Irak’ta yaşayan Yezidi’ler ABD Başkanı Obama’ya gönderdikleri mektupta 1916 yılında Osmanlılar tarafından katliama uğradıklarını bildirmişler. Bunun soykırım olarak kabulünü istiyorlar.
Ermeni, Pontus, Dersim, derken Yezidiler de soykırım kuyruğuna girdi demek....
Türkiye bu konuda umursamaz davrandıkça etrafımızdaki çember kalınlaşıyor.
Üstelik çoğu zaman ruhumuz bile duymadan...
Örneğin Avustralya / Adelaide’de bulunan Göç Müzesi’nde, 20 Aralık 2008 tarihinde, “Pontus Soykırımı”ndan söz eden bir plaketin açılışı yapıldı. Böyle ufak tefek açılışların artık lafı bile olmuyor. Hükümet nasıl bir tepkide bulundu, bilmiyoruz. Sadece Giresun Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Osman Metin Öztürk’ün müzeye gönderdiği açıklamayı okuduk... Genel umursamazlığımız sürerse, dünyada adımız yakında “soykırımcı ülke” ye çıkacak...
Yönetici, işler kötüye giderken gülümsüyorsa firma battığında suçlayacağı kişiyi bulmuş demektir...
Holding kanunu
MYSOLİN?NİYE?YOK?
Yazar Leyla Erbil, “Essential Tremor” adı verilen bir titreme hastalığından muzdarip... Değerli yazar, bu hastalığın tek ilacı olan “Mysolin”in birdendire piyasadan yok olduğunu yazıyor ve şöyle devam ediyor:
- Onun yerine, “Dideral” adlı ilacı denedimse de yan etkiler baş gösterdi. Eş dost vasıtasıyla depo kazıntısı üç kutu sağladım, onlar da tükendi. Oysa bu ilacı ömür boyu kullanmam gerek. İlgili firma 10-15 güne kadar çıkar dedi ancak, hiçbir kıpırdama yok. Bu durumda Türkiye’de yaşayan benim gibi binlerce mağdur, sessizce titreyip duruyordur! Araştırmalarım bu ucuz ilaçları kaldırma teşebbüsüne sık sık rastlandığını ortaya çıkardı...
Sağlık Bakanlığı bu gayri insani gelişmeleri izliyor mu? Ucuz diye bazı ilaçların piyasadan kalktığı doğru mu?
* Wall Street Journal’in başyazısında Erdoğan için “Doğu’da kahraman, Batı’da küstah” denilmiş.
Ne ayıp... Batı kültürüne uyumda zorlanan “Erdoğan, din kardeşi Arapların liderliğine soyundu” gibi bir şey deselerdi bari...
Haldun Ertem
Aracı kim buldu?
Bolu’da düşen helikopterle ilgili yer tespitinin Fransa tarafından yapıldığı haberleri üzerine akla gelen soruları, dün bir uzmanın kaleminden dile getirmiştik. Devlet Hava Meydanları İşletmesi şu açıklamayı gönderdi:
“Düşen helikopterle ilgili yer bilgisine, helikopter ile hava trafik kontrol birimlerimiz arasındaki temasın kesilmesi ardından; DHMİ Genel Müdürlüğümüz ile Denizcilik Müsteşarlığı tarafından 2006 yılında ülkemize kazandırılan ve Esenboğa Hava Limanı’na tesis edilerek hizmete verilen uyduya dayalı Arama- Kurtarma (COSPAS-SARSAT) Sistemimiz üzerinden lokal saat 16.36 da alınan sinyaller ile olay yeri koordinatları 40o 30’ 06 Kuzey 031o 51’ 05 Doğu olarak tespit edilmiştir.
Dolayısıyla düşen helikopterin yer tespitinin Fransa tarafından yapıldığı, Arama Kurtarma hizmetlerinin buna göre yürütülerek enkaza ulaşıldığı yönündeki haberler tamamen gerçek dışıdır. Yer tespiti, ülkemizdeki uyduya dayalı Arama-Kurtarma (COSPAS-SARSAT) Sistemimiz tarafından belirlenmiştir.”
Belediye top attı
İstanbul Büyükşehir Belediyesi “büyük” adına yakışmayacak bir küçüklük yaptı.
Öğrencilere verdiği aylık 100 TL bursu kesti.
Şikâyetçi öğrencileri de “Anayasa Mahkemesi’nden bu kararı CHP çıkarttı” diye CHP aleyhine kışkırttı...
CHP bursların genişletilmesini istemiş, Anayasa Mahkemesi yanlış bir kararla belediye bursları aleyhine karar çıkartmıştı. Üstelik gerekçeli karar yayımlanmadığı için bursun kesilmesi gerekmiyordu.
İlhan Subaşı adlı hukuk öğrencisi dava açtı bu konuda. Dava dilekçesinde gerekçeli karar çıksa da bursların devamı gerektiği savunuluyor. Nitekim AKP’li Kocaeli Belediyesi bursları ödemeye devam ediyor...
* * *
İlginçtir... İstanbul Anakent Belediyesi otobüs şoförlerinin maaşlarını da tam ödeyemiyor. Konu açıldığında Belediye Başkanı Kadir Topbaş, “İETT arazisinin satışı engellendiği için maaşları ödeyemiyoruz” gibi komik bir bahaneye sığınıyor. Gerçeği ise Anakent’ten bir kaynak ifade ediyor; paramız bitti, müteahhitler de para kuyruğunda bekleşiyor...
* * *
Hazine Müsteşarlığı, vadesi geçmiş hazine alacaklarına ilişkin verileri açıkladı.
Hazinenin vadesi geçmiş alacaklarının toplamı geçen yıl sonu itibarıyla 8 milyar 210 milyon TL...
Vadesi geçmiş borçların 6 milyar 630 milyon TL. ’sı mahalli idarelere ait...
Bu borcun da 4 milyar 63 milyon TL.’sı (yaklaşık yüzde 60’ı) tek başına Ankara Büyükşehir Belediyesi ve bağlı kuruluşlara ait...
Belediyeler iflasta.. Peki paraları ne yaptılar? İktidar korkusu olmayan müfettişler şu iki belediyeyi bir incelese, kimbilir neler bulurlar...
“ONE MINUTE”
Meslektaşımız Zafer Arapkirli önceki sabah Haber Türk’te gazeteleri okuyor. Star’ın manşetinin “One minute” olduğunu görünce birden gözleri ışıyor.
- Şimdi aklıma geldi diyor, bizim müteşebbisler şimdiye kadar nasıl akıl etmediler acaba. Üzeri “One minute” yazılı tişörtler üretseler, köşeyi dönerler.
Arapkirli’nin önerisine bir katkı da biz yapalım... Tişörtün arka kısmına da “Bir daha Davos’a gelmem” yazılabilir...
Aslında vakit hâlâ çok geçmiş değil. Ama tişörtlerin elde kalma ihtimalini de yabana atmamak gerek...