CHP ile AKP arasında müthiş bir mektup kavgası var! CHP lideri mektupla Erdoğan’a Kayseri Belediye Başkanı’nın yolsuzluklarını soruyor. O da onu tersliylor. Mektupla dövüşüyorlar.
Türkiye’nin gündemi ve beklentisi bu mudur peki? Kayseri Belediye Başkanı’nın yolsuzluğu mudur?
Türkiye’nin gündemi ne midir?
AKP’ye alternatif bir parti inşa etmektir? Bugünkü ana sorunlara alternatif çözümler oluşturmaktır.
Halka iktidar seçeneği sunmaktır.
Bugün Erdoğan’ın başarısı kendi gücünden kaynaklanmıyor.
Muhalefetin iktidar alternatifi olamamasından kaynaklanıyor.
CHP’nin yaptığı günlük muhalefet ve laf dalaşı hiçbir anlam ifade etmiyor.
* * *
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu Cumhuriyet’te Nilgün Cerrahoğlu’na dert yanıyor:
“Geçen yasama dönemine AKP Grup Başkanvekili şöyle bir konuşma yaptı: ‘Yasaları kim yapar? AK Parti yapar’ dedi. Parlamento yapar, parlamentonun oylarıyla kabul edilir demiyor. AK Parti yapar, diyor. Demokrasi anlayışları bu. O zaman artık ‘yasama organı’ diye bir organ yok... Sadece şeklen var”
Bunları söyleyen Kılıçdaroğlu’na sorarlar:
- Dediğiniz doğrudur... Yasama organı şeklen var. Yasaları AKP yapıyor... Peki Anayasayı da AKP yapmıyor mu? Herhalde onu da kendi bildikleri gibi yapacaklar. Bunları bile bile o partinin anayasa yapmasına neden omuz veriyorsunuz? Neden öncelikle hapisteki milletvekillerinizin tahliyesini bile şart koşmadan iktidarın peşinden sürükleniyorsunuz?
Muhteşem Yüzyıl!
Muhteşem Yüzyıl dizisinde izlediğimiz Kanuni Sultan Süleman çağı gerçekten bugün anladığımız anlamda “kanuni”midir? Şu olayı “Osmanlı Engizisyonu” adlı kitaptan birlikte okuyalım:
Şubat 1528’de bir zenginin Sultan Selim Camii yakınındaki evine hırsızlar girer. Evdekileri öldürüp ne var ne yok alıp götürürler... Kanuni hırsızların bulunmasını emreder.. Aranır taranır, fakat hırsızlar bulunamaz.
Müneccimbaşı tarihine göre Kanuni’nin danışmanları kendisine şu yolu önerirler:
“Sultanım bu çeşit kötülükleri ancak gündüzleri yoğurt, sebze gibi şeyler satmak bahanesiyle mahalle ve sokak aralarında dolaşan işsiz güçsüz kafirler yapar”
Peçevi tarihi sonucu şöyle özetliyor:
“İşsiz güçsüz Arnavut takımından kimselerin bu işi yaptıklarına ihtimal verildi.”
Yine Peçevi tarihinden:
“Ekmekçi, mumcu, tellak, aşçı ve odun yarıcısı gibi bütün işsiz güçsüzlerden sekiz yüz adam yakalanarak çarşılarda sokaklarda ve kalabalık yerlerde öldürüldüler...”
Solakzade tarihi diyor ki:
“Gerçi şeriat dolaysıyla katledilmelerini icab eden halleri yoktu. Ancak nizamı alem ve insanlığın düzeni için bu gibi siyasetlere ruhsat vermek caiz görüldü.”
Tam 800 günahsız seyyar satıcı ve işsiz bu şekilde asılmıştır.
Bülent Arınç bu kez de cumhurbaşkanlığı seçimine değinmiş:
“Millet gül gibi, lale gibi, sümbül gibi cumhurbaşkanı seçecek”
Anlaşıldığı kadarıyla AKP’de adaylık ihtimali bulunan üç kişi var...
Haldun Ertem
* * *
“Cep”teki vergide dünya lideriymişiz.
Dünya lideri tarafından yönetildiğimiz için olmasın...
Fahrettin Fidan
Park Otel
Yıllardır enkaz halinde duran Taksim Gümüşsuyu’ndaki Park Otel’de nihayet inşaat başladı. Ancak denizden bakınca garip bir manzara göze çarpıyor.
Otelin üst katları aşağı indiriliyor.
Nedenini Park Oteli yenileyen CVK şirketinin patronu Mahmut Çevik’e sorduk.. Dedi ki:
- Danıştay kararında Park Otelin yanındaki Alman Konsolosluğu’ndan 60 santim yüksek olduğu belirtiliyordu. Biz şimdi aynı düzeye indiriyoruz...
- Nasıl?
- En üst üç katı yıkıyoruz. Bu katları 20’şer santim kısaltarak Danıştay’ın istediği 60 santimlik kısaltmayı gerçekleştireceğiz.
- Ortaya nasıl bir yapı çıkacak?
- Beyoğlu kültürüne uygun bir yapı ortaya çıkacak, herkes beğenecek...
Yapının dış mimarisi, yanındaki Alman Konsolosluğu ile aynı olacakmış.
Açılış tarihi 2012 sonu..
Türkiye’nin en büyük krom ihracatçılarından olan Mahmut Çevik bambaşka bir alanda iddialı bir işe girmiş.
Park Otel’in Beyoğlu’na güzellik getirmesini diliyoruz...
Paranın satın alamayacağı tek şey nedir?
- Fakirlik...
* * *
Tembellik yorulmadan önceki dinlenmedir
Jules Renard
Panayır
Kadıköy’e o menhus panayır yine kuruldu...
Kadıköy İskele Meydanı’nda, balık ekmekten parfüme, incik boncuktan mısır haşlamasına, ilgili ilgisiz bir yığın şeyin satıldığı derme çatma barakalar öyle pis bir görüntü arz ediyor ki...
Kadıköy’ü İç Anadolu kasabalarının panayır yerlerinden beter ediyor.
Anakent Belediyesi bu yoldan birtakım yandaşlarına para kazandırıyormuş....
Bu panayır yılın 9 ayı orada...
Maalesef üç kuruş için kentin uygar görüntüsüne kan doğranıyor...
Nasıl bir belediyecelik bu... Ne köylülük.. Ne utanmazlık...
Gülüt
Kahvemiz özel karışımdır efendim beğendiniz mi?
- Nasıl bir karışım?
- Dünden kalan kahveyle bugünkü kahveyi karıştırıyoruz...
* * *
- Hamburgerim soğansız olsun...
- Özür dileriz efendim soğanımız kalmadı. Sizinkini domatessiz yapalım...
