Müthiş bir haber karmaşası içinde her kafadan bir ses çıkıyor...
Örneğin dün internet sitelerine düşen şu haber:
“Kayıp pilotların postalları bulundu”
Habere göre... Başbakan muhalefet liderleriyle yaptığı görüşmede söylemiş bunu... Aynı haberde pilotların uçakla birlikte denize gömüldüğü anlatılıyor... Biraz mantığımızı kullanırsak... Pilotların postalları bulunmuşsa bu onların denize paraşütle indiğini ve iner inmez postallarını çıkardığını gösterir. Uçakla birlikte denizin dibini boylayan pilotların postalları suyun üzerinde ne arasın...
Mesela uçağımız Lazkiye yakınındaki Tartus’ta demirli Rus filosundan atılmış bir füzeyle düşürülmüş, pilotlarımız Rus helikopteriyle toplanıp sorguya alınmış olabilir...
Ya da pilotlarımız denize indikten sonra bir biçimde vurulmuştur...
Suriye hükümetinin bunlardan haberi olmayabilir...
Bunlar hep postal haberinin doğruluğuna bağlı ihtimaller...
Bu arada Suriye’nin uçağımızı düşürmesini, NATO’ya götürme kararı almışız ya...
Onur Öymen soruyor: “Irak’tan kaynaklanan PKK saldırılarını NATO’ya niçin götürmüyoruz?
Ankara’nın ulusal çıkarlara göre değil ABD çıkarlarına göre hareket ettiği o kadar açık ki...
Türkiye ve Suriye geçen yıl dosttu. Bu yıl düşman. Maalesef bu düşmanlığı biz başlattık.
Üstelik kendi çıkarlarımız adına değil ABD çıkarları adına...
Suriyeli muhalifleri örgütleyerek, silahlandırarak, ülkemizde üslenmelerine izin vererek başlattık...
ABD adına giriştiğimiz taşaronluk şimdilik iki pilotumuzun hayatına maloldu.
Eğer bu yolda yürürsek çok daha ağır bedeller ödeyebiliriz... Kendimizi bir anda savaşın içinde bulabiliriz...
* İşadamı Rahmi Koç, “Dünya lider sıkıntısı çekiyor” demiş.
Bazı ülkeler de çilesini çekiyor...
Fahrettin Fidan
Soru: Suudi Kralı, Sevda Tepesi’ne neden villa yaptırmak istiyor?
Yanıt: Arap Baharı, Suudi Arabistan’a da uğrar demokrasi sevdası orada da yeşermeye başlarsa hicret edecek yeri olsun diye...
Haldun Ertem
Memesis yasak...
Elazığ İl Halk Kütüphanesi yönetimi, Boğaziçi Üniversitesi Yayınevi’nden çıkan Memesis Tiyatro Çeviri Araştırma Dergisi’ni “Müstehcen” buldu. Ve iade etti.
Dergide MÖ 5. yüzyıla ait görseller varmış. Elazığ Halk Kütüphanesi Müdürü Ahmet Pirinççi, üç ailenin “Bu tür yayınların okuyucuların ve çocuklarının ahlaki değerlerini bozduğu” iddiası ile kendilerine müracaat ettiklerini belirtmiş. O üç ailenin kararı üzerine kütüphane de yayının müstehcen olduğuna karar vermiş.
Günümüzde bunca sapık, ruh hastası, tecavüzcü boşuna mı var? Cinsel yasaklar, korkular, günahlar içinde büyütülen çocuklardır bu kişiler... Tebrikler Müdür Bey ve o kafada olanlar... Bu arada her türlü porno internette serbestçe sergileniyor... Gençler ve çocuklar onu görmüyor sanıyorlar. Devekuşları...
Sır’ra kadem...
“İleri demokrasi” yolunda hemen her gün ileri adımlar atıp duruyoruz! Son adım, Genel Kurul’dan yarısı geçen hafta geçen, kalan yarısı da büyük olasılıkla bu hafta geçecek olan “Devlet Sırrı Kanun Tasarısı.”
CHP Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk’e kulak veriyoruz.
- Tasarıya göre devlet sırrı sayılacak bilgi, belge ve kayıtları belirleme yetkisi “Devlet Sırrı Değerlendirme Kurulu”na ait. Beş üyeden oluşan kurulun başkanı Başbakan. Kalan dört üyesi de İçişleri, Adalet, Milli Savunma ve Dışişleri bakanları... Kurul, “Devlet Sırrı” kapsamına aldığı belgelerin yayınlanmasını 50 yıla kadar olan süre dahilinde yasaklayabilecek.
- Tasarıya sizin itirazlarınız neler?
- Bir; neyin devlet sırrı olup olmadığı tasarıda net bir şekilde belirtilmemiş, keyfiliğe son derece açık. İki; Kurul’un hiçbir kıymet -i harbiyesi yok; fiiliyatta kararı tek başına Başbakan verecek. İşine gelmeyen her türlü bilgi, belge ve kayıdı, “Devlet Sırrı” diyerek yasaklayabilir.
- Kurulun verdiği kararlara itiraz mümkün değil mi? Örneğin Başbakan, kişisel mal varlığını “Devlet Sırrı” kapsamına sokabilir mi?
- İdare mahkemesine itiraz edebilirsiniz. Ama yargının bugünkü hali düşünüldüğünde hangi mahkeme Başbakan’ın kararını iptal edebilir ki...
- Diyelim yürekli bir yargıç çıktı...
- Onun da karar verebilmesi için herşeyden önce sır denen bilgi ve belgeyi görmesi lazım. Ama tasarıya göre Kurul, “göremezsin” derse mahkemenin yapabileceği hiçbir şey yok.
Holiganizm...
Ankara’daki şampiyonaya giden Galatasaray genç bayan voleybol takımı Bolu’da mola veriyor. Ankara’ya Aziz Yıldırım için düzenlenen mitinge giden bir veya iki otobüs dolusu Fenerbahçe forması giymiş fanatik, 16 - 17 yaşındaki kızlara önce sözlü sonra fiili tecavüze yelteniyor.
Olayı herkesten önce Fenerbahçe Kulübü’nün kınaması gerekirdi... Şu ana kadar kınamadılar...
Holiganizm yarın dönüp onları da vurursa şikâyet etmesinler...
Filenin sağırları...
Filenin sultanları, Dünya Grand Prix Voleybol turnuvasında 3 kıtadan 18 takım arasından ilk 6’ya girerek finale kaldı. Avrupa kıtasından finale adını yazdıran tek takım Türkiye... Dün baktık gazeteler yine sağırdı. Hürriyet haberi tek satırla olsun vermemiş, diğerleri de aşağı yukarı öyle. Ayıp...
