Açık Pencere Bakınız Seçimlerin Temel Hükümleri Hakkında Kanun'un 152. maddesi aynen ne diyor:"Her kim kendisine veya başkasına oy veya tercih işareti verilmesi veya verilmemesi için bir veya birkaç seçmene menfaat, sair kıymetler teklif ve vaat eder veya verir, yahut resmi, umumi vazifeler veya hususi hizmet ve menfaatler vait veya temin ederse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır. Verilen, vait veya temin edilen menfaatler seçmenin seyahat, yemek, içki ve nakil masrafları veya hizmetlerinin mukabili olarak gösterilse dahi hüküm aynıdır."Yasa açık.. İşlenen suç açık. Gazete haberleri meydanda. CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen diyor ki:- Kanun bu kadar açıkken savcılar hâlâ ne bekliyor? Neden adalet harekete geçmiyor. Bundan sonraki seçimleri kim daha çok rüşvet dağıtırsa o mu kazanacak? Evet sayın savcılar... Söz sizde... Seçim öncesi sadaka paketi dağıtmak hiçbir Batı demokrasisinde görülmeyen bir yöntemdir. Bunu Mısır'da Müslüman Kardeşler Örgütü, Lübnan'da Hizbullah, Filistin'de Hamas uyguluyor. Türkiye'de ise AKP... Seçim öncesinde fakir ailelere yarımşar ton kömür dağıtıldı. Gecekondularda hemen her eve "erzak paketi" adı altında yiyecek paketleri verildi. AKP'nin İstanbul Zeytinburnu'ndaki mitinginde gelenlere 25 YTL'lik gıda hediye çeki dağıtıldı. Bu yöntem insanlığa aykırı olduğu gibi seçim yasalarına da aykırıdır. Cezası hapistir... Amerikalı Holbrook'tan sonra Filistin'deki Hamas örgütü de Türkiye'yi "ılımlı İslam modeli" olarak göstermiş. Ülkemiz kuşkusuz dışarıdan daha net görünüyor... Abdullah Gül'ün kendi sitesinde halka kendisinin cumhurbaşkanlığını isteyip istemediğini sorduğunu... Yüzde 55 hayır yanıtı çıkınca anketin apar topar siteden kaldırıldığını geçen gün duyurmuştuk.Durdurulan anketi Hürriyet internet sitesi sürdürdü... Dün itibariyle çıkan sonuç mu? 1 milyon 45 bin 139 kişi (Yüzde 86) "Hayır, cumhurbaşkanı olmasın" derken, 169 bin 193 kişi (Yüzde 14) "Evet, cumhurbaşkanı olsun" diyordu... Hayır yüzde 86... Hayırlı olsun. Gül... Seçimlerden önce esen fırtınayı biliyorsunuz... Hem CHP'ye hem DSP'ye dört bir yandan korkunç bir baskı vardı: Birleşin... Tek vücut olun... Soldaki dağınıklığa son verin vs... Baskı o kadar büyüdü ki... Her iki parti istemeyerek de olsa tavizler verdi. Birleşme sağlandı.. Seçimler yapıldı. Üzerinden iki hafta geçti. Herhangi bir yeni gelişme ya da fikir ayrılığı olmadığı halde DSP'li 13 milletvekili CHP'den ayrıldı... Bu arada çok ilginçtir.. Seçim öncesi CHP ve DSP'ye "birleşin" baskısı yapan yüzlerce, binlerce kişi ve kuruluştan hiç biri DSP'ye "Ayrılmayın" baskısı yapmadı. "Neden ayrıldınız, sizin amacınız sadece CHP'nin sırtında TBMM'ye girebilmek miydi?" diye soran da olmadı... Her işimiz bir garip! CHP-DSP Epirden Plaj Voleybolu takımı Antalya - Demre'de kamp yapıyor... Demre'deki son antrenman maçı seyircilerin sürekli laf atması nedeniyle kesiliyor. Polis çağırılıyor. Ama gelmiyor. Bunun üzerine antrenman maçı tatil ediliyor... Atılan sözlerden bazıları şunlar:"Kıza bak ayı gibi, ezer herkesi...", "O atlayışını izlemek için işi bıraktım da geldim!", "Her taklana 100 milyon veririm!", "Sen çok etli butlusun, ele avuca iyi gelirsin!", "Sende çok iyi kasa var!", "Karının balkonlarına bak be!", "Of anam, yavrum, fıstık!" Voleybol Su krizi nedeniyle Melih Gökçek'in imajı bozulmuş. Öyle demeyin! * * * Melih Gökçek deyince Ankara'da "akan sular durur"... Ankaralılar ramazan ayını da susuz geçirecekmiş. Ramazanı da okullar gibi bir ay ertelensinler! Kabine degisecekmis! Bari yeni kabinede "fazla uyanık olmayan" Maliye Bakanı'yla "uyanık" bir Turizm Bakanı olsa... Ankara Belediyesi başkente Kesikköprü barajından 6 ayda su getirme konusunda iddialı... Acaba bu mümkün mü? Tesisat konusunda uzman okurumuz Y. Müh. Yaşar Polat diyor ki:- Belediye yetkilileri Kesikköprü barajından 3 boru (her biri 1600 mm) ile su getirme işini yaklaşık 5 - 6 ayda bitireceğini söylemekte. Bu güzergâh üzerinde bir yığın karayolu, demiryolu, Ankara çevre yolu (otoban), yüksek ve alçak enerji hatları, mevcut içme suyu ve doğalgaz hatları, telefon, pis su kanalizasyon hatları ve metro tüneli bulunmakta.Bu mevcut hatların her birinin altından veya üstünden su borularını geçirmek 5 - 6 ay içinde yapılamaz... Ayrıca bu güzergâhta çok fazla arsa, arazi ve konutlar var. İstimlak bedeli ve oluşacak zararlar nasıl ödenecek? Ayrıca bu işlerin yapımı sırasında Ankaralıların susuz, elektriksiz, telefonsuz, doğalgazsız, trafik keşmekeşi, lağım suyu ve kokuları içinde geçecek günlerini aklıma dahi getirmek istemiyorum.Eğer yukarıda belirtilen zorlukları göze alamayıp boru hattı Ankara çevresinden geçirilirse o zaman yaklaşık 2 kat daha fazla boru kullanılması gerekir. Bu durumda da bu iş yine 5 - 6 ayda asla bitmez. m.asik@milliyet.com.tr Su 6 ayda gelir mi?