Dersim konusunda herkes tarihçi kesildi... Ama bizim basit sorumuz bir türlü yanıt bulmuyor... O basit soru şu...
“Tunceli’de yaşananlardan CHP sorumludur da neden o günden beri seçimleri CHP kazanır?”
Bakınız oylara...
1950’de DP oyların yüzde 60’ını alıyor, CHP yüzde 40’ını...
1954 seçimlerinde CHP oyların yüzde 53 ’ünü alıyor, DP yüzde 46’sını...
1957 yılında CHP yüzde 53, DP yüzde 34...
1965 seçiminde CHP yüzde 34, AP yüzde 27.
54, 57, 65 seçimlerinde CHP’nin başında İsmet İnönü vardır. Tunceli halkı oyunu İnönü’ye vermektedir. Demek halk CHP ile çoktan barışmıştır.
CHP Milletvekili Kamer Genç’e seçim sonuçlarının sırrını soruyoruz. Yanıtı:
- Dersim’e durup dururken harekât diye bir şey söz konusu değildir. Aralarında 91 aşiretten birinin başkanı olan Seyyid Rıza’nın da bulunduğu derebeyleri ta Osmanlı döneminden beri bölgede devleti tanımıyor, vergi vermiyor, askere gitmiyor... Dahası başta Gümüşhane olmak üzere çevre illere talan, soygun amaçlı saldırılar düzenliyorlardı. Atatürk bunlara karşı önce ikna yöntemini kullandı. Yapmayın, etmeyin, dedi. Sonuç alamayınca hareket kaçınılmaz oldu.
- “Katliam” yorumlarına rağmen Tunceli halkının seçimlerde hep CHP’ye oy vermesi ve Atatürk’ü sevmesine ne diyorsunuz?
- Bakın, bu katliam lafı son yıllarda kullanılır oldu. Eskiden yoktu. Aleviler tarihleri boyunca ezilmiş, dışlanmıştır. O ezilme ve dışlanmayı sona erdirecek laikliği Atatürk getirmiştir. Kadınları eşit yurttaş yapmış, derebeylik sistemine son vermiştir. Tuncelililer o yüzden Atatürk ve CHP’yi her zaman sever...
Not: O dönemde isyanlarla mücadelenin acı olaylara dönüşmesini elbet kınıyoruz. Ancak bugün “tarih”i siyasi amaçla istismar konusu yapanları da kınamalıyız...
Bakan Davutoğlu kendilerinden önceki Türkiye’yi
“kaslı kolları, boş bir midesi, küçük beyni ve titrek
bir kalbi” olan adama benzetmiş.
“AKP’yi böyle bir adam seçti” mi demek istiyor acaba?
Haldun Ertem
Türk halkının yüzde 92’si klasik müzik dinlemiyormuş.
Onun yerine sabah akşam ekranlardan
“klasik palavra” dinliyorlar!
Fahrettin Fidan
Çiçek Durağı
Kadıköy iskele meydanında roman kadınları çiçek satar... Karda, kışta, soğukta, vapur çıkışında gece yarıları yürek paralayan bir ses duyarsınız:
- Haydi güller bir lira...
Dün baktık.. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kadıköy Meydanı’na camdan lüks bir büfe yerleştirmiş.. İçinde envai çeşit çiçekler... Üzerinde “Çiçek durağı” yazıyor...
Romanların orada kazanacağı üç beş kuruşa göz dikmişler...
Kentin daha birçok meydanına bu büfelerin yerleştirildiğini arkadaşlar anlattı.
Romanların ekmeğini elinden almak için Büyükşehir seferber olmuş...
Gariban romanların fakirleşmesi uğruna kim bilir hangi yandaşı besleyecekler?
Kayseri soruları!
Başbakan Tayyip Erdoğan, Dersim olayını anlattığı konuşmasında İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik operasyonu da savundu. AKP’li Kayseri Büyükşehir Belediyesi’ndeki yolsuzluk iddialarının üzerine gidilmemesini eleştiren Kemal Kılıçdaroğlu’na şu yanıtı verdi:
“Savcılık başvuruların hepsini geri çevirdi, reddetti, tersledi. Kayseri dosyasından bir şey çıkmadı, çıkmayacak.”
Kayseri Büyükşehir Belediyesi’ndeki yolsuzluk iddialarını ilk dile getiren CHP Kayseri Milletvekili Şevki Kulkuloğlu, elindeki belgeleri göstererek anlatıyor:
“Evet, yoğun baskılar sonucu başta Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Özhaseki olmak üzere bazı AKP’liler şimdilik kurtarılmış gibi görünmektedir ama... Belediye başkanı adına ve onun sorumluluğunda görev yapan Kayseri Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Mustafa Yalçın hakkında hem rüşvet alma ve görevi kötüye kullanma suçlarından hazırlanan dosya tekemmül etmiş, olay iddianame hazırlanması aşamasına gelmiştir. Büyükşehir’e bağlı AKP’li İncesu Belediye Başkanı Zekeriya Karayol hakkında iddianame aşamasına gelen dosyadaki suçlama ise zor yoluyla irtikaptır...”
Medyada, İzmir belediyesinin yolsuzluğuyla ilgili hiçbir haber çıkmamışken, bu kadar müfettişle didik didik edilmesine rağmen, Kayseri, İstanbul, Elazığ gibi AKP’li belediyelerin ayyuka çıkan yolsuzlukları için neden müfettiş gönderilmiyor, anlayabilmiş değilim.
Alper Muslu
Le Canard Enchaine
Fransa’nın özel haberleriyle tanınan haftalık Le Canard Enchaine gazetesinde şu haber dikkatimizi çekiyor:
“NATO tarafından Suriye’ye sınırlı bir müdahale hazırlanıyor.”
Müdahaleyi İngiltere, Fransa ve Türkiye’nin hazırladığı kaydediliyor gazetede...
Müdahale doğrudan bir hareket değil, muhalif grupları güçlendirmek şeklinde olacak deniyor.
Öyle veya böyle.. İki noktayı vurgulamak gerek...
Emperyalist ülkeler asla bir başka ülkeye özgürlük ve demokrasi götürmemiştir.
İki...Türkiye elini Ortadoğu meselelerine sokmuş oluyor ki... O ateş bir gün bizi de yakar...
