Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Acaba 22 Temmuz seçimlerinde hile yapıldı mı? Önümüzdeki seçimde hile yapılması mümkün mü?
Vatandaşın bu konularda geniş kuşkuları var.
CHP Milletvekili Osman Coşkunoğlu, hile olasılıklarını azaltmak için, şu sırada TBMM’de görüşülmekte olan “Seçimlerin Temel Hükümleri...” konulu kanuna ekler yapılmasını öneriyor
Bu konuda kamuoyundan destek bekliyor.
Seçimde hileyi ortadan kaldırmanın yollarını şöyle anlatıyor:
“Teknoloji boyutunda insan eliyle yapılabilecek hileleri önlemenin yolları vardır. Bunların başında, sandık başından itibaren tüm sayım ve toplama sonuçlarının birden fazla kanaldan akmasını sağlamaktır. Birden fazla kanaldan akan sayım sonuçları, ilçe -il- yüksek seçim kurulları ile paralel olarak basına ve siyasi partilerin genel merkezlerine de gelmelidir. Böylece, farklı kanallardan akan sayım sonuçlarını anında karşılaştırma ve herhangi bir noktada sayım sonuçları ile oynama olduğu zaman bunu derhal saptama olanağı olacaktır.”
Coşkunoğlu devam ediyor:
“ HAVELSAN Genel Müdürü ve teknik ekibi bu amaca yönelik olarak geliştirdikleri sistemi CHP Genel Merkezi’nde bize sundu. Diğer siyasi partilere de sunuyor. Fakat, böyle bir sistemin uygulanması için gerekli yasal altyapı yoktur. Sistem yasalaştırılmalıdır. Kamuoyu bu konunun takipçisi olmalıdır.”

Haberin Devamı

Demokrasinin sonu
İktidar partisinin Anayasa’da yapmayı planladığı değişiklikler gerçekleşirse ne olur?
Hukuktan biraz nasiplenmiş herkesin düşüncesi;
“Laik, demokratik cumhuriyetin ve hukuk devletinin sonu olur...”
Tamamen iktidara bağlanmış bir yargı sisteminin geçerli olduğu ülkede hiç kimse ne sosyal, ne demokratik haklarını savunabilir.
Özgür gazetecilik, gazete patronlarına “Beni eleştiren köşe yazarlarını işten at” diyen bir zihniyetin katıksız egemenliği altına girer... Ekonomik ve sosyal hakkını arayan herkes TEKEL işçilerinin akıbetine uğrar.
Bu taslak açlığa, hayat pahalılığına, geçim zorluğuna bir çare getiriyor mu? İşsizliğe bir çare getiriyor mu? Peki, kalkınmaya bir çare? Teröre çare? Memura grev hakkı var mı bu teklifte? Eğitim sorununa bir çözüm var mı? Hayır, hayır...
Peki neye çare var?
AKP’nin kapatılma ve Yüce Divan’da yargılanma korkularına...
Eski Yarsav Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu ilginç bir saptamada bulunuyor...
“AKP Anayasa’nın geçici 15. maddesinin kaldırılmasını öneriyor. Ancak değişiklik önerisinde siyasi iktidarın yapacağı işlem ve eylemlerin bir kapatma davasının konusu olamayacağı hükmünü getirerek Anayasa’ya yeni bir geçici 15. madde koyuyor. Kürsü dokunulmazlığını parti dokunulmazlığına dönüştürüyor. Bu açıkça idare üzerinden iktidar partisine sürekli sorumsuzluk getirmek demektir.”
Bir siyasi parti, bu taslağa göre, korkusuzca laikliğin, cumhuriyetin, demokrasinin altını oyabilecektir... Bizim partilerimizin öyle bir niyeti olamaz, diyebilseydik mesele kalmazdı.
Diyebiliyor muyuz?

Haberin Devamı

Tüzmen
Başbakan Erdoğan, parti yönetiminde sürpriz bir değişiklikle Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Kürşad Tüzmen’in yerine Adana Milletvekili Ömer Çelik’i getirdi.
Neden?
Görünür sebep Tüzmen’in , Diyarbakır’daki Nevruz kutlamalarında Türk bayrağı olmamasını eleştirerek, “Bu benim zoruma gidiyor, düzelmesi lazım. Kürtler de Romanlar kadar Türk bayrağına sahip çıksınlar” demiş olması... Açılıma katkıda, Kürtlere saygıda kusur etmesi... Pişen aşa su katması...
İşte size bir demokrasi manzarası...

Haberin Devamı

AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, “Türkan Saylan’ı rahmetle anıyorum” demiş.
Cenazesine üzüntümden katılamadım, deseydi daha inandırıcı olurdu!
Fahrettin Fidan

Uzlaşı!
Anayasa değişikliğinin gündeme gelmesinden birkaç gün önce TBMM’de
“Haller Kanunu” görüşülüyordu. Hükümet görüşmelerde muhalefet partilerinin verdiği tüm önergeleri reddetti. CHP İzmir Milletvekili Mehmet Ali Susam, kürsüden şöyle seslendi:
- Değerli arkadaşlar, muhalefetin verdiği bütün değişiklik önergeleri reddediliyor, hükümetin verdiği önergeler kabul ediliyor. Arkadaşlar, bu nasıl bir anlayış? Hal Kanunu’nda bile ortak bir noktayı bulup, en haklı gerekçelerimize destek vermeyen bu iktidar anlayışıyla biz nasıl anayasa değişikliği yapacağız?

Soru: Bizim memlekette “statükocu” diye kime denir?
Şimdilerde demokrasinin kuvvetler ayrılığı ilkesini savunup tüm kuvvetlerin tek elde toplanmasına karşı çıkana...
Haldun Ertem

Harfler
Türk Dil Kurumu uyarıyor:
“Harf Devrimi açıkça çiğneniyor. Ürün ve işyeri adlarında, kitle iletişim araçlarında “x,w,q” harfleri savurganca kullanılıyor. Yasa tanımazlık sessiz harflerin okunuşundan başlıyor. 1 Kasım 1928’de kabul edilen yasada sessiz harflerin nasıl okunacağı belirtilmiştir. Bu devrim yasası, Anayasa’nın güvencesi altındadır. Bu nedenle ve bilinçsizce başka dillere özenerek; “ce”yi “si”; “fe”yi “ef”; “ge”yi “ji”; “he”yi “eyc; aş; haş”; “ke”yi “ka”; “le”yi “el”; “me”yi “em”; “ne”yi “en”; “se”yi “es”; “re”yi “ar”; “te”yi “ti”; “ve”yi “vi” biçiminde okumak yanlıştır!”

Tarikatlar “cumhuriyete el koyma çalışmalarını” anlatmak için medya imparatorluğu kurarken asker “yönetime el koymayı aklından geçirmiş olabilir” diye yargılanıyor...
Gülhan Elmas