Patriot füzesi alımı konusunda Milli Savunma Bakanlığı bir açıklama yaptı...
İhalenin bitmediğini sürecin devam ettiğini bildirdi.
Çekişme Patriot ile Rus S-300/400 sistemleri arasında sürüyor...
Haberlerde sözü edilen 7.8 milyar dolar rakamı tavan fiyat olup ihale yaklaşık 5 milyar dolara bağlanacakmış
Bu füzeleri satın almamızı gerektiren bir dış tehdit var mı? Kimse 'var' diyemiyor.
Herkes biliyor ki, bu silah alımları Türkiye’nin stratejik ihtiyaçlarını değil ABD'nin ekonomik ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik.
İşsizlikten, fakirlikten, yokluktan anası ağlayan ülkemiz, zengin ama akılsız Arap ülkeleri gibi, bütün varını yoğunu ABD silah sanayiini beslemeye harcıyor.
Son 7 yılda özelleştirmelerden gelen bütün para silah alımlarına gitti....
Ama kimse bunu konuşamıyor. Tartışamıyor. Çünkü konu “ulusal güvenlik” örtüsü altına saklanıyor.
Tartışılmamasının bir nedeni de ABD’nin çıkarları söz konusu olduğunda uygulanan sansür ve otosansür.
Bu konuları milletçe tartışmalıyız... Açıklama istemeliyiz. Artık uyanmalıyız...
ABD’yi kurtaralım derken kendimizi yok ediyoruz...
Manchester United’ın hocası Ferguson, Beşiktaş seyircisine hayran olmuş.
Takım için söyleyecek bir şey bulamadı demek...
Haldun Ertem
Hayırlı çeteci!
Çete yakalandı... Captagon ve eroin yapımında kullanılan 30 ton kimyasal madde ile 400 kilo amfetamin maddesi ele geçirildi...
Gazetelerden biri başlık atmış: “Hayırsevere bak”
Çünkü çetenin liderlerinden biri henüz ramazan başında babası adına cami yaptırmış...
Uyuşturucu kaçakçılığından kazanılan parayla hayır işlenir mi?
Bizler bunu anlamıyoruz... Ama böyle yeni bir din ve ahlak anlayışı var. Özellikle siyasette geçerli...
Adam bir yandan dinden imandan dem vuruyor. Büyük dindar pozlarda. Sizi bizi dinsizlikle suçluyor...
Öte yandan şakır şakır yolsuzluk yapıyor. Çalıyor. Sabahtan akşama dek yalan söylüyor.
Ne dinciliğinden taviz veriyor.. Ne ahlaksızlığından... İkisini pekâlâ bir arada yürütüyor.
Dinibütün halkımız bir yandan ahlaklı olmaya çalışıyor... Bir yandan da seçimlerde oyunu götürüp böylelerine veriyor...
Bu adamın bir din ve inanç dolandırıcısı olduğunu düşünmüyor. Ya da ikisinin bir arada bulunmasından sakınca görmüyor!
Ne diyelim.. Allah kabul etsin...
Ölüm İstasyonu!
Kadıköylüler ve Modalılar baz istasyonlarına karşı örgütleniyor. Yayımladıkları bildiride diyorlar ki:
“Baz istasyonları beyindeki sıvı miktarını artırıyor, DNA’ları tahrip ediyor, sinirlilik, baş ağrısı ve stres yapıyor, daha da önemlisi kanserin bütün türlerini tetikliyor. Kanser ağrısı ve acılarıyla ölmeyi kim ister?”
Tavsiye:
“Şirketler baz istasyonlarını insanlara zarar vermeden de kurabilirler... Yurtdışındaki gibi, ya şehir dışında büyük baz istasyonları kurarak dağıtımı yapabilir ya da bina yüksekliklerinin çok üzerine çıkabilirler.”
Modalılar her çarşamba günü Moda Nâzım Hikmet Parkı’nda 18.30’da basına ve kamuoyuna sesleniyor.
Kadıköy Belediye Meclisi’nden karar çıkarmak için bir imza kampanyası başlatıyorlar... Talepleri:
Kamu malı olan sokaklara, parklara, hastanelere, okullara baz istasyonu kurulmasına son verilmelidir.
Mevcut baz istasyonları yaşam alanları dışına çıkarılmalıdır.
Baz istasyonu kurulmasına dünyaca kabul edilmiş standartlar getirilmeli, insan sağlığı gözetilmelidir.
En büyük sorun kimi emlak sahiplerini üç beş kuruş için bina veya arsalarını baz istasyonlarına kiralamaları... Bunun da önüne geçmeli...
Rusya, “Füzeleri bizden alın” demiş.
Hayhay. Amerika izin verirse neden olmasın!
* * *
İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Adalar’ın mazotunu kesmiş.
Koskoca İstanbul’un iflahını kesmesinin yanında
Adalar’ın mazotunun lafı mı olur?
* * *
İstanbul’daki öğrencilerin yüzde 68’i sanattan
“bi haber”miş.
Araştırma Ankara’daki “devlet böyükleri” arasında yapılsaydı oran ne olurdu acaba?
* * *
İşsizlik haziranda mayısa göre azalmış.
Bülent Arınç’ın oğlu Mücahit’in mezun olur olmaz iş bulmasından belliydi!
* * *
Norveç seçmeni, “Soldan şaşmam” demiş.
Eee, seçmen bu... Kimi soldan şaşmaz,
kimi makarnadan, soğandan.
Fahrettin Fidan
Fıkra
Haber dün gazetelerdeydi... Adana’da yayımlanan Ekspres gazetesinde Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Maliye eski Bakanı Kemal Unakıtan’ın adı geçen bir fıkrayı yayımlayan yerel gazeteci Sevda Turaçlar’a 11 ay 20 gün hapis cezası verildi. Mahkeme, cezayı erteledi.. Cezanın gerekçesi devlet büyüklerine hakaret... Acaba nasıl bir fıkra bu...
Tabii merak ettik ve haberi veren Doğan Haber Ajansı muhabiri Mehmet Kaymak’ı arayarak şu fıkrayı bize anlatmasını rica ettik...
Efendim çok hassas bir oto teybi varmış... İbrahim’den bir şarkı diyorsunuz.. Hemen soruyor:
- Hangisi? İbrahim Tatlıses mi, İbrahim Erkal mı?
O sırada dışarıda birisi diğerine:
- Şerefsiz, diye bağırmış...
Oto teybi hemen isimleri sıralamaya başlamış...
- Hangisi? ..... mi, ......mi, ......mi?
Böyle bir fıkra... Değmez o kadar cezaya...