"Eskiden de böyle özendirmeler yapılırdı. Birincilik alan hafızlara, saat verilirdi. Benzer hediyeler de söz konusuydu. Böyle bir gelenek var. Özendirmek, teşvik için yapılan bir şey. Dini açıdan herhangi bir sakıncası da yok"...Almanya'dan Dr. Seda Türköz ise diyor ki:- Kursa katılana başarısı için hediye vermek başka, hediyeler sunarak Kuran kursuna ilgi çekmek başka şey... Birincisi ödüllendirme, ikincisi rüşvettir, aldatmacadır... Oyuna, oyuncağa, bilgisayara ihtiyaç duyan ancak parasızlıktan bunlara ulaşamayan çocukların konumunu ve duygularını sömürmektir.... Çocukları şu veya bu şekilde eğitmeye niyetlenen insanların bu olumsuzlukları görmesi, bilmesi gerekirdi...Ancak anlaşılıyor ki, Diyanet İşleri Başkanlığı bu konular üzerinde titiz ve ince düşünmeye niyetli değil. Samsun'un Kadıköy Camii'nde, 3 bilgisayar, 6 bisiklet, 1 cep telefonu, 50 kol saati, 15 Samsunspor forması promosyon olarak konulunca Kuran kursuna 85 öğrenci kayıt yaptırmış. Eski Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Nuri Yılmaz fikrini soran gazetecilere şöyle demiş: Başbakan Erdoğan, "Türban sorununu çözüp milletin vicdanını rahatlatacağız" demiş! Acaba "Düşük ücret ve issizlik" sorununu çözüp milletin cüzdanını ne zaman rahatlatacaklar?.. Memurlardan 12 Temmuz'a kadar imzalanması istenen "Kamu Görevlileri Etik Sözlesmesi'ne", bir başka deyişle "Rüşvet almam" sözleşmesine Bağımsız Kamu Görevlileri Sendikaları Konfederasyonu (BASK) tepki gösterdi... Bu sözleşme ile bütün memurların zan altında bırakıldığını kaydeden Konfederasyon Genel Sekreteri Gürkan Avcı:- Rüşvet almayacağım sözleşmesini önce politikacılar imzalasın, dedi. Ve ekledi:- Hiçbir memur veya bürokratın iktidar sahipleriyle işbirliği yapmadan rüşvet alması, ihaleye fesat bulaştırması mümkün değildir. 'Önce sen imzala...' Vietnam Dışişleri Bakanı Nien, Aziz Nesin'le Nasrettin Hoca'nın ülkesinde çok iyi tanındığını söylemiş. Nien kibar biri galiba... "Gündeminizdeki türban, imam hatipler, kaçak Kuran kursları gibi konulara bakıp halinize gülüyoruz" diyemedi, mesajı Nesin ve Hoca aracılığıyla verdi... Sivas Madımak Oteli'nde, 2 Temmuz 1993'te, bir kültür şöleni için orada bulunan 37 aydın yakılarak öldürüldü. Bu katliam sonrası, Madımak hiç bir şey olmamış gibi, otel olarak kullanılmaya başlandı. Bir süre sonra da girişteki kat yeniden düzenlendi. Ne mi yapıldı? Kebap salonu ve et lokantası... Kara mizah... Alevi örgütleri bu otelin kültür merkezi ve müze yapılması için Başbakan ve Cumhurbaşkanı'na başvurdular. Devletin özür borcu var Sivas'a. Unutulmamalı... Madımak Müzesi Kültür ve Turizm Bakanı Koç, Müslümanların Ramazan'ı İstanbul' da geçirmeleri için çağrı yapacağını açıklamış! Ramazan dışındaki aylarda davet et de adamlar yiyip içip döviz bıraksınlar... Diyanet İşleri Başkanlığı'nın verilerine göre... Halen 7341 Kuran kursundan 4300'ü çalışıyor. Geri kalanlar ihtiyaç olmadığından kapalı... Yeni Kuran kursu açılması için ne ihtiyaç var ne sebep...Buna rağmen AKP, devlet denetimi dışında özel kurslar açılabilmesi için kavgayı sürdürüyor.TBMM Adalet Komisyonu dün Cumhurbaşkanı Sezer'den dönen TCY 263. maddeyi aynen kabul etti. Madde izinsiz eğitim kurumu açılmasının cezasını indiriyor...Maddenin gerekçesinde "Eğitim kurumu" deyiminden "Okul ve dershanelerin" anlaşıldığı kaydediliyor.Kuran kursları maddede açıkça sayılmayarak tamamen yasadışında bırakılıyor. İzinsiz Kuran kursu tamamen cezasız kalıyor. CHP Milletvekili Orhan Eraslan, dün TBMM komisyonunda:- Arkadaşlar biz yasadışılığı nasıl savunabiliriz... TBMM'de yemin ederken yasalara bağlı kalacağımıza söz vermedik mi? Kursları devlet denetimi dışına çıkararak burada çocuklara tecavüz dahil her türlü yasadışılığa alan açıyoruz, diye konuştu ama kimseye laf anlatamadı.Eraslan, daha sonra aradığımızda da, "AKP'nin hesabı, bu yasanın Anayasa Mahkemesi'nden dönmesi ve bu alanın tamamen yasal boşluk içinde kalmasıdır" diyerek kritik bir noktaya dikkati çekti. Devleti tamamen devreden çıkarmak... Çocukların eğitimini tarikatlara ve ne idüğü belirsiz örgütlere bırakmak... Yasa son tahlilde bunu amaçlıyor. m.asik@milliyet.com.tr Yasa döndü
