Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Suriye’de Türk temsilcilikleri saldırıya uğrar uğramaz hükümet ne yaptı? Suriye yönetimine hemen nota verdi. Bu ülkedeki bazı görevlilerimizi ve ailelerini geri çekti. Ayrıca tüm Türk yurttaşlarına çağrı yaparak zorunlu olmadıkça bu ülkeye gidilmemesini istedi.
Söz konusu saldırı üzerine Suriye Dışişleri Bakanı Muallim özür dileyince Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’ndan aldığı yanıt ne oldu?
“Biz onlardan özür istemedik. Kabahat işlemesinler yeter.”
Ya her çorbaya maydanoz olan Bülent Arınç’ın tepkisi mi?
“Medya yoluyla özür olmaz. Özür resmi olmalı.”
* * *
Görüldüğü üzere Suriye’nin kendisini affettirmesi için özür dilemesi yeterli değil. Ayrıca ağzıyla kuş tutması da isteniyor anlaşılan.
Geçelim ve biraz geriye gidelim.
Amerika, Kuzey Irak’ta askerlerimizin başına çuval geçirmişti hatırlarsanız. Peki, bu olay nedeniyle Amerika’ya nota verilmesini isteyenlere Başbakan Erdoğan’ın verdiği cevabı da hatırlıyor musunuz?
“Ne notası? Müzik notası mı?”
Bir başka devlet büyüğü de şu müthiş diplomasi dersini vermişti:
“Büyük devletler öyle kolay kolay özür dilemez.”
Özür demişken... Mavi Marmara gemisi olayından dolayı “affetmemiz!” için İsrail’e üç şart koşmuştuk. Onlardan biri “özür dileme” idi.
Hâlâ bekliyoruz.
* * *
Suriye’nin özürünün iadesi tabii bu ülkeyle geçinmeye niyetimizin olmayışıyla da ilgili...
Türkiye ve Suudi Arabistan ABD adına Esad’ı devirmek için yola çıkmış durumdalar.
Öyle görünüyor ki... Bu olay bir savaşa kadar ilerleyecek...
O savaş bir Türkiye - İran kapışmasına da yol açabilecek...
Türkiye’yi yönetenler ateşle oynuyor... Hepimizi kavuracak bir ateş bu...

Haberin Devamı

Dersim isyanı!
“Ben CHP’li değilim. Kemal Kılıçdaroğlu’nun daveti üzerine bu partiden aday oldum” diyen... Kendisini Tunceli değil de “Dersim milletvekili” olarak tanıtan... Cumhuriyet yönetiminin Dersim isyanına müdahalesini katliam olarak nitelendiren ve bunun Mustafa Kemal Atatürk’ün bilgisi dahilinde yapıldığını iddia eden... Son olarak Zaman gazetesine verdiği röportajla pek çok CHP’linin tepesini attıran “CHP Tunceli Milletvekili” Hüseyin Aygün, Genel Başkan Kılıçdaroğlu’nun Kıbrıs’ta olması nedeniyle katılmadığı CHP’nin dünkü kapalı grup toplantısındaki bir numaralı gündem maddesi, ana tartışma konusuydu. Neler konuşuldu derseniz... CHP milletvekillerinden biri anlattı:
“Bu arkadaşa tahminimin çok ötesinde bir tepki varmış, bu tepkinin adeta bir isyana dönüştüğüne tanık oldum. Aklımda kaldığı kadarıyla Haluk Koç, Engin Altay, İzzet Çetin, Dilek Yılmaz, Bülent Tezcan, Nur Serter kürsüye gelerek sert bir şekilde eleştirdiler kendisini. Nur Serter, partinin yıpranmaması için şimdiye kadar sustuğunu ama artık sabrının taştığını söyleyerek hem Hüseyin Aygün’ü hem de ona kol - kanat gerenleri eleştirdi. Bu şahsı sadece Adıyaman Milletvekilimiz Salih Fırat savunur gibi oldu ama grubun tepkisini görünce o da fazla ileri gidemedi. Genel Başkan bu olacakları önceden tahmin ettiği için mi Kıbrıs’a gitmeyi tercih etti bilemiyorum. Ama tepkiyi görmesini isterdim. Çünkü Hüseyin Aygün’e grubun isyanı aynı zamanda onu partiye dahil eden Genel Başkan’a da yönelikti...”

Haberin Devamı

ASPAR
Gürsel Tekin’e yakınlığıyla bilinen Gerçek Gündem internet sitesi son dönemde CHP’yi ağırca eleştiriyor. Derken CHP’nin resmi internet sitesinde şu satırlar yer alıyor:
“Uzun zamandan beri CHP konusunda kendisini referans gösterme gayretinde olan Gerçek Gündem’in CHP örgütüyle, CHP’deki gelişmeler konusundaki haberleri ve yorumları asparagastır, gerçeği yansıtmamaktadır... Haber ve yorumları maksatlıdır.
Bu nedenle partililerimiz tarafından ciddiye alınmamalıdır..”
Gerçek Gündem, Kemal Kılıçdaroğlu’nun TESEV’in kurucuları arasında yer aldığını belgesiyle yazdı. Kemal Bey bugün Soroscu TESEV’i benimsemiyor olabilir. Onu açıklamalı... Asparagascı suçlaması anlam ifade etmiyor.

Haberin Devamı

İktidar, Suriyeli muhaliflere kapıyı açacakmış.
Tabii ki Türk muhaliflere olduğu gibi Silivri kapısını açmayacaktır...
Fahrettin Fidan

DİNK
Hrant Dink’in arkadaşları davaya ilişkin kendi hazırladıkları mütalaayı açıkladılar... Mütalaa şöyle başlıyor:
“Hrant’ın katilleri, suikastın çok öncesinden beri devletin kontrolü altındaki kişilerdir. Onları kullanan, yönlendiren devlet görevlilerinin cinayette katkısı, rolü vardır. Ancak araştırılmamıştır...”
Mütalaa doğru bir yaklaşımla sürekli “devlet güçleri”ni suçluyor. Fakat bu devlet güçleri kimin yönetimindedir? O yok... İkincisi... Hrant’ın arkadaşları yeni yeni gerçekleri görmeye başladılar. Bu gerçekleri çok önceden keşfedip yazan Nedim Şener ise hapishanede... Onun salıverilmesi için bir çağrı da yer almalıydı bu mütalaada... Ama yok...

Soru: BDP’nin en dürüst milletvekili kim?
Yanıt: PKK’ya olan ilgi ve muhabbetini açıkça belli eden
Sebahat Tuncel...
Haldun?Ertem

ZÜRCHER
Boğaziçi Üniversitesi’ndeki Atatürk sempozyumunda konuşan Hollandalı tarihçi Eric-Jan Zürcher; “Atatürk olmasaydı neler farklı olurdu” sorusuna şu yanıtı veriyor:
a) Cumhuriyetin kuruluşu,
b) Şeriatın kaldırılması,
c) Ankara’nın başkent olması...
Padişahın bir biçimde varlığını koruduğu, laikliğin olmadığı, başkentinin İstanbul olduğu bir ülkede yaşıyor olacaktık... Belki adı da Türkiye değil Osmanlı Cumhuriyeti gibi bir şey olacaktı. O yüzden bugün etrafımızda ne varsa Atatürk ve ona omuz vererek Cumhuriyeti kuranların eseridir.