Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Şemdinli olayı, kimi askeri görevlilerin kendi aralarında kurduğu bir intikam hücresinin marifetine benziyor, demiştik... Aydınlar, muhalefet ve basın bu kuşkulu olaya büyük tepki gösterdi. Toplum iyi bir demokratik sınav verdi. Soruşturma sürüyor. Bu durumda soruşturmanın sonucunu beklemek en makul davranış tarzı değil mi? Ne var ki, bu sabrı göstermek yerine Güneydoğu'da ayaklanma provaları başladı. Yüksekova'dan sonra dün de Hakkâri ayaklandı. Bomba olayında da yeni boyutlar ortaya çıkıyor. Bu defa bir başka kuşku gelişiyor: Acaba Şemdinli olayı Güneydoğu'da ayaklanma başlatmak için komplo muydu? Barzani'nin Kürt devleti çalışmaları ilerlerken, Türkiye'yi bu şekilde meşgul etmek bir büyük planın parçası olabilir mi? Başbakan Erdoğan diyor ki: "Türban konusunda söz söyleme hakkı din ulemasınındır." Hele şükür, takiyesiz konuşma vakti geldi... Ankara Su ve Kanalizasyon İdaresi'nin (ASKİ), ön ödemeli sayaç sistemine geçileceği gerekçesiyle abonelerden 300 milyon lira istediğini... Durup dururken yapılan bu dayatmaya Ankaralıların büyük tepki gösterdiğini yazmıştık. Ne mi oldu? Ankaralılar direndi. Tüketici Haklarını Koruma Derneği mahkemeye gitti. Dava sonuçlanmadan ASKİ karardan döndü. Sayaçlar değiştirilmeyecek. Daha önce parasını ödemiş olanlar geri alabilecek... Demek ki direnince sonuç alınıyor... Sayaçtan ricat! Coca Cola bizim Milli Takım'ın sponsoru... Pepsi Cola da İsviçre Milli Takımı'nın anlaşılan... İsviçre gazeteleri şöyle bir reklam yayımladı:"Encore un match d'entrainement en Turquie, et ensuite La CM"Türkçesi: "Bir antrenman maçı da Türkiye'de ve peşinden Dünya Kupası"İsviçre'deki Türkler bu reklama çok alınmış. İsviçreli Pepsi... Eski Yargıtay Başsavcısı Vural Savaş diyor ki: Hatırlayacaksınız gerek Refah Partisi gerekse Fazilet Partisi, Anayasa Mahkemesi tarafından laikliğe aykırı davranışları nedeniyle kapatılmıştı. Fazilet'in kapatılma gerekçelerinden biri de türban konusundaki ısrarıydı. AKP bugüne kadar kapatılma davası açılmasını fazlasıyla hak eden bir sürü tutum sergiledi...Peki AKP hakkında bir kapatma davası belirtisi var mı? Hayır. Peki Türkiye adım adım şeriata giderken Yargıtay Başsavcısı ve demokrasiyi korumakla yükümlü diğer görevliler oralı olmazsa, yani demokrasinin korunma mekanizmaları çalışmazsa ne olacak? Yanıtı birlikte düşünelim... Bir ihtimal daha... 'Mahkemenin bu konuda söz söyleme hakkı yoktur... Söz söyleme hakkı din ulemasınındır..."Bu sözler ekranlardan aynen böyle yayımlanıyor. Ertesi gün, yani dün, Başbakanlık Sözcüsü Akif Beki herkesin gözünün içine baka baka:- Başbakan bunu söylemedi, diyor...Ya ne demiş?"... başörtüsü yasağıyla ilgili uygulama söz konusu olduğunda, İslam dini bilginlerinden görüş istenmeden oluşturulacak kanaat ve görüşlerin 'eksik' kalacağına işaret etmek istemiştir..."Açıklama da söylenen sözler kadar şaşırtıcı...AİHM türbanın dine uygun olup olmadığını tartışmıyor. Sadece üniversitede dinsel simgenin uygun olmadığına karar veriyor. Başbakanlık AİHM'nin ne dediğini hâlâ anlamamış görünüyor...Başbakan'ın sözleri dün laik çevrelerce:- Başbakan şeriat bayrağını açtı, şeklinde yorumlandı...Laik demokraside kararların hukuka, demokrasiye, yasalara uygunluğu aranır. Dine uygunluğu aranmaz. Söz söyleme hakkının din ulemasına ait olduğu rejimlere şeriat rejimi adı verilir...Başbakan'ın değiştiği, "Referansımız İslamdır", "Demokrasi bizim için araçtır", "Tutturmuşlar laiklik elden gidiyor diye, millet isterse elbet gidecek" şeklindeki düşüncelerini değiştirdiği söyleniyordu üç yıldır. Bu görüşlerin değişmediği son günlerdeki beyanlarla bir kez daha kanıtlandı.Başbakan'ın TC Anayasası ve AB ile türban yüzünden köprüleri atma girişimi, "Acaba erken seçim hazırlığı mı?" sorusunu da beraberinde getiriyor. Bu da bir ihtimaldir...Laiklik üzerindeki tehlikeli tartışma Güneydoğu'da ayaklanma provalarıyla aynı zamana rastlıyor... Okurlarımız, Başbakan Erdoğan'a milletvekili yeminini ve görevini hatırlatıyor:"Devletin varlığı ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü, milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma; hukukun üstünlüğüne, demokratik ve laik Cumhuriyet'e ve Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı kalacağıma... Anayasa'ya sadakatten ayrılmayacağıma, namusum ve şerefim üzerine ant içerim."Yemin, laik ve demokrat Anayasa'ya karşı suçu değil, sadakati şart koşuyor!.. m.asik@milliyet.com.tr Şeriat gündemde