Dersim’de isyan - misyan yoktur. Durup dururken yapılan bir katliam vardır.
Yunan tarihinde Ege savaşı diye bir şey yoktur. Dolayısıyla Türk - Yunan savaşı palavradır.
* * *
CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün ile AKP Ordu Milletvekili İhsan Şener sayesinde öğrendik bu tarihi gerçekleri.
İyi de “var” olduğunu sandığımız, aslında “yok” olan tarihi olaylar sadece yukarıdakiler mi? Topu topu iki tanecik mi?
Arkadaşımız Fahrettin Fidan, “Nereeedeee? Daha böyle binlerce olay var” diyor... Lütfedip birkaçını farz... Pardon, arz ediyor.
Efendim, mesela Çanakkale savaşında tarihi gerçek bambaşkadır. Savaş Boğaz’dan geçen yabancı turist gemilerini bizimkilerin savaş gemisi sanarak batırmalarıyla patlamıştır.
Sakarya savaşı? Tabii ki bu da hikâyedir. Sakarya nehrinden su taşıma ihalesinde kapışan iki mafya grubunun arasında Sakarya Hükümet Meydanı’nda patlayan silahlı kavga tarihe Sakarya Meydan Muharebesi diye geçmiştir.
1. İnönü ve 2. İnönü mü? Bölgedeki iki köy arasında mera ve davar otlatma meselesinden çıkan basit bir kavgadır. Bu kavga artık tarih olmuştur. Meranın yerinde bugün TOKİ konutları yükselmektedir.
Yunanlıların İzmir’de denize dökülmesi mi? Evet, kabul ediyorum, böyle bir olay olmuştur. 1922 yılında Kordon’da balık - ekmek satan Türk ve Yunanlı balık - ekmekçiler arasında çıkan kavgada sayıca daha az olan Yunanlıları denize dökmüşüzdür. Bugün Pire’ye giderseniz bu olayı hâlâ yaşamakta olan canlı tanıklarından bütün ayrıntılarıyla dinleyebilirsiniz. Ben dinledim. Pireli Pirestopulos, “Pire için yorgan yaktık, soluğu Pire’de aldık” dedi.
Artık kural oldu!
İstediğiniz kadar kanun çıkarın... İstediğiniz kadar yazın, çizin, eleştirin... Bu ülkede kanunların en başta kanun adamları tarafından paspas gibi çiğnenmesi artık kural oldu.
Soruşturmanın gizliliğinin ihlali Ergenekon davalarında adeta “usul” haline gelmişti. Usul! giderek kurala dönüştü. Kural, “Futbolda Şike Soruşturması”nda da değişmedi. İddianame mahkeme tarafından kabul edilmeden... Onu da bırakın, Başsavcı Vekili Fikret Seçen tarafından ilgili mahkemeye gönderilmeden yine medyaya sızdırıldı. Gizlilik, dolayısıyla yasalar yine ihlal edildi.
Nasıl ihlal edildiğini ve yasaların bu konuda ne dediğini hukukçu Noyan Özkan anlatıyor:
“Medyada şike davası ile ilgili iddianameden önemli bölümler ve hatta şüphelilerin kaçıncı sırada oldukları yayınlanıyor. Oysa CMK 2 ve 157. maddeler uyarınca, yetkili mercilerce suç şüphesininin öğrenilmesinden iddianamenin kabulüne kadar geçen soruşturma evresindeki usul işlemleri gizlidir. İddianame tamamlandıktan sonra mahkemeye sunulması da bir usul işlemidir. Sporda şike iddianamesi henüz mahkemesince kabul veya ret edilmeden basına sızdırılması TCK uyarınca suçtur. İddianameyi hazırlayan savcılar hakkında HSYK tarafından derhal soruşturma açılmalıdır...”
HSYK bunu şimdiye kadar bir kez olsun cezalandırsa kural her defasında pervasızca çiğnenir miydi?
Hukuksuzluk maalesef yargının en üst kademelerinden başlıyor...
ŞÜKÜR!
Evini ziyaret sonrası temizlemek için uğraşıyorsan: Dostların var demektir.
Faturalarını ödeyebiliyorsan: Bir işin var demektir.
Pantolonun biraz sıkıyorsa: Aç kalmıyorsun demektir.
Gölgen seni izliyorsa: Güneşi görüyorsun demektir.
Otobüs durağının eve uzak kaldığını düşünüyorsan: Yürüyebiliyorsun demektir.
Hükümet hakkında eleştiri yapabiliyorsan: Konuşma özgürlüğün var demektir.
Yanındaki adamın sesinden rahatsız oluyorsan: Duyuyorsun demektir.
Çatıyı onarman gerekiyorsa: Bir evde yaşıyorsun demektir.
Doğalgaz faturan yüklü geliyorsa: Isınıyorsun demektir.
Yığınla yıkanacak ve ütülenecek çamaşırların varsa: Yığınla giyeceğin var demektir.
Çalar saatin sabahın nurunda çalıyorsa: Yaşıyorsun demektir.
Akşamları kendini yorgun hissediyorsan: O gün üretici olmuşsun demektir.
Ve tüm bunların farkına varabiliyorsan: Mutlusun demektir.
Obama’nın sağ kolu Joe Biden tavsiye etmiş: “Atatürk’ten hepimiz ilham almalıyız.”
Valla biz ilhamdan vazgeçtik intikam almaya çalışılmasın yeter...
Haldun Ertem
JOE
ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden’ı koruyan ajanlardan TRT haberlerinde “CIA ajanları” diye söz ediliyor... Başkanları koruyan teşkilat “Gizli servis”tir. CIA ile ilgisi yoktur. Bu servis hem kalpazanlık gibi mali suçları kovuşturur hem başkan ve diğer devlet yetkililerini korur... TRT’nin bilgisine...
Meclis’teki müşavirler iş yapmadan maaş alıyormuş.
Eee, n’olmuş? Milletvekilleri de iş yapar görünerek alıyor!
Fahrettin Fidan
TV
Televizyonda bir film ya da dizi izliyorsunuz.. Birden ekrana o ana kadar hiç görmediğiniz bir aktör giriyor. Biraz sonra fark ediyorsunuz ki... Meğer gelecek programın parçasını göstermeye başlamışlar.
Resmen izleyiciye saygısızlık...
Bu saygısızlık reklamcılıkta da oluyor.
Örneğin zaman zaman “Son dakika” ya da “Flaş flaş” sloganları beliriyor ekranda. Önemli bir olay oldu sanıyorsunuz. Ardından reklam çıkıyor.
RTÜK böyle ince işlere karışmıyor mu?
