadır. Orada söylenen: 'Türkiye ahalisine DİN ve IRK farkı olmaksızın vatandaşlık itibarıyle (Türk) ıtlâk olunur' Atatürk milliyetçiliğinin ırkçı ve ümmetçi millet anlayışıyla herhangi bir ilgisi bulunmamaktadır, dolayısıyla ideolojik herhangi bir yönü yoktur."Nedir milliyetçilik: "Maddi ve manevi açılardan millet ve ülkenin çıkarlarını her şeyin üstünde tutma anlayışı." Peki millet nedir? Ortak inanışa göre Atatürk'ün millet anlayışı Ernest Renan'dan esinlenmiş sübjektif millet anlayışıdır.Renan'a göre, millet; "Ortak bir maziye sahip olan ve gelecekte de birlikte yaşama arzusuna sahip olan insanlar topluluğudur"...Anayasa Mahkemesi'nin tanımı da şudur:"Atatürk Milliyetçiliği, Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkesi Türk sayan, dil, ırk ve din gibi düşüncelerle yapılacak her türlü ayrımı reddeden, birleştirici ve bütünleştirici bir anlayışı temsil eder."Atatürk milliyetçiliği budur. Bir anlamda ülkenin çimentosudur... m.asik@milliyet.com.tr Üsküllü yorum...
Özay Şendir
Ayıplı bir tartışma, 'işine yarayacak'
14 Mayıs 2025
Didem Özel Tümer
Türk şirketlere BAE’de finansa erişim kolaylığı
14 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
En son imparator!
14 Mayıs 2025
Ali Eyüboğlu
EOKA’nın köyünde ölümle burun buruna! Neşe Karaböcek’ten Kıbrıs anıları…
14 Mayıs 2025
Dilara Koçak
Yaz gelmeden detoks değil, denge zamanı
14 Mayıs 2025