Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Sel gelir canlar gider... Sel gider kum kalır... Ayamama Deresi önünden bayram öncesi geçerken baktık... Selin izleri neredeyse tamamen silinmişti... Gidenler gittiğiyle kaldı. Dere yatağına kurulu kocaman holding plazalarına baktık... Anakent Belediye Başkanı’nın dereyi temizleme sözünü anımsadık... Acaba nasıl ortadan kaldırılacak onca plaza? Bu dev binalara ruhsat verirken belediyelerin aklı neredeydi? Atatürk Havalimanı yolcuları çoğunlukla Ayamama önünden geçiyor. Başbakan ve Bakanlar hemen her İstanbul’a gelişte ve dönüşte Ayamama’yı gördüler. Seller 40 kişiyi götürünce mi aydılar...
Sel gider acısı kalır... Kalanların hali nicedir?
Küçükcekmece Belediye Başkanı Aziz Yeniay ile Ayamama ve diğer sel bölgelerindeki durumu konuşuyoruz... Vatandaşın giysi ihtiyacını büyük ölçüde karşıladıklarını, ABD Boston’daki bir kuruluştan 2500 battaniye, ayakkabı, temizlik malzemesi geldiğini, şimdi dayanıklı ev eşyasına büyük ihtiyaç duyulduğunu anlatıyor. Buzdolabı, çamaşır makinesi, dolap, gardırop, bilgisayar gibi eşyasını değiştirme niyetinde olanların, eskileri (kullanılır durumdaysa) kendilerine iletilmelerini rica ediyor. Bu yardımın eşgüdümünü Yaşam Sevinci Merkezi (0.212 426 06 54) yapıyor.
Bu arada bir de kardeş aile projesi var. Devletin vereceği üç beş kuruş tez zamanda tükenir. Vatandaşa ne varsa yine vatandaştan var. Sel bölgesinde bir kardeş aile edinip yardım etmek isteyenler de aynı telefona başvurabilir.

Haberin Devamı

Erdoğan, “Açılım milletin projesi” demiş.
İyi de, bu açılım işi bir türlü açılamadığı için ister istemez “Zihni Sinir Projesi”ne dönüşüyor artık.
Haldun Ertem

Rusya, KKTC’yi tanıyabilirmiş.
Geriye kaldı Mehmet Ali Talat. O da tanırsa bu iş oldu demektir!
Gülhan Elmas

Hülya Avşar
Milliyet’te “Kürt açılımı” konusunda yayımlanan sözlerinden dolayı Hülya Avşar hakkında “Halkı kin nefret ve düşmanlığa tahrik ettiği” gerekçesiyle Bakırköy Savcılığı’nca dava açılmış... Hülya Avşar diyor ki:
- Benim yaptığım röportaja bu şekilde tepki gösteriliyorsa ne Kürt açılımı yapılabilir, ne demokratik açılım yapılabilir. Demokratik bir ülkede yaşamıyorsun ki açılım yapılsın...”
Sayın Hülya Avşar açılımın neden açılmadığını iyi keşfetmiş. Demokrasinin yaşamadığı bir ülkede demokrasiyi özümsememiş kadrolarca yapılan “demokratik açılım” elbet her adımda sırıtacaktır.

Haberin Devamı

Yusufeli haberi...
Türk basınına yansıdı mı bilmiyoruz... Ermeni haber sitelerinde okuduk Artvin’in Yusufeli ilçesini iki hafta önce Gürcistan’dan gelerek ziyaret eden bir heyet oradaki tarihi eserlerin kendilerine ait olduğunu öne sürmüş ve içinde dua etmiş... Onarımı gündeme getirmişler. Ermeniler ise o eserlerin kendilerine ait olduğunu öne sürüyor...
Bu meseleyi aralarında çözsünler... Ancak önerimiz odur ki...
Bu bölgelerdeki tarihi eserler Gürcistan’la olsun Ermenistan’la olsun ortak projelerle ayağa kaldırılsa... Bu ülkelerin vatandaşlarının ziyaretine açılsa... Hem bir turizm trafiği , hem kültür köprüsü oluşturması açısından iyi olmaz mı? Üzerinde komplekse kapılmadan düşünelim...

Haberin Devamı

Şu cumhuriyet!
Taraf gazetesi yazarı Yasemin Çongar köşesinde dün diyor ki:
“Gelişmişliğin somut ölçülerine bakınca seksen altı yıllık cumhuriyetin, değil bir kalkınma mucizesi yaratmak bir başarı öyküsü yazdığını bile söylemek imkânsız.”
Çongar yazısında eğitimsizlik ve öğretimsizlik üzerinde duruyor.
Bu tür cumhuriyet eleştirilerini görünce aklımıza hep aynı soru düşüyor...
Acaba Türkiye’yi 86 yıldır adı cumhuriyet olan beceriksiz bir lider mi yönetiyor?
Bu ifadeden o anlaşılıyor.
Oysa malum... Cumhuriyet sistemin adı olup bu ülkeyi kâh seçimle, kâh seçimsiz işbaşına gelen birtakım siyasetçiler veya bürokratlar yönetiyor. Bu siyasetçi ve bürokratların hareket alanını ve programını ABD, AB, IMF gibi dış odaklar belirliyor. Ankara’da koltuklara, ülkeye değil o odaklara uyum sağlayacak yiğitler oturtuluyor. Ülke özellikle son 60 yıldır cumhuriyet karşıtı kadroların yönetiminde. Bugünkü sefil manzara, ABD’den kumandalı cumhuriyet karşıtı iktidarların icraatının toplamıdır...
Eğitim, Cumhuriyet Türkiyesi’nin öncelikli davasıydı.
Cumhuriyet karşıtı yönetimlerdir eğitimin birliğini parçalayan, bilimin yerine hurafeleri koyan, aydın yerine imam yetiştirmeye soyunan...
Ülkedeki sefalet ve cehalet tablosunun sorumlusu cumhuriyet gibi soyut kavramlar değil, son 60 yılda Ankara’daki koltuklara ABD tarafından oturtulan kuklalardır...

Güvence aldık!
Gazetelerde 18 Eylül’de haber... Fransa’nın Avrupa Bakanı Pierre Lelouche diyor ki:
- Fransa’nın politikası Türkiye’nin Avrupalı olmadığıdır. Dostumuz veya müttefikimiz olabilir ama üyelik hayır. Bunu yarın görüşeceğim Sayın Egemen Bağış’a söyleyeceğim.
Devlet Bakanı ve AB Başmüzakerecisi Egemen Bağış’ın Lelouche’la görüşmesinden sonra basına verdiği demeç:
- Pierre Lelouche, Türkiye ile AB arasında sürdürülen tam üyelik müzakerelerinin kesilmeyeceği konusunda güvence verdi...

Muğla kıyılarındaki kirliliğin belgeseli çekiliyormuş.
Ankara’da da kirliliğin destanı yazılıyor!
Fahrettin Fidan