Açılımın laf cambazları iş üstünde... Her gün ayrı atraksiyon izletiyorlar bize...
Onlara bakarsanız ülke ikiye ayrılmış durumda...
Bir tarafta kendileri, yani açılımcılar var.. Onlar Türkiye’nin demokratikleşmesini, Kürtlere demokratik haklar verilmesini, savaşın bitmesini istiyorlar...
Bir de açılıma karşı olanlar var; onlar kanla besleniyor, insanların ölmesinden zevk alıyor, demokrasiden korkuyor, barış istemiyorlar...
Demagojinin en sefil noktası da burası...
Pek faydası yok ama bir kez daha taşları yerine koyalım...
Açılıma karşı diye yaftalananlar ne açılıma ne demokratikleşmeye karşıdır...
CHP başta olmak üzere bir taraf sadece “açılım”ın içeriğini sorguluyor...
Açılım adına somut tek açıklamayı bugüne dek AKP’li Dengir Mir Mehmet Fırat yaptı.. Milliyet’te Devrim Sevimay’a özetle dedi ki:
- TSK izin versin PKK’lılar silahlarıyla birlikte Türkiye’yi terk etsin. Dağdakilere af çıkarılsın. 200 kadar PKK yöneticisi anlaşma sonucu bir başka ülkeye gönderilsin...
AKP’nin asla yalanlamadığı bu plan, dikkat buyurun, hiçbir şekilde PKK’yı bitirmiyor, terörü sonlandırmayı öngörmüyor. Sadece PKK’yı nefeslendirecek.
CHP bu tür açılıma PKK’yı ve terörü tasfiye etmediği için karşı olduğunu defalarca söyledi.
Bu ülkede kan dökülmesini, insanların ölmesini kimse istemiyor.
Ama açılım diye PKK’nın ekmeğine yağ sürecek, terörü bir zaman için sakinleştirip sonradan daha güçlü bir şekilde ortaya çıkmasını sağlayacaksanız... Bu oyuna gelmeyi de aklı başında hiç kimse istemiyor.
Senaryosunu Turgut Özakman’ın yazdığı “Dersimiz Atatürk” filminin çekimine başlanmış.
Atatürk dersinden çakanlar için son bir şans olacak bu film...İyi izlesinler...
Haldun Ertem
Nike mavrası...
IMF Başkanı’na İstanbul’da ayakkabı fırlatılması Amerikan basınında yankılandı.
New York Times gazetesi haberi “Bir başka ayakkabı daha uçtu. Bu kez İstanbul’da IMF Başkanı’na” başlığıyla verdi. Haber 7’ye göre, ABD’nin en popüler haber sitelerinden Huffington Post’ta “Ayakkabı geri döndü” başlığıyla yer alan haberin altında yer alan okur yorumlarından bazısı ise şöyle:
“Bir başka kahraman! Bırakın ayakkabılar özgürce uçsun!”
“Bu çok güzel bir fikir. Bazı kişiler için fena halde ayak kokan bir çift spor ayakkabı hazırladım.”
“Beğenmedim. Taklitçi zihniyet.”
“Türkiye’yi beyzbol ile tanıştırmamız lazım. Berbat bir atış. İsabet yok.”
“Eylemden önce inek boku dolu bir çayırda biraz dolaşmak, bence eyleme zenginlik katacaktır.”
“Biraz gelenekçi görebilirsiniz ama yaş pastalı eski eylemleri özlüyorum. ”
“Türkiye’yi IMF’nin reçetesini uygulamayı kabul etmemekte direndiği için kutluyorum.”
“ Amerikan Kongre binasına on binlerce kişinin beraber ayakkabı fırlattığını hayal ediyorum.”
“İyi iş! Alnına isabet ettirebilseydin daha iyiydi.”
“Palyaçoluk yaptığım dönemden kalan 65 numara ayakkabılarım var. Menzilini merak ediyorum.”
“San Franciscolu birçok solcunun bu meczuptan alacağı dersler var. Önce ayakkabı alabilecek kadar paraya sahip olacağınız bir işiniz olsun!”
“IMF’ye yeni bir başkan atandığı ortaya çıktı. Bunu bilmiyordum”
Marş...
Açılıma Avrupalılar da değerli katkılar sunuyor!
Avrupa İnsan Hakları Komiseri Thomas Hammarberg, “Ne mutlu Türküm diyene” sözünün ırkçılık içerdiğini ilan etti...
Sırada ne var?..
İstiklal Marşı’nı değiştirme talepleri tabii ki...
Bakınız hele şu satırlara:
“Kahraman ırkıma bir gül! Ne bu şiddet bu celâl?
Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helâl,
Hakkıdır, Hakk ’a tapan, milletimin istiklâl”
Ahmet Tan Cumhuriyet’teki yazısında rahmetli Erdal İnönü’nün Dışişleri Bakanı olarak çıktığı AB turunda İstiklal Marşı’na ilişkin itirazlarla karşılaştığını yazdı dün... Marş sakıncalı! Çünkü içinde hem ‘ırk’ sözü geçiyor hem “tek millet”ten söz ediyor.
O kadar mı? Hayır...
AB’li radikal bazı siyasetçiler de Türk bayrağı üzerindeki ay ve yıldızın dinsel bir simge olduğunu düşünüyorlarmış... Erdal İnönü’ye bunu da ihsas etmişler...
Uygun zemini bulunca İstiklal Marşı’nı da, bayraktaki ay yıldızı da gündeme getirecekleri beklenir.
Kendinden kuşkulanan ve güvenmeyen ulusların başına gelir böyle şeyler...
Pabuç
BirGün gazetesi editörü Selçuk Özbek, IMF Başkanı Strauss Kahn’a Nike marka ayakkabısını fırlatarak gündeme oturdu.
BirGün gazetesi dün birinci sayfasını tamamen bu konuya ayırmış, Selçuk’u övmüştü.
Hareketi onaylıyor muyuz?
Hayır... Bağdat’ta Bush’a ayakkabısını fırlatan Iraklı gazeteci Muntazır El Zeydi’yi onaylıyoruz. Çünkü onun duygu ve düşüncelerini başka türlü anlatma özgürlüğü yok. Ama BirGün gazetesi IMF’ye karşı her türlü yayını yapabilir. Bu olanak varken ayakkabı fırlatmaya gerek olmamalı... Kalem ayakkabıdan etkilidir. Onu kullanalım...
Polis
Polis Akademisi sınavları ÖSYM tarafından iptal edildi... Soruların bir cemaate yakın dershane tarafından sınava girecek öğrencilere dağıtıldığına ilişkin söylentiler vardı. Bu söylentiler doğrulandı. Yeni sınav 11 Kasım’da yapılacak.
Mesele çözümlendi mi? Hayır...
Sınav sorularını kim sızdırdı? Nasıl sızdırdı? Sorumlular kimler?
Suçlular ortaya çıkarılmazsa bundan sonraki sınavlara girecek binlerce öğrenci yine tedirginlik yaşayacak? İktidarın bu sahteciliğe göz yumduğu kuşkusu devletin saygınlığını yıpratacak. Suçluları bulun.