Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

2003 yılında özelleştirilen ve piyasanın babalarına 292 milyon dolara satılan Tekel’in içki bölümü (Mey İçki), 2006’da ABD’li Teksas Pacific Group’a (TPG) 810 milyon dolara satıldı. Aradan 5 yıl geçmeden bu defa da İngiliz içki şirketi Diageo’ya 2.1 milyar dolara devredildi.
8 yılda 10 misli kâr... Sözcü gazetesi dün şu manşeti atmıştı:
“Tıksırıncaya kadar kâr ettiler”
Babalar gibi satarız... Ülkemizi pazarlamakla mükellefiz, gibi sloganlarla çıkılan yolda varılan sonuç ibret verici...
Halkın malı mülkü onda bir fiyatına satılmıştır...
Bir miktar yatırım yapmıştır elbet satın alanlar... Ama yapılan yatırımın bu kadar büyük fiyat zıplaması yaratacağını iddia edebilen hiç kimse yoktur.
Tekel’i kapatanlar yüz milyonlarca dolar kâr ederken aynı süreçte hakkını arayan Tekel işçileri biber gazı, tazyikli su, copla susturuldu... Hayatları kaydırıldı.
Acaba yapılan özelleştirmelerde bunun gibi kaç soygun daha tezgâhlandı? Halka ait kaç kuruluş daha böyle bedava okutuldu. Arada ne kadar rüşvet ve komisyon döndü?
Neden bizim siyaset ve bürokraside mal beyanı usulü bir türlü yerleşmedi? Cevabı zor olmasa gerek...
Bir başka soru... CHP neden Mey İçki soygununu araştırmak için bir komisyon kurulmasını önermiyor? Sanırız sebep bir CHP’linin de konsorsiyuma katılmış olması değildir. O zaman? CHP neden susuyor bu konuda?

Haberin Devamı

Soruşturma...
CHP Milletvekili Hüsnü Çöllü sordu dün:“Ergenekon ve Balyoz olarak adlandırılan dava ve soruşturmalarla ilgili “belge sızdırılması” gerekçesiyle hakkında soruşturma açılan polis, savcı veya adliye personeli sayısı nedir?”
Hakkında bu yüzden soruşturma açılan var mı, bilmiyoruz. Çünkü “belge sızdırma” olağan işlem haline getirildi. Şahıs tutuklanıyor, bilgisayarı ya da ofisinde ele geçirildiği söylenen belgeler medyaya sızdırılıyor, suç unsuru olmayan belgeler suç unsuru gibi parlatılıyor, tutuklu kişi kamuoyunun gözünde mahkûm ediliyor, hakkında iddianame hazırlanmadan kamuoyunda suçlu durumuna düşürülüyor. Bu durum bir iktidar politikasına dönüştürülmüş durumda. Yargı süreci böyle işliyor! Adına adalet deniyor.

Haberin Devamı

Trilyarder var mı?
Süleyman Demirel 80’lerde “Trilyonları telaffuz etmeye alışmalıyız” dediğinde gerçekten trilyonları pek telaffuz etmezdik... Gide gide alıştık.. Ama anlaşılan ötesinde problem var...
Başbakan Erdoğan geçenlerde Mısır Başbakanı Hüsnü Mübarek’e tavsiyelerde bulunduğu konuşmada:
“Trilyarderlere sesleniyorum.Yarın öldüğünüzde hoca, trilyarder niyetine demeyecek” demişti. Okurumuz diyor ki:
- Trilyar diye bir sayı maalesef yok... Matematikte trilyondan sonra katrilyon gelir...
Katrilyondan sonra da kentilyon geliyor. Telaffuz etmeye alışmamız gereken rakamlar ve önlerindeki sıfır sayıları şöyle: Trilyon (12), Katrilyon (15), Kentilyon (18), Sekstilyon (21), Septilyon ( 24 ), Oktilyon (27), Nonilyon (30 ) vb.


Şeker
Şeker hastalarının ölçüm çubuklarına erişmesi zorlaşmış, konu gazetelerde yazılınca Sağlık Bakanlığı yetkilileri “sorun giderildi” şeklinde açıklamalar yapmıştı...
Bu doğru değil. Sorun orta yerde duruyor...
Tip 1 şeker hastaları (çocukluk diyabetinin yüzde 99’u bu tip), günde dört kez şeker ölçmek zorundalar. Sürekli ölçüm yapmadan diabet tedavisi sürmez. Şu anda hastalar çubukları ceplerinden para vererek eczanelerden almak sonra parasını uzun uğraşlarla tahsil etmek zorundalar. Sağlık Bakanlığı adeta hastaları bıktırıp paralarını geri almaktan vazgeçirmek amacında... Bu eziyetin başka mantıklı izahı bulunmuyor. Eğer varsa Sağlık Bakanı Recep Akdağ açıklasın, sütunumuzda yer verelim... Evet Sayın Bakan, sizden bir açıklama bekleniyor...

Haberin Devamı

Soru: Ortadoğu halklarının ortak özelliklerinden biri de ne?
Yanıt: Gerçekleri görmelerinin epey zaman alması...
* * *
Sivil toplum kuruluşları torba yasaya ilişkin çekincelerini içeren bir mektubu Abdullah Gül’e göndermiş.
Pul parasına yazık...
Haldun Ertem

Radyo-3
TRT yöneticilerinin kamu hizmeti anlayışına bir yeni örnek: Kaliteli klasik ve caz müziği yayınlayan Radyo-3 ülkenin birçok bölgesine kapandı.
Doktor okurumuz Düzce’den yazıyor:
“TRT Radyo-3’ü bir süredir Düzce’den dinleyemiyorduk. Sakarya ve Kocaeli’den de... Radyo-3’ü açtığımızda karşımıza TRT Radyo Haber çıkıyordu. Klasik müzik, caz veya rock yerine Tayyip Erdoğan’ın yüksek perdeden soloları aksediyordu kulağımıza. TRT internet sayfasına baktık. İzmit, Sakarya, Düzce, Bolu’dan Radyo-3 kaldırılmıştı. TRT’yi aradım, karşıma çıkan görevli bilgimi doğruladı: Muhtemelen Anadolu’nun büyük bölümü artık Radyo-3 dinleyemiyor. Kararın nedeni açık: Seçim zamanı yaklaşıyor ve TRT’nin asli görevi olan hükümeti yağlama işini bu dönem daha kızgın bir biçimde yapması gerekiyor...”
Radyo- 3 severler bir de imza kampanyası başlatmış:
http://radyo3solmasin.blogspot.com

Meksika’dan Türkiye’ye hırsızlığa gelen iki kişi yakalanmış.
Ne yani, adamlar hırsızlığa değil de bu alandaki en ileri teknikleri yerinde görmeye gelmiş olamazlar mı?
Fahrettin Fidan

Bülent İlhan’ın vatandaşlara tavsiyesi:
“Telefonu açtığınızda ALO yerine İŞSİZİM, GEÇİNEMİYORUM diye cevap veriniz.
Sizi dinleyenleri en çok etkileyecek sözünüz, ilk sözünüzdür.