Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Gündemi yakalamak ve kendisinden söz ettirmek siyasetçinin başarısıyla doğru orantılı görünür.

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nu bu açıdan başarılı görenler var.

Çünkü bir süredir sahnede daha  çok görünüyor.

Bu çıkış türban yasa önerisiyle başladı. Sonra ABD gezisi, ardından iktidara yönelik uyuşturucu suçlamaları, İngiltere gezisi, temiz para polemikleri gündem oldu. CHP’liler böylece gündeme hâkim olduklarını düşünüyor.

Ancak aksini düşünenler de var.

Onlar da Kemal Bey’in gündeme hâkim olmak yerine gündemi iktidar lehine değiştirdiğini savunuyor.

Haberin Devamı

Diyorlar ki:

- Türkiye’nin sorunları ağır. Muhalefete düşen sorunları tespit etmek, iktidara geldiği zaman kuracağı kadroları, uygulayacağı çözümleri, projeleri halka anlatmak olmalı.

Bunları söyleyen CHP’li dostumuz
örnek de veriyor:

- Örneğin CHP ve İyi Partililer sürekli
esnaf ziyaretleri yapıyorlar. Ancak bu ziyaretlerde hiç tarım ürünlerinin halka daha ucuz nasıl ulaştıracaklarını, nakliye ve pazarlamada hangi reformları yapacaklarını anlatmıyorlar. Sadece vakit harcıyorlar.

Kemal Kılıçdaroğlu bir ara “elektrik faturası ödememe” protestosuna girişmişti. O zaman kendisine şu eleştiri yapıldı:

- Sonuç getirmeyecek eylemlerle vakit harcıyorsunuz. Sizin yapacağınız şey iktidara gelince elektrik fiyatlarını nasıl indireceğinizi halka anlatmak olmalı.

Sorunlar ve çözümleri... Gündemde sonuç vermeyecek polemikler değil bu özlü konular yer almalı.

OKYANUSTA ÖLÜM

İş insanı Dilek Ertek, Norwegian Sprit adlı gezinti gemisiyle tatile çıkmış. Pasifik Okyanusu’nda Tahiti yakınlarında denize düşerek kaybolmuş. Dilek Ertek’le aynı gemide bulunan oğlu Gökçe Atuk’un Tahiti’de helikopter kiralayarak annesini günlerce aradığı ancak sonuç alamadığı bildiriliyor.

Cruise gemilerinden denize düşüp kaybolmak çok ender rastlanan bir olay değil. Her yıl ortalama 25 yolcunun bu şekilde kaybolduğu kayıtlarda yer alıyor.
Bu gemilerin güverte korkulukları yolcuların göğüs hizasına kadar yükseldiği için sebepsiz yere denize düşmek pek mümkün değil. Düşmeler genellikle intihar amaçlı veya sarhoşluk sonucu oluyor.

Haberin Devamı

Dilek Ertek (70) kamarada İsviçreli erkek arkadaşıyla birlikte kalıyormuş. Kamarasının balkonundan aşağı düştüğü söyleniyorsa da bu pek inandırıcı görünmüyor. Tahiti makamları bu tür bir olayla ciddi şekilde ilgilenmez. Peki, ne olacak? Tavsiyemiz... ABD’de bu tür olaylarda gemi şirketine dava açan uzman avukatlık şirketleri var. Öyle bir şirkete başvurmalı. Dava sürecinde olayı aydınlatacak kanıtlar ortaya çıkabilir.

LİMİTÖR

“Bolu’da yolcu otobüsü devrildi; 3 ölü, 32 yaralı.”

“Amasya’da yolcu otobüsü TIR’la çarpıştı; 3 ölü, 8 yaralı.”

“Sivas’ta göçmenleri taşıyan otobüs devrildi; 3 ölü, 27 yaralı.”

Bunlar sadece son 48 saatin haberleri.

Türkiye’de neden çok otobüs kazası oluyor?

Ulaştırma uzmanı Dr. Suat Sarı anlatıyor:

Otobüslerin limitörleri vardır. Bu limitörler sayesinde otobüsler 100-120 kilometre sınırını geçemezler. Onların hepsi fabrikadan öyle çıkıyor. Ama hız yapmak için bunu söküyorlar. Otoyollarda öncelikle hız denetim sistemi kurulması lazım.

Haberin Devamı

Ayrıca, otobüs sürücülerinin şerit denetimi yapılmıyor. Otobüslerin gitmesi gereken şerit üçüncü ve ikinci şerittir. Hepsi birinci şeritte gidiyor. Denetim yapılmazsa kazalar böyle sürer.

LİSAN

Kelime bilgimizi ilerletelim…

Ayakkabı bağcıklarının deliklere daha rahat girebilmesi için ucuna takılan metal veya mika parçanın adı nedir?

Cevap: Aglet.

İlaç tanelerinin dizili olduğu, kutular içinde tabaka halinde bulunan koruyuculara ne ad verilir?

Cevap: Blister.

KOŞU

Her alanda dünyanın ve Avrupa’nın en büyüğü olduğumuz iddiasındayız ya...

Bu konuda müjde verelim!

Maratonda da dünyayı solladık.

Eğer gazetelerimizdeki rakamlar doğruysa, New York Maratonu’na 50 bin kişi, İstanbul Maratonu’na 60 bin kişi katılmış.

New York geride kaldı!

KAZIK

Kadıköy çarşısında bir not defteri ve kalem almak üzere kırtasiyeciye giriyoruz. Daha önce yandaki kırtasiyeciyi gezmiştik. Gördük ki aynı marka kalemler iki kırtasiyecide farklı fiyatlarla satılıyor. Not defterleri de öyle. Hatta o kadar ki aynı kırtasiyecide aynı kalitede not defterlerinin arkasına farklı etiket yapıştırıldığını görüyoruz. Biraz ötedeki satıcıdan “çek at” türü kâğıt mendil alıyoruz. Bir başka satıcıda aynı kâğıdı çok daha ucuza buluyoruz. Şu siyasetçilerin hemen her gün ziyaret edip hatırını sordukları esnaf var ya… Hiçbir fiyat denetimine uğramadan tutturabildiğine satıyor her şeyi. Kimisi malın üzerine etiket koyuyor ama... Etiketler de birbirini tutmuyor. Siyasetçiler bir ara esnaftan alışveriş eden halkın da halini sorsalar
bakalım ne yanıt alacaklar…