Yerel seçimlerde belediye başkanlığına adaylığını koyanlardan birine sormuşlar:
- Belediye başkanlığına neden soyunursunuz?
- Daha iyi giyinmek için, demiş adam.
***
Seçim dolayısıyla Kilis'e giden devlet büyüklerine ilçenin altın anahtarı verilmiş. Devlet büyükleri ilçeden ayrılır ayrılmaz halk yetkilileri uyarmış:
- Aman kentin kilidini değiştirin ne olur olmaz...
***
Yaşlı aday gençleri yakalamış; nutuk atıyor:
- Siz bu ülkenin geleceğisiniiiiz..!
Birisi dayanamamış:
- Evet efendim, siz de gideceği....
***
Vatandaş derin derin içini çekmiş:
- Eskiden koltuktan başka bir şey düşünmüyorlar diye politikacıları eleştirirdik...
- Ya şimdi?
- Koltukla yetinen yok. Deveyi havuduyla götürmeye geliyorlar... Düşündükleri sadece koltuk olsa diye dua ediyoruz şimdi...
***
Bu fıkra değil olmuş olaydır.. Bir tarihte Kastamonu'ya seçim gezisine giden Musa Ağacık vatandaşa MHP'li belediye başkanından memnun olup olmadığını sormuştu... "Memnunuz" yanıtını alınca da nedenini sordu. Cevap:
- Bize bir zararı dokunmuyor...
Değişim var... 12 Eylül'de asılan "paşa baba" fotoğrafları birer birer indirilip yerine "hacı baba" fotoğrafları asılıyor.
Bir zamanların iktidar partisiydiler. Adları DYP, DSP, MHP vs...
Yıllarca din istismarıyla oy topladılar.
Siyaset uğruna şeyhlerin elini öpüp tarikatların koluna girdiler. Halkı ezan bayrak edebiyatıyla tavladılar.
Meydanlarda Kur'an'ı öpüp başlarına koydular. Şov yaptılar, oyu kaptılar.
Elbet birileri de geldi din istismarını onlardan iyi yaptı.
Malı götürdü... Artık anketlerde yoklar. Pek olmayacaklar da...
Arkalarında Cumhuriyet ve laikliğe el sallayan bir Türkiye bıraktılar...
Televizyondaki "7 öğrencinin katili serbest" haberinden sonra çocuk babasına şaşkınlıkla soruyor; "Denizler niye idam edilmişti, baba?" "Kimseyi öldürmedikleri için çocuğum....!"
Ercan Akyol'un 2003 yılında çizdiği karikatürlerin bir bölümü, Epsilon Yayınevi'nce "Çiziyorum" adlı mütevazı bir albümde toplandı... Sayfaları çevirirken Ercan'ın yer darlığı nedeniyle bu sütunda küçülen karikatürlerinin aslında birer tablo güzelliğinde olduğunu gördük. Üzüldük. Yaklaşık 22 yıldır birlikte çalıştığımız Ercan dostumuzun çizgileri incecik ama gerçeklerden, doğrudan, haklıdan asla kopmayacak kadar güçlüdür... O çizgilerin içinde ülkenin ve toplumun tarihiyle birlikte kendisi de gizlidir. Her çizgi bir belgedir.
Tarhan Erdem'in anketleri güncel sohbetlerin baş konusu oldu. Dün kamuoyu araştırmalarında görev almış genç bir hanımla konuştuk... İlginç gözlemler aktardı... Dedi ki:
- Atatürkçü ve laik oldukları halde AKP'ye oy vereceğini söyleyenler bir hayli çok. Bu ilk bakışta şaşırtıcı görünüyor. Ama değil... Tayyip Erdoğan pek çok kişinin gözünde AB'ye girmeyi CHP'den çok isteyen, Kıbrıs gibi konuları çözme konusunda CHP'den daha istekli, olumlu bir lider görünümünde. İnsanlar Tayyip Erdoğan'ın kafasının arkasındakini ya da gizli gündemini keşfetmek yerine medyanın kendilerine aktardığı görüntüyü benimsiyorlar... O görüntü de CHP'den daha olumlu... Tayyip Erdoğan'ın dinci kimliğinden sıyrılıp merkez politikacısı kimliğine bürünmesinde medyanın çok etkili olduğunu gördüm.
Garanti Bankası'nın internet sitesinde "Piyasalarda bugün" adı altında ilginç yorumlar yapılıyor, Kıbrıs'la ilgili görüşmeler ile piyasaların seyri arasında birebir ilişkiler kuruluyor... Bazı yorumlarda Rumlar tek sözcükle bile eleştirilmezken Rauf Denktaş çözüm istememekle suçlanıyor... (Örnek 5 Mart tarihli yorum)... Cuma günkü son yorumda da ilginç satırlar var... Örneğin şu cümle "19 Nisan'da gerçekleşecek halk oylamasında iki halk barış isteyip istemediklerine karar verecek"... Ne demek bu?
Gülüş bir yanaşımdır bir öbür kişiye;
Birden iki kişiyi döndürür bir kişiye..
Anılarından kale yapıp sığınsa bile,
Yetmez yalnız başına bir ömür bir kişiye.
Ligin sonuna yaklaşıyoruz... Üç büyük kulüp yavaş yavaş transfer bütçelerini hazırlamaya başlayacak. Yalovalı okurumuz Nihat Güven kulüplere akıl veriyor:
- Üç büyükler ligde muhtemelen 20'şerden 60 milyon dolar harcayacak... Oysa bu masrafa hiç gerek yok. Versinler Gençlerbirliği Başkanı İlhan Cavcav'a 3'er milyon dolar... Onlara 9 milyon dolara Gençlerbirliği gibi 3 tane takım kursun... Hem ligimiz güzelleşir hem Avrupa'da Gençlerbirliği gibi 3 takımımız daha olur... Hem de 50 milyon dolar tasarruf edilir...