Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı



Başbakan Tayyip Erdoğan'ın ABD gezisinde görüştüğü ABD Başpiskoposu Dimitrios kendisinden "Heybeliada Ruhban Okulu" nun açılmasını istemiş.
Leyla Umar'ın Vatan'da yazdığına göre Başbakan Erdoğan bu isteğe iki istekle yanıt vermiş:
- Atina'ya cami yapılsın... Batı Trakya'daki müftüler seçimle işbaşına gelsin...
Oysa bilindiği gibi... Ruhban Okulu Yunanistan'a değil Türk yasalarına bağlı bir okul... Yunanistan'la ilgisi yok...
Yunanistan'ın bir cami açmamakta direnmesi kendi ayıbıdır. Fobisidir.
Ama bu bir siyasi mesele değildir, Ruhban Okulu'nun karşılığı hiç değildir.
Ruhban Okulu'na gelince... Bilindiği üzre Rum Ortodoks Patriklerinin Türk vatandaşı olması zorunludur. Heybeliada Ruhban Okulu kapalı olunca Ortodoksların dini liderleri nereden yetişecektir?
Muhtemelen Beyrut gibi merkezlerde yetişecek, daha sonra Türk vatandaşlığına geçerek ortodoks kliselerinin başına geçeceklerdir...
Peki Türkiye'de görev yapacak din adamlarının Türkiye dışındaki okullarda (her türlü düşmanca duyguyla) yetişmesi mi iyidir? Yoksa Türkiye'de, Türk halkının arasında, müfredatı kontrol altında bulunan Ruhban Okulunda mı?
Meseleye bu açıdan da bakmalı, ABD ve AB'nin baskısı yoğunlaşmadan çözmeliyiz.

İnsanın geleceğe hakim olma isteği, geçmişi değiştirmek içindir


Geçmişe bakarak geleceği planlayamazsınız


Rus lider Putin'in bir arabası bile yokmuş! Ülker ona da bir gazoz bayiliği versin...


28Mart'taki yerel seçimlere 7 hafta zaman kaldı. Adaylar hâlâ belli değil. İktidar partisi seçime iktidarda olmanın avantajıyla giriyor. Onlar rahat. CHP'nin bu avantajı yok. Başarısı tamamen adayların göstereceği performansa bağlı. O yüzden CHP'nin adaylarını aylar önceden açıklaması gerekiyordu... Ki bu adaylar projeler hazırlasın, kendilerini halka tanıtsın, sevdirsin, oy vermeye ikna etsin. CHP bunu yapmadı. Hâlâ sallanıyor. AKP'ye tepki olarak gelecek oylarla durumu idare edecek anlaşılan. Şimdiden geçmiş olsun...

Ankara Yenimahalle'de 1984 - 89 yılları arasında ANAP'tan belediye başkanı olan Mustafa Vuran, görevinin bitmesine 6 ay kala müfettiş raporları üzerine açığa alınmıştı. Hakkındaki suçlama: "Görevi kötüye kullanmak" idi... Mustafa Vuran yıllar sonra yeniden ve bu defa AKP'den başkan aday adayı... Yenimahalle'nin çeşitli köşelerde Mustafa Vuran'ın seçim afişlerine rastlanıyor. Afişlerde en çok şu slogan dikkati çekiyor:
"Bıraktığımız yerden başlıyoruz"

TRT programcılarından Nazmi Kal, 1970 - 80 yılları arasında Atatürk'ün yakın çevresinde yaşayan insanlarla televizyon röportajları yaptı. Garsonundan katibine, generalinden koruma polisine kadar Atatürk'ün yanında bulunmuş kişilerin, büyük önderle tanışma öykülerini, anılarını belgeledi. Yaptığı röportajlardan bir bölümünü 1981 yılında Atatürk'ün 100. doğum yılı nedeniyle yayınladı. Bir bölümü hala arşivlerde...
Nazmi Kal bu röportajların ses bantlarını çözerek 2001 yılında "Atatürk'le Yaşadıklarını Anlattılar" adlı kitapta (Bilgi yayınevi) topladı. İkinci kitap da "Atatürk'le Yaşayanlar" adıyla "Ziraat Bankası Kültür Yayınları" ndan çıktı geçenlerde. Kitapları okurken birinci ağızdan o büyük adamın inceliklerini, Cumhuriyet'i nasıl taş taş üzerine koyarak inşa ettiğini, esprilerini, üzüntülerini, sevinçlerini öğreniyor, ne kadar soylu bir Cumhuriyet geçmişimiz olduğunu hayranlıkla görüyorsunuz.
Mutlaka okunması gereken bu kitaplardan birkaç satır aktaralım bugün...
Emekli müzik öğretmeni Fethiye Otman, Çankaya ilkokulunda okurken sınıfla birlikte Cumhuriyet Bayramı'nda Köşk'e çıkıyor. Öğrenciler Cumhurbaşkanı'nın elini öpüyor. Ve adet olduğu üzere bir şiir okunuyor. Fethiye Otman öğretmenlerden birinin yazdığı şu şiiri seslendiriyor:
"Kötü padişahlar alçak düşmanlar
O padişahlar ki hayli zamanlar
Soydular milleti hiç doymadılar
O halifelerle sultancıklar..."
Gerisini Fethiye Otman'dan dinleyelim:
"Atatürk büyük bir hiddetle 'dur' dedi. Şiiri kesti ve öğretmenlere döndü 'Çocuklara katiyen böyle geçmiş zamanı kötüleyecek şeyler öğretmeyin. Tarih hakikati onlara öğretecektir. Hiçbir şekilde geçmişi kötülemeyin' dedi...?


AKP, belediye başkanı aday adaylarını sınavdan geçirip "Alnınız hiç secdeye değdi mi?" gibi sorular soruyormuş. Aslında sorulması gereken tek bir soru var: "Elin hiç haram paraya değdi mi?"


"Yaşam bir oyuna benzer.Uzunluğu değil iyi oynayıp oynanmadığı önemlidir."