Bursa Orhangazi’de Cargill olayı... Bergama’da altın davası... Kaz Dağı’nda maden arama savaşı... Marmaris’te manganez oyunu...
Ülkenin dört bir yanında yeşil ve ormanlık alanlara iktidar destekli saldırı sürüyor... Bu talana yöre halkı ile kimi sivil toplum kuruluşları ve mahkemeler direniyor... Ne var ki, iktidar kanun üstüne kanun, yönetmelik üstüne yönetmelik çıkararak yargıyı aşmayı başarıyor. Ayrıca yargı kararları talancının aleyhinde olursa uygulanmayabiliyor...
Aynı hoyratlığı belediyelerde de görüyoruz.. Belediye meclislerinden sürekli halkın yeşil alanlarını yağmalayan kararlar geçiyor... .
Bir de “2 B” orman talan yasası var gündemde... Yağmanın en büyüğü...
Cumhurbaşkanı Sezer görevdeyken bu tür yasalara karşı savaş veriyordu... Artık o da yok.
Pekiii... Atanmışların yağmaya karşı durması... Halk tarafından seçilmiş siyasetçi ve belediye meclis üyelerinin tam tersine halkın malının mülkünün yağmalamasına aracılık etmesi garip değil mi?
Aslında değildir... Çünkü seçilmiş adı verilen siyasetçi ve belediyeciler halk tarafından seçilmiş değildir.. Onlar liderin iki dudağı arasından seçiliyor, para babalarının desteğiyle Meclis’e giriyor... Sonra da var güçleriyle sermayeye, mafyaya, yağmacılara, talancılara çalışıyorlar...
Türkiye’de demokrasi diye yutturulan sistem budur.. Ortaya bir sandık konulur.. Görünüşte halk kendi temsilcilerini tayin eder. Gerçekte ise bu böyle olmaz, yanıltılan halk gider para babalarının temsilcilerini seçer...
Sonuç da işte böyle olur...
Milletvekilleri, sağlıkta katkı payı ödememek için kendilerini “gazi” statüsüne sokmuşlar.Onlara artık birer “bireysel kurtuluş savaşı gazisi” diyebiliriz.
Haldun Ertem
* “Zenginliğinle övünme, bir kıvılcım yeter; Güzelliğinle övünme, bir sivilce yeter.”
Anadolu sözü
Katar seferleri
Başbakan Erdoğan’ın son resmi ziyareti ile birlikte Arap ülkesi Katar’a son 5 ayda 10 ayrı resmi ziyaret yapılmış oldu... Başbakan’ın yanı sıra Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile 8 bakan, son 5 ay içinde Katar’ı ayrı ayrı ziyaret ettiler...
Konuyu bir soru önergesine dönüştüren CHP Yalova Milletvekili Muharrem İnce soruyor:
- Katar’da maden mi bulduk?
Maden deyince akla Serpil Yılmaz arkadaşımızın da katıldığı Cumhurbaşkanı Gül’ün Katar seferi geliyor. Katar’da gazetecilere 3 - 4 bin dolar değerinde birer saat hediye edilmiş, Serpil ile 9 meslektaşı bu saatleri iade etmişti. Tabii 51 kişilik heyette yer alan bürokrat ve siyasilere daha da pahalı armağanlar verilmiş, bunlar sessiz sedasız ceplere indirilmişti. Aldığı hediyeyi kayda geçiren yetkili var mı diye o zaman sorduk, yanıt gelmedi. Katar gerçekten bir maden... Bizimkiler de madeni buldu. Resmi gezilerin daha da sıklaşması çok muhtemeldir...
Manganez aşkı!
Marmaris’in Osmaniye köyü yakınlarında ‘manganez” madeni arayan Neslişah adlı şirketin çalışmalarını inceleyen Muğla İl Tarım Müdürlüğü heyeti ocaklara yol açılması için 900 ağacın kesildiğini açıkladı... Ayrıca:
“...Maden işletilmesine izin verilmesi durumunda 19 bin kızılçamın kesileceğini, çıkan tozun 13 bin zeytin ve çok sayıda meyve ağacıyla birlikte bölgedeki bal üretimini etkileyeceğini” bildirdi.
Hürriyet’te 10 Nisan’da ‘Neslişah’ adlı firmanın sahibi Mehmet Bekmez’in sözleri yayımlandı... Bekmez:
- Yol açma çalışmaları için 900 değil, 411 ağaç kestiklerini, açıkladı.
Ortada henüz maden yok... Yol için en az 411 ağaç kesiliyor...
Çanakkale, Antalya, Marmaris... Ülkenin turizm merkezlerinde ormanlık alanlarda bir maden arama furyası var. Taş ya da maden ocağı açacağını bildiren hemen herkese maden arama ruhsatı şıp diye veriliyor... Üç kuruşluk maden uğruna ülkenin nefeslenme alanları, turizm merkezleri kelleştiriliyor... Türkiye 2006 yılında 4 bin ton manganez satmış, 226 bin dolar gelir elde etmiş. Bir apartman dairesi alamazsınız o paraya... Ayrıca manganez bulsanız hangi limandan ihraç edeceksiniz? Marmaris yat limanından mı? Amaç maden çıkarmak değil de turistik tesis yeri açmak olmasın?
Bırakınız hepsini bir yana... Adam çıkmamış madene yol yapma bahanesiyle 400 ağacı babasının malı gibi kesebiliyorsa ülkenin karşı karşıya olduğu felaketi hesap edebiliyor musunuz!
Düğünün sırası!
Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç bu hafta sonu pazar günü kızını evlendiriyor... Haşim Kılıç’ın elinde türbanla ilgili anayasa değişikliği ve AKP’yi kapatma davası gibi Türkiye’nin geleceğini etkileyecek önemli davalar var. Şu sırada en küçük bir falso Anayasa Mahkemesi kararlarına gölge düşürebilir.. Buna rağmen Anayasa Mahkemesi Başkanı, kızının düğününü ileri bir tarihe ertelememiş. Emin Çölaşan’ın ART kanalındaki sohbette belirttiği üzre, düğüne hükümet üyelerini de davet etmiş... Hediyeler okkalı olacak... Konuşulacak... Zamanı mıydı?
Özay Şendir
Ayıplı bir tartışma, 'işine yarayacak'
14 Mayıs 2025
Didem Özel Tümer
Türk şirketlere BAE’de finansa erişim kolaylığı
14 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
En son imparator!
14 Mayıs 2025
Ali Eyüboğlu
EOKA’nın köyünde ölümle burun buruna! Neşe Karaböcek’ten Kıbrıs anıları…
14 Mayıs 2025
Dilara Koçak
Yaz gelmeden detoks değil, denge zamanı
14 Mayıs 2025