Sağlık Bakanı Prof. Recep Akdağ, kabinenin başarılı bakanlarından sayılıyor... Tayyip Erdoğan da öyle düşünüyor olmalı ki, son kabine operasyonunda da ona dokunmadı. Akdağ bakanlıkta rekora gidiyor. Peki, Sağlık Bakanı böylesine başarılı kabul edilen memlekette sağlık ne durumda derseniz... Sadece son 8 - 10 günde gazetelere yansıyan sağlıkla ilgili haberlerden birkaçını hatırlatalım, kararı siz verin.
Zonguldak: Bıçakla yaralanan genci hastaneye götürmek isteyen sağlık görevlileri yaralıyı sedyeden düşürdü. Gencin hayati tehlikesi sürüyor.
Rize: Ambulansın kapısı açılmadı, hasta öldü.
Sakarya: Karapürçek ilçesindeki 112 ambulansının şoförü cuma namazına gidince kalp krizi geçiren hasta hastaneye taksiyle götürüldü, ancak kurtarılamadı.
Bursa: Şevket Yılmaz Devlet Hastanesi’nde yangın çıktı, 8 hasta öldü.
İstanbul: Cerrahpaşa Hastanesi Dahiliye Bölümü’nde yangın çıktı.
Mersin: Devlet Hastanesi’nde bir hastabakıcı ile iki görevli personel arasında çıkan kavgada taraflardan birinin yoğun bakım servisinde yatan çocuğun üzerine düşerek ölümüne sebep olduğu bildirildi.
Balıkesir: Öldü diye margarin kutusu içinde ailesine teslim edilen bebeğin ölmediği anlaşıldı. Ancak bebek fazla yaşamadı.
Yozgat: Saraykent ilçesinde bir kişi kene ısırması sonucu hayatını kaybetti.
Alanya: Alkol kokuyor diye ambulansa alınmayan genç hayatını kaybetti.
Öğrenciler alışkanlık haline getirdikleri cep telefonu nedeniyle kitap okumayı unutmuş.
Neyse, hiç değilse bol bol mesaj çekerek yazma tekniklerini geliştiriyorlardır...
Haldun Ertem
Hollanda’da “helal et” diye satılan ürünün içinden “domuz eti” çıkmış.
O da bir şey mi? İstanbul Belediyesi’ne satılan metrobüsün içinden hurdabüs çıktı!
Akif Kökçe
Emekliye bakış...
Başbakan’ın emekliye bakışı: “Bir emekli yarbay çıkıyor, ‘Bana iki tabur versinler, ben bu işi çözerim’ diyor. Sen bir defa haddini bil, artık emekli oldun git bir kenarda dur. Bu ülkenin bir Genelkurmay Başkanı var, kuvvet komutanları var. Biz onlarla konuşuyoruz, önerilerini alıyoruz. Sana ne oluyor ya, otur oturduğun yerde...”
Atatürk’ün emekliyle ilgili sözleri: “Bir milletin yaşlı vatandaşlarına ve emeklilerine karşı tutumu; o milletin yaşama kudretinin en önemli kıstasıdır. Geçmişte çok güçlüyken, tüm gücüyle çalışmış olanlara karşı minnet hissi duymayan bir milletin, geleceğe güvenle bakmaya hakkı yoktur.”
Karneni göster...
İş Bankası “Karneni göster kitabını al” kampanyasını bu yıl da sürdürüyor...
Geçen yıl İş Bankası şubelerine başvurarak karnesini gösteren öğrencilere “Alis Harikalar Diyarında” adlı kitap dağıtılmıştı.
Bu yıl Türkiye’nin önde gelen yazarlarının eserlerinden oluşturulan: “Yazarlarımızdan Masallar ve Öyküler” adlı kitap verilecek...
Yaşar Kemal’den Yalvaç Ural’a, Tahsin Yücel’den Sunay Akın’a 12 yazarın öyküleri yer alıyor kitapta...
Öğrencilere karneleriyle İş Bankası şubelerine uğramalarını salık veririz.
İş Bankası’nı ayrıca satranca verdikleri destekten dolayı da kutlamak isteriz...
Kısaltma adabı
Şu sıralarda hayli sinirli görünen Başbakan, Ak Parti yerine AKP diyenleri edep dışı davranmakla suçladı. AKP ayıp bir sözcük müdür? Hayır... AKP, Adalet ve Kalkınma Partisi dışında bir başka anlama geliyor mu? Hayır... Neden edepsizlik o zaman?
Evet, AKP tüzüğünde partinin kısaltılmış adının Ak Parti olduğu yazılı. Ancak böyle kısaltma olmaz. Bir terimin kısaltılmasının da belli kuralları vardır. AKP’yi Ak Parti şeklinde kısaltamazsınız. Türk Dil Kurumu’nun bu konudaki bilgi notunu okuyalım:
“Kısaltma; bir kelime, terim veya özel adın, içerdiği harflerden biri veya birkaçı ile daha kısa olarak ifade edilmesi ve simgeleştirilmesidir. Kısaltmalarla ilgili kurallar şunlardır:
1. Kuruluş, kitap, dergi ve yön adlarının kısaltmaları genellikle her kelimenin ilk harfinin büyük olarak yazılmasıyla yapılır: TBMM (Türkiye Büyük Millet Meclisi), TDK (Türk Dil Kurumu), ABD (Amerika Birleşik Devletleri); KB (Kutadgu Bilig); TD (Türk Dili), TK (Türk Kültürü), TDED (Türk Dili ve Edebiyatı Dergisi); B (batı), D (doğu), G (güney), K (kuzey); GB (güneybatı), GD (güneydoğu), KB (kuzeybatı), KD (kuzeydoğu).
Ancak bazen kelimelerin, özellikle son kelimenin birkaç harfinin kısaltmaya alındığı da görülür. Bazen de aradaki kelimelerden hiç harf alınmadığı olur. Bu tür kısaltmalarda, kısaltmanın akılda kalabilmesi için yeni bir kelime oluşturma amacı güdülür: BOTAŞ (Boru Hatları ile Petrol Taşıma Anonim Şirketi), İLESAM (İlim ve Edebiyat Eseri Sahipleri Meslek Birliği), TÖMER (Türkçe Öğretim Merkezi)...”
Sonuç: “Ak Parti” diye kısaltma olamaz... Kısaltma iki sözcükle olmaz. “Ak Parti” başlı başına bir parti adıdır.
Ayrıca; ‘Ak’lık öyle lafla, zorla, tehditle elde edilemez.
‘Ak’lık icraatla kazanılır. Siz gerçekten ‘Ak’sanız; hiç merak etmeyin, partinizin adı “kara” bile olsa, halk ‘Ak’ unvanını size verir.
Gelecek nesilleri hiç düşünmediğimiz için onlar bizi hiç unutmayacaklar...
Henrik Tikkanen