Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Köşk'e gönderilen bu kanunu okudu ve yeniden görüşülmesi istemiyle geri gönderdi. Neden mi? Efendim maddede bir bakanlar kurulu kararına atıf yapılıyordu ama o kararın bu kanunla hiçbir ilgisi yoktu. O karar çalışma Bakanı Murat Başesgioğlu'nun hükümeti temsilen yurtdışındaki bir toplantıya katılmasına verilen izni düzenliyordu.Yasa, önceki gece Meclis'ten Sezer'in uyarısı doğrultusunda düzeltilerek yeniden geçti. Geriye CHP'li Kemal Kılıçdaroğlu'nun şu acı tespiti kaldı:"Yapılan hatayı yasayı hazırlayan ilgili bakanlığın bürokratları fark etmiyor. İmzasına sunulan Bakan fark etmiyor. Başbakanlık'a geldiğinde Kanunlar, Kararlar Dairesi bürokratları fark etmiyor. Ardından Başbakanlık Müsteşarı fark etmiyor... Bakanlar, Başbakan fark etmiyor. Meclis'teki bürokratlar fark etmiyor. Komisyon fark etmiyor, Genel Kurul fark etmiyor. Çok şükür ki Çankaya'da Sezer gibi bir titiz insan var. Bir tek o fark ediyor." Geçen yılın 28 Aralık günü Meclis'ten tek maddelik bir yasa geçti. Tam adı, "Gümrük Müsteşarlığı'nın Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnameye Bir Geçici Madde Eklenmesine Dair Kanun" idi... ABD, Türkiye'nin İran tavrından memnunmuş. Irak'a saldırıyı biraz geciktirmiştik, İran'a saldırıda emir komuta zincirine tam uyacağız anlaşılan. Trabzon'daki rahip cinayetiyle birlikte tabanca kültürümüz de patladı. Glock marka hayalet silah imiş. X Ray cihazında görünmüyormuş. Gazeteci arkadaşımız Tuncer Bahçevan yazıyor:- Glock, yarı polimer bir tabancadır. Polimer paslanmayan, kırılmayan bir maddedir, silahı büyük oranda hafifletir. Sadece Glock değil, çoğu tabanca artık yarı polimerdir. İsrail Jericho, Alman Heckler&Koch, Amerikan Smith&Wesson vs... X-Ray'den görünmeden geçtiği doğru olamaz. Çünkü namlu, kapak takımı ve şarjör çeliktir. X Ray'de görünmeyen tabanca yoktur. Yazılan bu tür yazılar Glock'un reklamı olmaktadır. Glock Üç kuruş için adam öldürülen bir ülkede "Misyonerler din değiştirene para veriyor" demek olsa olsa talep patlaması yaratır. Başbakan, Borsa'nın roketlenmesini ekonominin düzelmesine kanıt olarak gösteriyor. Endeks 46 bin diye övünüyor. Acaba Borsa'nın fırlaması ekonominin düzeldiğini gösterir mi? Bu konuları iyi bilen Yiğit Bulut diyor ki:- 10 milyar dolar bozup bono ve hisse alın. Dolar kuru 1.30'un altına düşer, borsa 55 bine dayanır. Sonra elinizdeki kâğıtları satın, kâr yapın, parınızı alın gidin. Ülke ekonomisi ne kazandı? Hiç... Borsa Amerika'nın Sesi Radyosu, Türkçe yayınlarını durduracakmış. Türkiye'de bu kadar çok "Amerika'nın sesi" varken radyoya gerek kalır mı? İlkokul son sınıfta okutulmakta olan "T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük" adlı kitapta AKP'nin dünya görüşüne uygun düzenlemeler ve ayıklamalar yapıldığını... Atatürk'ün 10. Yıl Nutku ile "Antep Savunması ve Şahin Bey" başlıklı okuma parçasının kitaptan çıkarıldığını... "Şeyh Sait Ayaklanması" adlı bölümün başlığının "Doğu isyanı" olarak değiştirildiğini, daha önce bu sütunda yazmıştık. Meğer kitapla ilgili operasyon bu kadar değilmiş... Kitabın 46. sayfasında Mustafa Kemal'in eşi Latife Hanım'ın başı açık bir fotoğrafı bulunuyordu. Yeni baskıda oraya Latife Hanım'ın başı kapalı bir fotoğrafı konmuş... Ermeni olayları konusunda saçma sapan satırlar eklenmiş.Bu bilgiyi bize kitabın yazarlarından Güler Şenünver ulaştırdı. Güler Hoca söz arasında Milli Eğitim Bakanlığı'nı mahkemeye vereceğini de söyledi. Sebebi mi?Efendim bu kitabın Güler Hoca dahil 5 yazarı var. Güncelleme Komisyonu diye bir komisyon kurulmuş. Bu kitaplarda değişiklik yapıyor. Ancak bunu yaparken kitap yazarlarının iznini almıyor. Onların adı yine kitabın kapağında kalıyor. Cumhuriyet değerleri tersine çevrilirken bunun sorumlusu olarak kitabın asıl yazarları gösteriliyor. Resmen sabotaj...Cumhuriyet karşıtlarının Cumhuriyet'le savaşı yarım yüzyılı aşkın zamandır sürüyor. Yukarıdaki küçük olay bu savaşın hangi cephelerde hangi ayrıntılarla sürdüğünün resmidir... İnkılap Tarihi Sabah akşam, yatıp kalkıp iktidarı öven... Enflasyonun düştüğünü, büyümenin hızlandığını, borsanın fırladığını, ekonomik göstergelerin düzeldiğini söyleyen kimi meslektaşlar birden boş bulundular... Trabzon'daki cinayet olayından sonra kentin sosyoekonomik tahililini yaparken başladılar:- Şehirde işsizlik had safhada, yoksulluk - yolsuzluk diz boyu, gençler sahipsiz, halk umutsuz, fuhuş almış başını gidiyor, devlet yok, mafya dört bir yanı sarmış...vs diye dert yanmaya...Bunlar sadece Trabzon'da mı böyle? Öteki kentler düzgün mü? Yoksa yurdun dört bir yanı dökülüyor da siz görmezden mi geliyorsunuz muhterem arkadaşlar? m.asik@milliyet.com.tr Öteki!