Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Emekli diplomat dostumuz yazıyor... Dün öğleden sonra Nişantaşı’ndaki Bread and Butter’da arkadaşlarımla beraberdim.
Tanınmış bir profesör, ünlü bir gazeteci, deneyimli bir üst düzey yönetici...
Baktım, birbirleriyle konuşurlarken yer yer seslerini kısıyor, fısıldıyorlar..
Oysa etrafta sadece cafenin sahibi Nazlı Hanım ve yardımcısı var, onlar da bizi duyamazlar...
Soğuk savaşın dorukta olduğu yıllarda üç buçuk sene görev yaptığım Doğu Berlin’de bile böylesini görmedim. Bazı çok evhamlı yabancılar gördükleri filmlerin etkisinde kalarak, dinleme aletlerinin duvara gömülü olacağını düşünürler ve bazen muhataplarını daha ihtiyatlı konuşmaya yönlendirmek için elleriyle oturulan odaların tavanlarını işaret ederlerdi.
Sanki yan duvarlara dinleme aygıtı yerleştirilemez, bunlar sadece tavanda olurmuşçasına..
Biz Doğu Berlin’de elçiliği kurduktan bir süre sonra Türkiye’den ilgililer Berlin’e gelerek elçiliğin güvenlik durumunu sınadılar.
Bütün duvarlar delindi dinleme aleti bulunamadı. Ama yine de tedbiri elden bırakmazdık.
Bir gün büyükelçiliğimizin maslahatgüzarı (büyükelçi henüz atanmamıştı) benimle gizli bir konuyu görüşmek için çok yakınında bulunduğumuz şehrin ana bulvarı Unter’den Linden’e çıkmamızı önermiş ve eline aldığı yarım metre uzunluğundaki portatif radyonun yüksek desibeli eşliğinde konuşarak o zaman Doğu - Batı Berlin sınırını oluşturan Brandenburg kapısına kadar gidip gelmiştik.
Bunlar 30 yıl önceki olaylar...
Dün masamızdaki deneyimli gazeteci benim masanın üzerinde bulunan cep telefonunu işaret ederek, telefonu kaldırmam uyarısında bulundu.
İnternet mesajlaşması da yine korkudan oldukça azaldı.
Cep mesajlarında bile çok dikkatli olunuyor.
Muhalefet lideri “Beni dinliyorlar” diyor kimse oralı olmuyor.
Soğuk Savaş yıllarını yaşıyoruz yeniden...

Haberin Devamı

Git yargıya, al hakkını!
Bağ-Kur ve SSK emeklilerine, 2003 ve 2006 yıllarında alamadıkları zamlar için 2 bin lira fark ancak dava açtıkları takdirde verilecek.
Kurum dava açmayana para vermiyor. Dava açacak emekli sayısı milyonlarla ifade ediliyor.
Bu durumda Sosyal Güvenlik Kurumu zam farklarıyla birlikte yargılama giderleri ve avukatlık ücretlerini de karşılamak zorunda kalacak...
Geçen yıllarda emeklilerin 150 TL’lik zam farkı alacağı için kurumun 450 TL yargılama masrafı ödediğini biliyoruz. Peki neden SGK emeklilerin paralarını güzel güzel ödemiyor da onları mahkeme kapılarında süründürüyor?
Anlaşılan her bir dava 2 yıl sürer, bu arada emeklilerin paralarını kullanır kâra geçeriz diye düşünüyorlar.
Yaşlı başlı insanları aylarca süründürmek anlaşılan onlar için bir üzüntü vesilesi değil...
CHP Milletvekili Şahin Mengü diyor ki:
“Milyonlarca emekli dava açınca mahkemelerde ve yüksek yargıda iş yükü çok büyük rakamlara ulaşacaktır.
Burada siyasi iktidarın yapması gereken; emeklilerin zam farklarını herhangi bir dava açılmasına imkân vermeden ödemektir. Böylece hem yargıdaki gereksiz iş yükü ortadan kalkacak, hem de kamu kurumları mahkeme masrafı ödemekten kurtulacaktır.”

Haberin Devamı

Kaygı
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, son gazeteci tutuklamalarıyla ilgili olarak arkadaşımız Fikret Bila’ya:
- Olup bitenleri takip ettiğimde intibaım şu ki; kamu vicdanında kabul görmeyen bazı gelişmeler oluyor. Bu hal, Türkiye’nin geldiği ve herkes tarafından takdir edilen görüntüsünü gölgelemektedir. Bundan kaygı duyuyorum, demişti. Gül Bey, geçen yıl Anayasa değişikliklerini hukukçuların itirazlarına bakmadan onayladı. Anayasa Mahkemesi, HSYK ve Danıştay’a kafasına göre atamalar yaptı. Bütün kararlarda imzası var. Ülkenin kaygı veren bu duruma gelmesinde kendi sorumluluğunu da görüyor mu acaba?

Haberin Devamı

Sus
Profesör Yalçın Küçük terör örgütü yöneticisi olmak suçundan tutuklanırken şöyle demiş:
- Devlet yeni bir suç tipi yaratmıştır. Bu da Yalçın Küçük’le konuşmaktır...
Gerçekten de hem Soner Yalçın ve arkadaşlarının hem Ahmet Şık ve Nedim Şener’in sorgusunda Yalçın Küçük’ün adı sık sık geçti...
İlginçtir.. Terör örgütü PKK’nın liderleriyle Kandil’de konuşmak suç sayılmıyor. Abdullah Öcalan ise Şivan Perwer, Mehmet Metiner, Muhsin Kızılkaya gibi Kürt aydınları hakkında:
- Birileri bunlara sus demelidir, diye haber gönderdiği ve “sus” emri ebediyen susturmak anlamına geldiği halde devlet onunla masaya oturup görüşüyor. Profesör Küçük neden bu kadar tehlikeli? İnsan merak ediyor...

Katil
Geçenlerde eve yeni bir yavru kedi almıştık.. Tam bir canavar çıktı... Evdeki diğer kedilere saldırıyor, yanlarından geçerken mutlaka bir pençe atıyor, kucağımıza almaya kalkışırsak ısırıyor... Adını o yüzden “Katil” koyduk... Bendeniz geçenlerde evi aradığımda hanıma sordum:
- Katil ne yapıyor?
- İçerde uyuyor, dedi hanım...
Bunları konuşurken telefonların dinlendiği bir an aklımızdan çıkmıştı. Daha lafa noktayı koymadan ayıldık. Görmediğimiz ama bizi dinlediğine emin olduğumuz kişilere katilin bir kedi olduğunu uzun, uzun izah ettik... Gelinen nokta budur...

Soru: SMC’nin açılımı nedir?
Yanıt: Silivri Medya Centre
Haldun Ertem

Ergenekon Savcısı Zekeriya Öz Galatasaray Kongre üyesi olmuş.
Galatasaraylı futbolcular sıkıysa şimdi oynamasınlar da görelim!
Fahrettin Fidan

* Meclis Başkanı Mehmet Ali Şahin, “Meclis’teki kadın milletvekili sayısını artırmamız gerekiyor” demiş.
Tamam ama yetmez. “Erkek milletvekili” sayısını da artırmamız gerekiyor!