Son gazi de gitti

Son gazi vefat etti... 1. Dünya Savaşı ve İstiklal Savaşı’na katılan Yakup Satar’ı önceki gün 110 yaşında kaybettik. Satar, 1898 yılında Osmanlı İmparatorluğu topraklarında doğdu. O yıllarda ülkemiz “Avrupa’nın hasta adamı”ydı. Emperyalist ülkeler topraklarımızın parçalanması için uğraşıyordu. Hemen tüm işletmeler yabancıların elindeydi. Devletin borcu gırtlağını aşıyordu. Kararlar Osmanlı’nın başkentinde değil, Londra’da, Paris’te, Berlin’de alınıyordu. İngilizlere, Fransızlara yakın olan siyasetçiler yani işbirlikçiler revaçtaydı. Babıali, yani hükümet, topraklarımızda gözü olanlarla işbirliği halindeydi. İktidardakiler gaflet içindeydi. Batı’nın para babaları hortumu hazineye dayamış, ne bulurlarsa götürüyorlardı. Yakup Satar Dede işte bu ahval ve şerait içinde düşmana karşı çarpıştı... Düşmanı yendi. Cumhuriyet’in kuruluşuna, Atatürk dönemine, bağımsız Türkiye’nin kuruluşuna tanıklık etti.
Az gidildi, uz gidildi... Aradan yıllar geçti... Yakup Dede döndü dolaştı aynı yere geldi. Ruhlarını yabancılara satanların el üstünde tutulduğu, ülkeyi yönetenlerin sömürücülerle işbirliği yaptığı, halkın kazancının faiz hortumuyla Batılı para babalarına akıtıldığı, dış borcun tavana vurduğu bir Türkiye’ye...
Yakup Satar’ı, verdiği o mücadelelerin bir işe yaramadığını görmenin hüznüyle birlikte gönderdik son yolculuğuna...

Bu yıl hacca gidecek  vatandaşlarımız kurayla belirlenecekmiş.
Şans oyunlarına düşkün bir toplum için ilahi adalet...
Haldun Ertem

* SSGSS kanunu çıkarılacakmış.
Bu ne biçim kanun! Hitler yasalarında bile bu kadar SS yoktu...
Gülhan Elmas

Gitme kal, Şevval
Klasik Türk musikisini Safiye Ayla hüznüyle söylüyor... Türküleri derin bir Anadolu duyarlığı ile...  Şevval Sam üstün yetenekli bir ses ve icracı olmanın ötesinde bir hayat filozofu... Davet üzerine o üniversiteden o üniversiteye gidiyor... Gençlere hayat üzerine güzel dersler veriyor. Türkiye’nin en mutlu olması gereken sanatçılarından biriyken... Bakınız  Cumhuriyet’te ne diyor:
- Çocuğum olmasaydı buralarda bir an bile durmazdım. Siyaset kirli, para kirli, inançlar kirli, şehirler kirli... Bilmiyorlar, bilmek istemiyorlar. Oysa para, aşkı ve cinselliği öldürüyor. İnsan kendine zaman ayırmıyor. Yarış atı gibi yaşıyor. Oğlum hayatını kurduğu zaman ben misyonumu tamamlayacağım. İleride büyük bir karavan alıp buralardan gideceğim.
Bu akşam 27. Uluslararası İstanbul Film Festivali’nin açılış gecesinde sahneye çıkacak olan sanatçı, kentin kirine - pasına karşı hayatın güzel duygularını seslendirecek... İnsanları kısa bir süre başka bir dünyaya taşıyacak... Onlara en azından bir başka dünyanın varlığını anımsatacak... Sesine ve güzel sözlerine kulak verelim...

Muhallebi...
İstanbul Belediye Başkanı Kadir Topbaş’a ait Fatih’teki Saray Muhallebicisinin arka caddesinin iki ucuna hidrolik engeller yerleştirilmiş. Cadde trafiğe kapatılmış. Saray Muhallebicisinin ana imalathanesi de oradaymış. Saray’ın araçları girerken engeller indiriliyor... Diğer zamanlarda ise araçlar caddeye giremiyor... Vatan’daki habere göre esnaf yangın... Bir yangın durumunda itfaiyenin nasıl gireceği merak konusu...
Olay neyin göstergesi? Bu zihniyetin eline fırsat geçtiğinde kimsenin hakkına saygı göstermeyeceğinin... Halkın verdiği yetkiyi kendi çıkarı için kullanmakta tereddüt etmediğinin... Aynı zihniyet acaba eline verilen katrilyonluk bütçeyi hangi hakkaniyet ölçüleri içinde kullanıyor?

Öğretmen...
İzmir Selma Yiğitalp Lisesi edebiyat öğretmeni Hülya Toker hakkında, “Hükümet aleyhine konuşmalar yaptığı” gerekçesiyle soruşturma açıldı...
CHP Antalya Milletvekili Hüsnü Çöllü, Milli Eğitim Bakanı’na soruyor:
- İnceleme ya da soruşturmanın konusunu, “Biz Kemalist öğretmenler bu kürsülerde olduğumuz sürece, kimse cumhuriyet rejimini değiştirmeyecektir” şeklindeki ifadenin oluşturduğu doğru mudur?
Doğru olabilir... Öğretmenin iki suçu görünüyor.. Bir; Kemalist olduğunu açıklıyor... İki; cumhuriyet rejimini kimse değiştiremeyecektir diyerek AKP’ye maydan okuyor!
Az buz suç mu bunlar?

* Sosyal güvensizlik yasa tasarısıyla 70 yaşında emekli olacak kadınlara “emzirme yardımı” geliyormuş.
RTE’nin “Doğurun” talimatı emeklilik filan da dinlemiyor galiba...