İktidar partisi önce SSK ilaç fabrikasını ve SSK eczanelerini kapattı... Çünkü onlara ihtiyaç kalmamıştı. Gün SSK’lınındı. O da artık normal vatandaş gibi normal eczaneden istediği ilacı alabilecekti. Özel hastaneler ve en modern sağlık merkezlerinin kapıları emekçiye açıldı. İktidar “sağlıkta dönüşüm” adı altında bir cennet yarattı.
Gerçi biraz hesap bilenler ekonominin bu yükü taşımayacağını görüyordu. Oynanan tiyatro açıktı. Ama kimsenin bu kötü ihtimale inanma niyeti yoktu.
Çok sürmedi. Vatandaş “katılım payı” adı altında harcamalara ufak ufak ortak edildi... Esaslı darbe geçen gün geldi. Katılım payı hemen her sağlık hizmetinde, harcamanın neredeyse yarısını hastalara fatura edecek ölçüde artırıldı. O kadar ki, yeşil kartlılar, 65 yaş aylığı alanlar dahi katılım payı ödecekler yeni tebliğe göre... Daha ilk günden bu böyle gitmez diyen isimlerden Tıp Kurumu Genel Sekreteri Ali Rıza Üçer ne diyor bakalım:
“Katkı payını artıran hükümet gerekçe olarak ilaç harcamalarındaki büyük artışı gösteriyor. İyi de bunun böyle olacağını baştan bilmiyorlar mıydı? Elbet biliyorlardı ama ulusötesi ilaç tekellerine hayır diyemediler. Dikkat edin, ilaç harcamalarındaki artıştan böylesine şikâyet eden iktidarın aklına hiç ilaç fabrikası kurmak gelmiyor! Gelemez de... Çünkü ona SSK’yı kapattıran yabancı tekeller izin vermez... Sağlık hizmeti yakında yüzde yüz paralı hale gelecektir.”
Sonra peki? Parası olan yaşayacak olmayan bir köşede kıvranacak. O beğenilmeyen SSK da mumla aranacak...
Hukuk bir gün...
Star yazarı Şamil Tayyar, gazeteci Güler Kömürcü ile MHP Milletvekili Tuğrul Türkeş arasında geçen bir telefon görüşmesini Ergenekon iddianamesinden aktarıp yayımladığı için “özel hayatın gizliliğini ihlal” suçundan 1 yıl 6 ay hapse hapse mahkûm oldu. Ceza ertelendi. Kimi hukukçular ve yazarlar, söz konusu görüşmenin iddianamenin eklerinde yer aldığını, dolayısıyla aleniyet kazandığını belirterek verilen cezayı eleştiriyorlar. Eleştirmeyenleri de demokrat olmamakla suçluyorlar. Konuyu basın hukuku konusunda uzman bir isme, CHP Manisa Milletvekili Şahin Mengü’ye sorduk. Dediği:
- Yargıtay’ın özel hayatın gizliliğini ihlal suçlarıyla ilgili içtihatları var; özel hayatın gizliliği süreklilik arz eden bir gizliliktir, bu gizlilik bir defa ihlal edilmekle ortadan kalkmaz, aleniyet kazanmaz, diyor. Özel hayatın gizliliğinin birileri... Örneğin Ergenekon Savcısı Zekeriya Öz tarafından ihlal edilmiş olması başkalarına onu mesnet gösterip yeni bir ihlal hakkı vermez.
Bizce... Hiçbir gazeteci mesleki çalışmalarından dolayı hapse atılmamalı... Ama gazeteci de yasa, ahlak ve ilkelere uygun davranmalı. Maalesef Ergenekon sürecinde yasalar, örneğin soruşturmanın gizliliği emniyet ve savcıların bizzat basına sızdırdığı bilgilerle ihlal edildi. Gazeteciler kullanıldı. Suçu sabit olmamış insanlar yargısız infaza tabi tutuldu. Şamil Tayyar bu çerçevede eleştirilen gazetecilerdendir. O da şimdi görüyor ki... Hukuk bir gün herkese lazım oluyor...
TerörGenelkurmay Başkanı İlker Başbuğ ile CHP lideri Deniz Baykal’ın Kürt açılımına bakışları tamamen uyuşuyor denebilir...
Orgeneral İlker Başbuğ ile Başbakan Erdoğan’ın bakışları ise taban tabana zıt...
Nedir temel mesele?
Teröre karşı olmak veya olmamak...
Terör örgütünün silah bırakmasını ve teröre son verilmesini öncelikli görmek...
Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, dün Nusaybin konuşmasında çok net vurguladı:
“Silahla, kanla bir yere varılamaz. Tek çıkar yol bölücü terör örgütünün silahlarını bırakmasıdır...”
CHP Genel Başkanı Baykal da Erdoğan’ın açılımına “Teröre son verilmesi güvencesi taşımadığı” için yüz vermiyor.
Tayyip Erdoğan “dağdakilere af”tan söz ediyor ama terör örgütünü dağdan indirmekten hiç söz etmiyor.
Kandil Dağı’nı nasıl temizleyeceksiniz, sorusuna Başbakan’dan hiç yanıt gelmiyor...
CHP, iktidarın “PKK ile mücadele değil müzakere” hevesinde olduğunu, sadece “terörü teskin etme” amacı güttüğünü, bunun da uzun dönemde terörün hortlamasını önlemeyeceğini savunuyor. Yapılacak açılımlar da, CHP’ye göre, sadece bölünmeyi hızlandıracak... Temel anlaşmazlık noktası burası...
12 Dev
Bizim 12 dev adam başarılı sonuç aldı bizce...
Hiçbir alanda kayda değer bir başarısı olmayan ülkenin basketbol takımı ilk 8’e giriyorsa bu başarıdır.
Üstelik hem birinci hem ikinciyi bu turnuvada yendik.
Başka akılda kalan var?
Aradaki Turkcell reklamlarının etkinliği..
Yorumcu İhsan Bayülken’in maçı daha bilinçli seyretmemizi sağlayan yorumları...
Bir de merak kaldı kafamızın bir köşesinde..
Sahada izlediğimiz Hidayet gerçek Hidayet miydi? Çakma Hidayet mi?
Bir NBA oyuncusu bu kadar başarısız olabilir mi?
Belki de verilen liderlik görevi sırtına ağır geliyor onun... Eee... Mecbur musunuz oynatmaya?..
Yabancı yatırımcılar 2002-2009 yılları arasında Türkiye’den 35 milyar dolar kâr transferi yapmış.
Bunu ekonomi diliyle değil de halk diliyle söylersek “Kaz gibi yolunmuşuz” diyebiliriz...
Haldun Ertem
“Camileri kışla, müminleri asker” gören zihniyet hangi hakla askeri “antidemokratik” olarak suçluyor acaba?
Gülhan Elmas
Bağışları önemli oranda düşen Deniz Feneri Derneği, AKP’den yardım talep etmiş...
Çok doğal...
Fener sönünce ampul devreye girer...
Elif Eral