- Türkiye'de siyaset tartışması yok, rejim tartışması var...Tartışılan sağ veya sol siyaset değil Anayasa ve laik demokratik Cumhuriyet'tir...Meclis Başkanı Arınç ve Başbakan Erdoğan bu hedefleri vurma başarısında iddialaşıyorlar.Arınç, üstü kapalı, Erdoğan'ı türban ve imam hatip konularında mutabakat aramakla suçluyor... Laikliğe ve Anayasal kurumlara karşı kendisinin daha cesur çıkışlar yaptığı izlenimini veriyor.Başbakan ise kendisini "çatışma ve kargaşaya yol açmamak için sustuğunu" söyleyerek savunuyor. Arınç'tan geri kalmadığını göstermek için Cumhurbaşkanlığı, Anayasa Mahkemesi, TSK ve YÖK'ü hedef alan göndermeler yapıyor... Cumhurbaşkanlığı'nın yetkilerinin cazibesi AKP'yi hareketlendiriyor. Parti içi yarış hızlanıyor.Bu yarışın yönü, geleceğe ilişkin karanlık bulutları da beraberinde taşıyor... Cumhuriyete ve Anayasal kurumlara kafa tutma yönünde gelişen yarış, yarın Cumhurbaşkanlığının AKP'nin eline geçmesi ve tüm yetkilerin bu partide toplanmasıyla birlikte laik Cumhuriyet'in de sonunu getirecektir. Çankaya'daki koltuğa Erdoğan, Arınç ya da birbaşka AKP'li oturmuş, ülke açısından farketmeyecek... Planladıkları rejim modeli aynıdır... Meclis Başkanı Arınç ve Başbakan Erdoğan'ın peşpeşe yaptığı konuşmalar gündemi silkeledi, epey toz çıkardı. Kimi gazete ve köşe yazarları olayları "siyaset kızıştı" diye yorumluyor. Doğru teşhisi ise İlhan Selçuk koydu: Başbakan, "Gelecekte egemenlik duvarda değil, millette olacak" demiş! Başbakan'ın ve partisinin şu anda milletin çoğunluğunu temsil etmediğinin bu kadar açık itirafı olamazdı. Tunceli'ye gidip dönen okurumuz Cafer Demir, "Bu ilimizde kahve ve lokantalarda sigara içilmemesi beni çok etkiledi" diyordu gönderdiği notta... Meraklandık... Tunceli Valisi Mustafa Erkal'ı arayarak sorduk:- Sigara konusunda bir valilik yasağı mı var?- Hayır, dedi Vali Erkal, bir çok kahvehane ve lokantada işletme sahipleri ile halk bu uygulamayı gönüllü yürütüyor. Sigara içilmiyor...Tunceli'de insanların birbirine gösterdiği bu saygı ve duyarlığın tüm Türkiye'ye örnek olmasını diliyoruz. Tunceli'ye sevgiler Afife Jale Ödülleri önceki gece şık bir törenle dağıtıldı... 10 yıl önce Haldun Dormen ile Halk Sigorta Genel Müdürü Erhan Dumanlı öncülüğünde oluşturulan Afife Jale Ödülleri hâlâ en özenli ve şık ödül töreni niteliğini koruyor. Ancak bu yıl bir ödül üzerinde tartışma var. Komedi dalında en iyi oyuncu ödülüne layık görülen Berna Laçin'in rol aldığı "Dönmedolap" bir komedi miydi? Olmadığı ve ödülü Tepetaklak ile Nilgün Belgün'ün hak ettiği düşünülüyor... Afife Jale ödülü AKP iktidarının ülkeyi "Bizden olanlar - olmayanlar" şeklinde nasıl ikiye böldüğünün... Devlet hizmetini nasıl istismar ettiğinin... Kadrolaşma ve devlet kesesinden yandaş besleme konusunda hangi akıl almaz uygulamalara başvurduğunun örneğini CHP Adana Milletvekili Tacidar Seyhan'dan dinliyoruz:- AKP'nin yaptığı suistimali görmek için TEDAŞ'a bakmak yeterli. TEDAŞ'ı 21 bölgeye ayırdılar. Genel Müdürler ile yönetim kurulu başkanları 6400 ek gösterge üzerinden yaklaşık 3 milyar lira maaş alıyorlar. Emekli olmaları halinde ise bugünkü rakamlarla ömür boyu 2.7 milyar lira maaş alacaklar. AKP, yandaşlarını bu yüksek emeklilik maaşından yararlandırmak için ahlaki olmayan bir yöntem kullanıyor. Yandaşlarını bu görevde altı ay tutuyor, sonra yerlerine yenilerini getiriyor. Böylece bir yılda 84 kişinin ömür boyu en yüksek dereceden emeklilik hakkı kazanması sağlanıyor. Yalnızca AKP'ye bağlılıkları yüzünden ödüllendirilen bu kişilerin kıyak emekli maaşı tabii ki vatandaşın cebinden çıkıyor... TEDAŞ istismarı Erdoğan diyor ki: "Milletimiz önüne çekilen bütün setleri aşacak, bir gün o engin sulara kendi yatağında akarak ulaşacaktır."... "Engin suların" yerine "İslam cumhuriyeti"ni "Kendi yatağı" yerine "din" koyanlar denklemi çözmüştür... 23 Nisan kutlamalarında kürsüye çıkan 21 yaşındaki Erzurum Anadolu İmam Hatip Lisesi öğrencisi İbrahim Seyhan'ın çocuk mu yoksa genç mi sayılması gerektiği iki - üç gündür tartışılıyor. İbrahim yasalarımıza ve sokaktaki vatandaşın tamamına yakın bölümüne göre çocuk değil, genç. Başta Bülent Arınç olmak üzere AKP'lilere göre ise çocuk! İzmirli okurumuz Ramazan Gezginci bu tartışmayı çözümleyecek bir test öneriyor: - AKP'lilerden birinin eşi İbrahim'i kadınlar hamamına götürsün. Kapıdan geçirebilirse çocuktur, geçiremezse genç... m.asik@milliyet.com.tr İbrahim kriteri!